Bir birey hayatında yapması gerekenleri yapıp (lisans eğitimi- iş vb.) geriye bir şey kalmadığında (aldığı maaş dünya turu atmasına yetiyorsa, öğrenim kredisi ödemek gibi bir gerçekliği yoksa ve yaslarını fakir çiçekleriyle değil de güllerle tutabiliyorsa ayrı tabii) geriye aile kurmak kalıyor değil mi?
Aile kurmak herkesin istediği şey... 'Bu dünyada da hani, yolumu birlikte çizebileceğim birisi olsun yanımda, ah bir de minnak bir yavrum olsun, kalabalıklar içindeki yalnızlığım bitsin' duaları insan olan her canlının zihninde ışıldamaya başlar vakti geldiğinde... Normaldir bu...
Lakin ben size söyleyeyim ki, geçtiğimiz günlerde bunu bir daha düşündürecek bir gelişme (ki bence gerileme) yaşandı memlekette.
Mecliste, "Aile bütünlüğünü olumsuz etkileyen unsurlar ile boşanma olaylarının araştırılması ve aile kurumunun güçlendirilmesi konusunda alınması gereken önlemlerin belirlenmesi için" kurulan komisyon, kadın ve çocuk haklarının nasıl gasp edileceğini bir raporla açıkladı. 479 sayfalık rapor kadın ve çocuk lehine olan az sayıdaki kanunu da nasıl aleyhe çevirebiliriz çalışmasıydı.
Eşitiz Kadın Grubu'nun açıklamasına göre Ceza Kanunu, Medeni Kanun ve 6284 sayılı Şiddet Önleme Kanunu'nda yapılması istenen şok edici, utandırıcı değişikliklerin bazıları şunlar:
Bu yasa resmi nikâh dışında evlendirmelerin yolunu açıyor.
Bu şekilde kadın örgütlerini sürecin dışında bırakmak, kadınları yalnızlaştırmak ve zorunlu arabuluculuğa giden yolu açmak için bu öneriyi yapıyor.
Kadınları boşanmaktan caydırarak boşanmayı ekonomik bir çelişkiye düşürüyor
Diyeceğim o ki millet gider Mersin'e biz gideriz tersinenin yanında... Benim çocuğumun hayatı rezil olacaksa, tecavüz, taciz, pedofili milli spor yapılacaksa ne gerek var o çocuğun doğmasına, ne gerek var evlenmeye? Ben o çocuğu doğurmak için bin defa düşünürüm.
***
Türk milletinin büyük önderi Atatürk'ün Türk gençliğine armağan ettiği 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nda milletimize sağlık, huzur, güven ve başarı getirmesini diliyorum...