Türkiye Gençlik Platformu Bursa'ya değer katacak

Hani adamın biri elinde cep telefonu ile şelaleyi gösterip, "Görüyorsunuz, anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz" demiş, meşhur olmuştu. Hatta bir GSM şirketinin reklam filminde oynamıştı.

Neden böyle bir giriş yaptım...

Hızla insanlıktan çıkanlarımız var da onun için!

Allah, insanı cennete girmesini tavsiye ediyor; cinnet geçirecek işlere bulaşmamasını öneriyor, uzak dur diyor.

Kin ve nefret yapışık ikiz kardeş!

Ahlâk ve merhamet de öyle...

Ancak, vicdanını kaybedenlerin sayısında acayip bir artış var. Bu tipler etrafında cereyan eden utanmazlıkları, namussuzlukları, haramzadeleri göremez hale gelmişler.

Tıpkı Medine'ye göç etmeden önce Hz. Peygamber'in, ona pusu kurmaya gelenlerin üzerlerine serptiği bir avuç kum sayesinde aralarından geçip giderken Mekke müşriklerin onu göremedikleri gibi!

Sabah uyandığımızda, duymak istemediğimiz olaylara şahit oluyoruz!

Fotoğrafa baktığımızda, saygı ve sevgiyi hızla terk eden bir toplum var karşımızda.

Kutuplaşma içimizi acıtıyor.

***

Çok şükür bu durumdan rahatsız olan, vicdan ve merhamet sahibi, aynı zamanda proje üretme derdinde olan, ülkesini seven gençlerimiz de var.

Bir süre Bursa AK Parti Gençlik Kolları'nda ve mahalle başkanlığı görevlerinde bulunan Enes Hamamcıoğulları, aynı dünya ve siyasi görüşe sahip olmayan Hakan Yanarsönmez'le birlikte, kutuplaşma ortamının sevimsizliğinden gençleri söküp almak için çok önemli bir adım atmışlar.

Hamamcıoğulları, her siyasi partiden gençleri bir araya getirip, birlikte siyaset yapılabileceğini topluma göstermek istediklerini söyledi.

Gençlerle, Türkiye Gençlik Platformu  (TUGEP) adını verdikleri oluşumun çatısı altında örnek çalışmalar yapacaklarını ifade etti.

İşe hızla başlayan bu iki idealist genç, platformun tanıtımını yapmaya başlamışlar, www.tugep.com  isimli internet sitesini bile açmışlar.

Enes Hamamcıoğulları, "şehrimiz ve ülkemiz için neler yapabiliriz" diyerek yola çıktıklarını söylerken aklıma babası, Bursa'da Milli Görüş hareketinin önde gelen ismi Ömer Hamamcıoğulları geldi.

Genç Enes başarılı olacaklarından emin.

Projeler üreteceklerini,

Bursa'da STK'ların akıl edemediklerini gündeme getireceklerini,

Kadim şehri özlenen yeşilliğine geri getirmek için her noktaya fidan kampanyaları gerçekleştireceklerini söyledi.

Kısa süre sonra yönetimi oluşturup, ilk ziyaretlere siyasi partilerden başlayacaklarını ifade etti.

Ardından da Diyanet mensuplarını, yani camilerde görevli imam hatip ve müezzin kayyumlarla bir araya geleceklerini kaydetti.

Neden din adamları diye Enes'e sorduğumda...

"Onlar toplumun önde gelen isimleri. Kendilerine, kutuplaşan toplumun üzerindeki kara bulutları dağıtmakta büyük görev düşüyor. Görev yaptıkları mahalle ve semt sakinleriyle, esnaflarla, gençlerle, çocuklarla kuracakları vicdani köprüler, toprağa gömülen, özlenen ahlâkı yeşertecek. Çünkü din, ahlâk ve merhameti geliştirir" diye cevap verdi.

Evet, Bursa'dan Türkiye'ye yayılacak bir gençlik hareketi, kaybolmaya başlayan insani kodları yeniden ortaya çıkarmak için "Bismillah" demeye hazırlanıyor.

Zira dünden daha fazla kardeş olmaya, barışmaya, komşuluğu hatırlamaya, saygılı olmaya, merhameti, vicdanı kuşanmaya, diyalog içinde olmaya ihtiyacımız var.

***

PALALI SURİYELİLER

Kimse kusura bakmasın, Suriyeli gençler patlamaya hazır el bombasından farksız!

Geçtiğimiz akşam küçük Şam'a dönen Çarşamba Mahallesi'nde,  bir grup Suriyeli ile mahalle sakinleri arasında arbede yaşandı.

Bursalılara ellerindeki palalarla saldıran Suriyeli gençler, dört kişinin yaralanmasına sebep oldu.

Bu ve buna benzer olaylar, bu semtte sürekli olarak yaşanmaya başladı.

Geçen günkü yazımda; " Suriyelilerin gece yarısına kadar parklarda nargile tüttürdüklerini, gürültü yaptıklarını, dükkânlarının önünü açık hava oteline çevirdiklerini, vatandaşı rahatsız ettiklerini"  dile getirmiştim.

Eğer burada ciddi adımlar atılmazsa, 'at arabasının kasasının yayı fırladığında' nasıl etrafa zarar veriyorsa, buralarda daha büyük zararlar meydana gelebilir, olaylar yaşanabilir!

Zaten geçen geceki hadisenin ardından yaklaşık 700 kişi, Suriyelileri protesto etti. "Öz yurdumuzda garip ve parya olduk" diyerek birikmiş tepkilerini dile getirdiler.

Polis, haklı isyanda bulunanları zor yatıştırdı.

Burada atılan sloganları yazmak istemiyorum, ama durum çok vahim olduğunu belirtmek isterim.

***

BİR SÖZ

Türkiye, yerli tohum ve yerli hayvancılıkla kalkınır. Köylünün, çiftçinin yüzü ancak bu şekilde güler.

Cem Seymen