TTB Başkanının bu hafta basına yansıyan mesajı önemli: "18 ayda 8 bin hekim istifa etti"
Bu önemsenmesi gereken önemli bir durum...Temelinde hekimin, çalışma ortamlarında kendisini güvenli hissetmemesi var. Kovid-19 pandemisi ile önemi bir kat daha anlaşılan hekimlerin, sosyal hak ve menfaatlerini tam ve zamanında alabilmesi de motivasyonları için önemli bir unsur...
Başka bir gözle bakarsanız da; hekimlik profesyonel bir meslek icrası olup sağlıklı bir toplum için "mesleki eğitim" ile birlikte "mesleki örgütlenme" de önem arz etmekte...
Hekimlerin; Türk Tabipler Birliği kurulurken ki beklentileri hala değişmedi...
Tabip Odalarının ve Tabipler Birliğinin nüvesi olan Etıbba Odaları 1928 yılında Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun ile kuruldu ve 1953 yılına 6023 sayılı Türk Tabipleri Kanunu ile önemli iki hususa cevap veremediği için son buldu. Bu iki husus;
Hekimler hala günümüzde de bu iki hususu dillendirmiyor mu, bu noktalardan rahatsız değil mi?
Gelin görünüz ki;
Demek ki, hekimler 60 sene sonra yine aynı noktadalar ve çare istiyorlar...
Ülkemizde hekimlerin mesleki haklarını koruyan, takip eden meslek odaları ve meslek birliği var..
Yine de hekimler arasında sosyal hak ve menfaatlerinin de TTB tarafından tam temsil edilmediğine dair bir kanı da var... Konu hekimin ekonomik hak ve sorumlulukları olunca ilk akla gelen soru ise:
Hekim sendikaları olabilir mi?
Öncelikle bu sorudaki amaç; Türk Tabipler Birliğine alternatif bir oluşumu tartışmak değildir.
Meslek odalarının tek amacı üyelerinin sadece ekonomik ve sosyal haklarını korumak olamaz.
Meslek icra eden profesyonellerin sosyal ve ekonomik haklarını öncelikleyen bir meslek birliğinin, sağlık hizmet sunumunda hasta odaklı politikaları da önemsemesi ve toplum sağlığı öncelikli politikalar üretmesinden daha doğal bir durum da yok... Hal böyle olunca da "hekimlik mesleği" adına;
Tıp ilmi ve tıp hizmetlerinin sürekli değişmesi, hekimlerin artan bir şekilde hukuksal sorunlarla karşı karşıya kalması ve klasik meslek örgütlenmesi içinde de "bürokratlaşma" hatta "teknokratlaşma" tehlikesinin ortaya çıkması neticesi "hekim sendikaları olabilir mi" sorusunu da akla getiriyor.
Tam da bu noktada, bu hususun tartışılması, alınacak hiçbir hakkın zayıflamasına değil hatta ve hatta düzenleyici otorite üzerinde oluşturacağı baskı ile hakların daha hızlı alınabilmesine de olanak sağlayabilir. Öncelikle bir gerçeğin altını çizelim.
Bu hususun tartışılması, hiçbir zaman Türk Tabipleri Birliği'nin tartışılması da değildir...
Zaten özellikle kamuda görev yapan hekim ve sağlık çalışanları için çalışan sendikaları var.
Sağlık-Sen, Türk Sağlık-Sen, SES gibi... Ama bu sendikaların yetemediği alanlar da var...
Ayrıca bu sendikaların üye yapıları da homojen değil...
Hekimde var, hemşire de var, laborant da var, ATT de var... Bu yapılarda hekim hakları da tam anlamıyla korunamayabilir, Acil Tıp teknisyeninin hakları da...
Hayatın doğal akışında, Hekim Hakları Derneği, Hekimsen isimli sendika vb gibi sivil çalışmalar da çözüme katkı için çalışıyor. Bu noktada şu gerçeği de görelim:
Sendikaların siyasallaşması tartışmasına ise girmeyeceğim çünkü hak arayış platformları; üyelerin hak ve menfaatleri adına, siyasi iktidara yakınlaşabilir ama bu hassas çizgi üyeleri arasında ayrımcılık noktasına gelerek kırıcılık da yaratmamalıdır.
Yaşananlardan öğrenilen bir gerçek ise: doğal olarak profesyonel mesleklerin sendikalaşması da klasik işçi sendikaları gibi etkin olmamaktadır.
Ama gelinen nokta da belki de bu hususta çalışan tüm sivil toplum örgütlenmelerinin siyasi görüşlerinden ari olarak bir araya gelmesine ivedi ihtiyaç var.
Öncelikle hekimlerin ekonomik ve sosyal hakları için yapılan çalışmalardan korkmayalım, sahip çıkalım, "daha" ne yapılabilir diye bakarken çatı platformun ne olduğuna kazanımlarımız sonrası karar verebiliriz kanaatindeyim...
Sizce hekimlerin haklarını kimin arayacağını tartışarak vakit kaybetmek doğru mu?
Hekimliği profesyonelleştirirken, daha bürokrat daha teknokrat daha iletişimde uzak daha jakobenist yaparak sağlığa değer katamazsınız unutmayın...
Biz hala doktora giden değil doktora çıkan bir milletiz, hatırlayalım...
Hekim üzerinden siyasi rant elde etmeyin, hekimlik faaliyetleri neticesi toplumun sağlığının güçlenmesi ile övünün, bu regülasyonunu başaran mimari otorite olun...
Biliniz ki; ülkemizde hekimler örgütlülük içinde tek vücut bulunamasalar da birçok zaman özgürlükler konusunda öncü olmuşlardır. Sivas Kongresinde Tıbbiyeli Hikmet'i, Çanakkale Savaşında cepheye koşan son sınıf tığ öğrencilerini, İttihat veTerakki cemiyetinin kuruluşunda hekimlerin rolünü tarih gururla yazmaktadır.