Hava Durumu

Hepsi birkaç basit hikaye...

Yazının Giriş Tarihi: 17.03.2016 09:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.03.2016 09:30

Bilirim hala seversin öyküleri... Sahipleri, kahramanları, masaları, plastik oyuncakları olan öyküler anlatmayı uyurken ve ipek saçlı yeni doğmuş rüyalardan uyanırken gülümsemeyi.

Anlat deme hepsi üç beş garip hikaye;

Şahsına münhasır şekilsiz suratlar, alçıdan yapılmış maskeler ve geceyi hayat bilenler; dilsiz öfkeler, engelsiz koşularda topladığımız çakıl taşları gördük sevgili, hepsini tek tek tutuşturduk askılara bazılarını ilmiklere doladık; sesli harflere geçemeden astık...

Bazılarından hiç bir şey yapamadık... Dağınık bıraktık...

Basit işte...

O süpürgeden hiç inmemeliydi çocuklar biliyorum söylemiştin... Denizi görmemeliydi ve hissetmemeliydi kırıkları ince, çelimsiz yara bile denilemez kağıt kesiklerini göstermemeliydi kimseye... Renkler kurcalamamalıydı siyahın ucuz geçmişini...

Altı astarı üç beş basit hikaye diyorum...

Sorma... Sormanı istemiyorum Sevgili... Anlatmak bir kedinin oynadığı ciğer artıklarını toplamak gibi. Biliyorum söylemiştin sen, kırılmış aynalardan, patlayan bombalardan ve ateşe atılan insanlardan bahsetmiştin.

HİKÂYELERİM ÇOK BASİT SEVGİLİ ANLAT DEME...

-mişli geçmiş birkaç cümle, Ozancan var Destina var içinde, Ali Deniz var... Şimdiki zamanın olmayanları... Beni bilirsin sen beceremem pembe gözlüklerle patlayan otobüs duraklarına bakmayı. Şiddet içeren sinema filmlerine bakamadan yandakinden dinlerim bilirsin, çayı şekersiz içerim, bilirsin sinirliyken çok söylenirim... Bilirsin içim içimi yese de hep sarılmayı ertelerim, hala gördüklerime şaşkınlıkla gülerim...

YOK, ANLAT DEME... DERSEN ÇOK ÖNEMSERİM!

Anahtarı içeride unutulmuş her kapı için çağırırım aklımın çilingirlerini... Çözümsüz örneklerle anlatırım değersizlerimi... Öteye fırlatamam kimliği belirsiz ölüleri... Dinlemem bilirsin öfkeliyken üretmeyi öğretir hani öfke, sakın kaybetme!!!

BİR İKİ BAŞIBOŞ CÜMLE DİYORUM...

Topladığımız çakıl taşlarından rüyalar biriktiriyorum şimdi... Birkaç şarap kızılı saç teli, İskender'in satırından damlamış küçük kan lekeleri... Arsızlığından şikayet etmeyenlerin asaletleri, hamını mamını yemiş, kulakları tıkalı nezaret sakinleri, bir emekli faturası, bir genç kız eteği, bir jilet kesiği, bir arabesk klasiği, biraz demir pası, bir öğrencinin kana bulanmış sınav kağıdı...

Bir şehrin tek başına kalmışlığı...

Şair der ki "biz iyi olduğumuzda susarız"... Anlat deme... İşte ben böyle şair oluyorum... Sen yokken; herkes çokken...

ANKARA kollarıma kağıt kesikleri atarken...

Anlat deme!!!

Hepsi üç beş hikaye...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.