"Hastalar, ne ister" sorusuna cevap aramadan önce hastalık nedir diye bakmak faydalı olur.
Hastalık; insanın yaşarken geçirdiği önemli sınavlardan biridir.
Her ne kadar bazen çok beğendiğimiz birine "sana hastayım" derken kızdığımız birine ise "hasta mısın" deriz... Hastalığın mana olarak bir arıza veya tutku anlamı taşıdığını da biliriz...
Özetle "hasta" teşhis ve tedavi olmaya ihtiyacı olan kişidir.
Hasta; acılı veya ağrılı durumda bulunan, aşırı duyarlı olan, belki halsiz, belki de birisinin desteğine muhtaç, korkulu, gergin, agresif, sosyal ve ekonomik kayıp endişesi taşıyan en önemlisi de yaşarken ölümlü tanışmaya başladığı bir anda olan kişidir.
"Hastaları anlamak, ne istediklerini bilmek" için öncelikle hasta olarak yaşadığımız deneyimleri hatırlamamızda fayda da var...
Biz veya bir yakınımız hasta olduğumuzda ne istiyorsak hastalarımızda onu bizlerden istiyorlar.
Sağlık en temel haktır, özgürlüktür.
Hipokrat'tan bu yana hekim ile hasta arasındaki bu ilişki gizlilik ve güven esasına dayanmıştır.
Hekimliği kutsal kılan ise hastaların tedavi olup tekrar yaşama dönmeleridir.
Hasta ile hekim arasındaki bilgi asimetriktir, hasta aleyhine olarak bilgi eşitsizliği vardır.
"Hastalar ne ister"
"Hastalar ne istemez"
Biliyoruz ki; hastalıklar şükür ve sabır ister...
Biliyoruz ki; hastalar yaralarına merhem, dertlerine derman ister...
"Hastaları ne haklı hale getirmez"
Sağlıkta gittikçe artan ve kayıtlara geçen rakamlara bakıldığında günde ortalama 30 sağlık çalışanı sözlü ve fiziksel şiddete maruz kalmaktadır.
Bu olaylar toplumsal olarak hoşgörümüzü kaybettiğimiz göstermektedir.
Hoşgörümüzü hastalık anında bile kaybetmemeliyiz...
Elde olmayanı istemenin de bir "hastalık" olduğunu unutmamalıyız...