Hava Durumu

Demokrasinin idamla biten zaferi -5

Yazının Giriş Tarihi: 25.06.2019 11:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.06.2019 11:02

17 Şubat 1959... Bu tarihi bu millet çok konuşacaktı...

O dönemde sorun olan Kıbrıs meselesi çözülmek üzereydi... Zürih'te Kıbrıs ile ilgili önemli bir başarı elde edilmişti. Yıllardır Batının desteklediği Yunanistan, bu defa yalnız bırakılmıştı. 9 yıldır DP' nin uyguladığı dış politika sonunda meyvelerini veriyordu. Türkiye ve Yunanistan Zürih'te antlaşmış, imza için Londra'ya gidilecekti. İngiliz Başbakanı MacMillan da orada olacak imza atacaktı.

Önce Zürih'ten İstanbul'a geldi Menderes. 16 Şubat'tı... Muharrem ayıydı. Aşure kokulu günlerdi. 17 Şubat günü Menderes, Birleşik Krallık'a giden THY'na ait bir uçaktaydı. Viscount tipi dört motorlu "Sev" isimli uçak, önce yakıt ikmali için İtalya'nın başkenti Roma'da mola verdi. Daha sonra ise Londra'daki Heathrow havaalanına hareket etti. Ancak yoğun sis nedeniyle uçağın Heathrow havaalanına inişine izin verilmedi. Uçağın önce Paris'e indirilmesi planlandı, ardından Londra'nın 40 kilometre güneyindeki Gatwick havaalanına yönlendirildi. Fakat Gatwick havaalanına yaklaşık 5 kilometre kala Surrey bölgesindeki Newdigate köyü yakınlarında uçak ormanlık bir alana düştü. Ağaçlara çarpan uçağın iki kanadı koptu ve ters döndü. Uçakta bulunan 8 mürettebattan 5'i, 16 yolcudan ise 9'u hayatını kaybetti. Anadolu Ajansı Genel Müdürü Şefik Arzık, Basın-Yayın ve Turizm Bakanı Server Somuncuoğlu ve Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Muzaffer Ersü'nün de bulunduğu 14 kişi hayatını kaybetti. Adnan Menderes ise yaralıydı, ölümden dönmüştü, kurtulmuştu, aslında öldürülememişti... Menderes bir süre İngiltere'de takip edildi.

Bir hastane odası... İçeride 3 devlet adamı. Biri İngiliz, biri Yunan, biri Türk... Olur da sorarlarsa size 1959 Londra Antlaşması nerede imzalandı diye, İngiltere'de bir hastane odasında diye cevap verin... İlginç olan bu antlaşma için 1974 yılı 20 Temmuz'da Kıbrıs Barış Harekatı sırasında ''iyi ki imzalanmış'' denilecekti.

Meşum uçak kazası sonrası 22 Şubat'ta cenazeler, Mart başında ise Menderes geldi  yurda. Hava yoluyla önce İstanbul'a oradan trenle Ankara'ya gelen Menderes'e kalabalığın arasında zar zor ilerleyerek ''hoş geldiniz'' dedi İsmet İnönü. Yol boyu tüm meydanlar doluydu. ''Allah seni milletine bağışladı, Allah seni bize bağışladı'' sloganlarıyla karşılandı... Bu millet Menderes'i Ankara Garı'nda büyük bir coşkuyla ''Allahuekber, Allahuekber'' diyerek karşıladı... 2 yıl sonra idam edileceğini bilmeden...

Bu sırada Zürih ve Londra antlaşmaları TBMM müzakere ediliyordu. CHP ve muhalefet bu antlaşmalar için ret oyu vermişti. Ret oyu verenler arasında Bülent Ecevit de vardı. 15 yıl sonra ret oyu verdiği bu antlaşmadan doğan haklara dayanarak Kıbrıs'a müdahale etmişti Ecevit.

Özetlemek gerekirse, 1959 yılında Menderes ortaklık antlaşması imzalamış ve Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmuştu. Uçak düşmüştü ama Menderes ölmemişti ve hayatta olduğu için bu antlaşma imzalanmıştı. Kıbrıs Cumhuriyeti böyle kurulmuştu. İngilizler Kıbrıs'ı Türk ve Yunan Devletlerine bırakmıştı... Bugün Akdeniz'de söz sahibi bir ülke olmamızın mimarı, Adnan Menderes o kaza sonrası hastane odasında ısrarla imzalamak istediği bu antlaşma ile tarihin akışını değiştirmişti. Bilmiyordu ki 2 yıl sonra idam edilecekti, vatanı için mücadele ediyor, asla pes etmiyordu...

Türkiye'yi zor günler bekliyordu. Ekonominin kötüye gidişi durdurulamıyordu. Dış ticaret açığı artıyordu. Cumhuriyet tarihinin en yüksek oranlı devalüasyonu yapıldı. Dolar 2'den 9'a fırladı. Türkiye moratoryum ilan etti. Yani borçlarımı ödeyemiyorum dedi. IMF ile stand-by antlaşması imzalandı. İşler hiç iyi gitmiyordu...

            Git gide daralan bir tünele girmiştik... Ne sürprizler bizi bekliyordu bilmiyorduk...

DEVAMI HAFTAYA

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.