Çünkü minimalizm bizi çağırıyor

Yaşadığımız düzen ve toplumda, bilincimizi kazandığımız andan itibaren sürekli bir şeylere ulaşmak uğruna yaşamaya başlıyoruz. Önce şu okul bitsin, bir üniversiteyi kazanayım da, bir iş bulsam, biraz daha kazansam, bir evim olsa, bir arabam olsa cümleleriyle yaşam gailesi içinde kendimizi tüketiyoruz. Hep sinirli, hep aceleci, hep hızlı yaşayanlarız.

E ne oluyor sonunda bir avuç toprak oluyoruz. Evimiz de, arabamız da,  diplomamız da arkamızda kalıyor.

Çoğunuz tanışmışsınızdır minimalizle... Bilmeyenler için diyorum. Birden bire sistem dahil dünya değişmeyecekse hepimiz tanışmalıyız...

Nedir minimalizm?

Sadece az şeye sahip olmakla açıklanabilecek bir şey değil tabiî ki... Bir dünya görüşü, bir bakış açısı... Bir düşünce ve davranış biçimi... Minimalist düşünerek, davranarak çok daha rahat ve sakin bir yaşam sürmemiz mümkün.

Hayatı basitleştirmekten, sade yaşamaktan, gereksiz kaygı ve endişelerden arınmaktan geçiyor yolu...

Sahip olduğunuz her şey için şükredebilirsiniz, bunun için bir ev, bir araba, bankada para, vs. olmasını beklemeyin. Bu siz kendinizi iyi hissettirecektir. Şikâyet ederek, söylenerek, yakınarak, belki sinirlenerek hangi sorunun çözümünü buldunuz? Neden kendisini heba ediyorsunuz bir düşünün. Size hiç geleceği düşünmeyin demiyorum, elbette düşüneceksiniz. Sadece kontrol edemeyeceğiniz şeyler olabileceğini kabul edin, her şey sizin istediğiniz gibi gitmeyebilir, bunu bu kadar kafaya takmak emin olun geleceğinizi daha güzel bir hale getirmeyecek.

Spor yapmanın stresi azaltmada etkili olduğu, sizi sağlıklı tuttuğu ve kendine olan güveninizi iyileştirdiğini biz değil, bilim insanları söylüyor. Hata yapmadan yaşamak mümkün değil. Pişman olmak yerine, pişman olduğunuz sonuçları ortadan kaldırmaya yönelin.  Sadece başkalarını eleştirmekten değil, kendinizi de eleştirmekten vazgeçin artık.  Bir an önce olumlu ve iyimser düşünmeye, her şeye olumlu tarafından bakmaya başlamanız gerekiyor. Sahip olmadıklarınıza üzülmek yerine sahip olduklarınızla yol almaya bakmalısınız. Kendinizi mutlu edecek şeyleri bulmalısınız. Hobi olabilir, yazıp çizmek olabilir, çalışmak, spor yapmak, seyahat etmek olabilir. Bu sizi şarj edecektir. Keyif almayı öğrenin. Her şeyden, sabahtan, akşamdan, uyumaktan, çalışmaktan keyif almayı öğrenmelisiniz. Hayatınızdaki işleri keyifli hale getirmenin size neler kazandırabileceğini düşündünüz mü hiç? Her ne kadar çok keyifli olsa da, zaman su gibi akıp gitse de internette çok zaman geçirmek çağımızın hastalığı maalesef. Vaktinizi daha üretken, daha verimli, daha aktif geçirmelisiniz. Daha sosyal olmalı, hayatın içinde daha çok yer almalısınız.  Kendinizi başkalarıyla kıyaslamaktan, mutluluk yarıştırmaktan kaçının.

Zamanın geri alınamaz bir mefhum olduğunu asla unutmayın!