Yeni yıla gireli neredeyse iki hafta oldu. 2021 her anlamda geçmiş oldu ama bize bıraktıkları genel anlamda acı, göz yaşı...
Konuşulacak, tartışılacak ve sorgulanacak birçok konu var.
Benim yeniden döndüğüm gazetemde ilk tartışacağım, paylaşacağım konu dilimin döndüğünce kadın cinayetleri.
Bu konuda fikrimi söylemekten bıkmayacağım. Dilimdeki tüy bitmeyecek. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu tarafından açıklanan istatistiğe göre en az 367 kadın erkekler tarafından katledildi.
Sayının net olmaması, bilinmemesine, söylenmemesine üzerinin ötülmesine bağlı. Ayrıca şüpheli ölüm oranlarının artışına...
SOSYAL MEDYAYI İYİ ANLAMAK
Herkes sosyal medyada aktif değil mi? Evet...
Ama medyayı okuyup iyi anlamak kişiden kişiye değişir. Sosyali- değili önemli değil. Oturup iki kere Müge Anlı’nın programını izleyen sosyolojik olarak bu ülkenin geneli hakkında inceden bir fikir sahibi olur.
Bizler medya okur yazarı insanlar olarak baktığımızda ve algımızdaki seçicilikle son dönemde kadınların üniversitede, sokakta, işte ve hemen her yerde uğradığı şiddet ve istismarın haberlerini okuyoruz. Buradaki istismar kelimesinin içeriği psikolojik, ekonomik vb... olarak değişir.
İş yerinde kadından beklentinin ‘patrona yakın’ şeklinde tanımlanması, iş görüşmeleri için atılan mesajların istismar (küfür) niteliği taşıması, kadının dilinin korkuyu dile getirmekten ibaret olması, mesleklerin cinsiyetçi olması... Bunlar giderek artıyor. Benzer hikâyeler yalnızca oyuncular farklı...
Bunun sebebi teknolojinin gelişmesi değil,erilliğin, erkek egemenliğinin artması. Daha bir keyfe keder, daha bir rahat olması... Gevşek gevşek takılması. Kadının rolünün her zaman olduğu gibi mutfak ve çocuk bakıcılığı çerçevesinden çıkamaması ve tabii ki ‘kadın kadının kurdudur’ lafının yine kadınlar tarafından allanıp pullanması.
KADIN KADININ KURDU MUDUR?
Değildir canım kardeşim. Kadın kadının dostudur, kız kardeşidir... Bu söylem eril dilin kadınlara empoze ettiği, enjekte ettiği ve altında yatan metinde ‘Bak böyle olursan bizim çok işimize gelir. Sen buna inan.’ dediği ve bunda beis görmediği cümledir.
Neden?
Yarın öbür gün bir adam karısını öldürdüğü, kızını okula göndermediği, otobüste kadın taciz ettiği ya da yoldaki kadının eteğine laf söylediği zaman bir arada olup hesap sormamız işine gelmediği için.
Kız çocukları reşit olmadan, rızası dışında evlendirildiğinde ‘O çocuk benim değil ki...’ dememiz kolaylaştığı için.
Sokakta karşımızda bir kadın dayak yerken ‘Bu saatte sokakta ne işi varmış?’ diyenlere ‘Sana ne?’ dememizi istemedikleri için.
Müdahale etmemiz işlerine gelmediğinden... Kalabalıklaşmamızı, başka bir kadının ya da çocuğun kahramanı olmamızı istemedikleri için.
Bu bir kültür... ERKEK EGEMEN KÜLTÜR.
EVVELİ MÜNEVVER’Dİ, ÖZGECAN... AHİRİ DİLARA...
Bu yol karanlık... Gözü kara, kaşı kara, içi kara...
Burası engebeli, taşlı, çakıllı..
Ne gitmek isterim, ne gitmeni isterim.
Ne arkama bakabilirim ne de önümü görebilirim.
Yalnızım kalabalıkta...
Sen benim gözümsün kız kardeşim.
Sen yolum, sen yoldaşım, tutacağım el, ağlayacağım omuz...
Ayrı karında, aynı rolümüz!
Bir derdimi anlatsam.
Anlayacaksın ki ağlayacağımız aynı omuz aynı kol!
Gel sen inanma onlara bil ki bizimki AYNI KADER, AYNI YOL!