Yalanla gemi yürümez

Hayatta yutulması en zor durum ihanettir. Genel olarak, ikili ilişkilerde, insanların birbirlerini aldatması olarak da söyleyebiliriz. Kişiden kişiye değişse de kişinin arkasından konuşmakta bir ihanettir.  Çünkü dostum, arkadaşım olan, benim olmadığım yerde, aleyhimde konuşuyorsa, alçaktır. Yani hem ihanet edendir hem de kötü niyetli bir insan olarak kalır hatırımda.

Bir diğer zor durum ise yalandır. Hepimiz ufak tefek de olsa yalan söylemişizdir. Günümüz ilişkilerinde bu durum öyle bir hal almış ki... Gözünün içine baka baka devasa yalanlara şahit ediliyor ve şahit oluyoruz. İnsanı aptal yerine koymak... Bakın bu ihanetten daha ağır bir şeydir. Çünkü insanlar nefislerine yenik düşüp ihanete uğrayabilir, ama yalan öyle mi? Bilinçli düşünüp yapılıp söylenen bir şeydir. Akıl ve irade ile birlikte söylenir.

İç acıtan kandırma ve kandırılma duygusuyla ikili ilişkiler haliyle tepe takla oluyor. İnsanlar oluşan bazı durumlar sonucu doğruyu söylemekten korktuğu zamanlarda yalan uydurur. Ama bunu masumane düşünmek bence bir yanılgıdır. 

Bir psikolog yalan ile ilgili düşüncesinden şöyle bahsetmiş: "Yalan söylemek, kendimize duyduğumuz saygıyla ilişkili" ... Kesinlikle katılıyorum. Kişi kendine saygısını yitirir ise karşıda ki kişiye söylediği yalanları dahi savunur hale gelebilir. Bu çok iç acıtıcı bir durum. Ne yazık ki bazı insanlarda bu patolojik bir hal almıştır. Çocukken aileden bunu alan çocuk büyüyünce ise yalan söylemenin marifet olduğunu bilerek yetişmiş oluyor. Hal böyle olunca bu duygu bazı insanlarda kalıplaşmış bir hal alıyor. 

**********************

Tabii bütün yalanlar zararlı değil. Onlara beyaz yalanlar diyoruz. Mesela, sevdiklerimizi üzmemek adına söylediğimiz zararsız yalanların bir kısmı bu kategoride yer alıyor. 

**********************
Aslında yalan, bir okyanus gibi. Ucu bucağı bitmeyen kapsamlı bir konu. Büyük ya da küçük, insanları üzüp incitmemek adına söylediğimiz yalanlar haricinde söylenen her yalan çok büyük alçaklıktır. Verilen değere karşılık insanların yalan söylemesi kadar kötü bir duygu yoktur. Hatta bazen çaresizlikte diyebiliriz.

*************************
ÇOCUKLARININ YALANA BAŞVURMASI

Çocuklar her zaman anne ve babayı örnek alır. Kendilerine onları örnek görür. Anne-babalar" yalan söyleme" konusunda da model oluştururlar. Anne-babanın yalana başvurduğuna tanık olan çocuk, yalan söylemeyi öğrenir. Örneğin eve gelmek isteyen bir kişiye anne ve babanın gerçeği söylemesi yerine "evde yokuz" şeklinde yalan söylemesi ve çocuğun buna şahit olması çocuğun yalan söylemesine ne yazık ki zemin hazırlamış olur.

Yine dönüp dolaşıp aileye geliyoruz işte.  Çocuklara siyaha siyah beyaza beyaz (Doğru olanı) demeyi öğretirsek yanlışlara " daha çocuk o" deyip geçiştirirsek vay halimize. 'Kafanı kesseler de doğruyu söyle' diyerek büyütülen birisi olarak bunu rahatlıkla söylüyorum.  Ne de mutlu ki böyle büyümüşüm...  Yalan tahammül sınırlarını her zaman zorlayan bir konudur. Çünkü bir insanın bir kere yalanını yakalarsanız bin kez doğrusunu sorgularsınız. 

*************************
Ne olursa olsun asla yalan söylemeyin. Bırakın acısın canınız.. Bırakın kalbiniz kırılsın. Ama yalan söylemeyin. Yalanın kaybettirdiği değer, sevgi, saygı ne var ise hiç bir şey geri getirilmiyor... 

Paulo Coelho ne demiş: "Yalan söyleyip birini gülümsetmektense, gerçeği söyleyip birini ağlatmak daha iyidir."