Sururi göç ederken ezberleri bozdu da gitti

Değerlerimizden acayip şekilde koptuğumuz doğrudur!

Savrulduğumuz, şımardığımız da.

İki yıl önceydi, ahlak ve maneviyatla ilgili her Allah'ın günü mesajlarıyla tacizde bulunan bir fani, musallaya konulan tabutun başında arkadaşlarıyla sırıtarak selfi çekmişti. Bu adamcağızın yaptıklarını kamuoyunla paylaşınca da ayağına basılan kedi gibi cıyaklamıştı.

Birkaç ay oldu, cenaze namazı kılmak için en ön safta duran bir başka zehirlenmiş ise, kendisinin fotoğrafını çektirirken, gülümsemeyi de ihmal etmemişti. 'O an'lara şahit olan aynı safta bulunan Bursa Emniyet Müdürü Osman Ak da, cenazenin uhrevi havasının dağılması düşüncesiyle şahsı azarlamaktan vazgeçmişti.

*** 

Geçtiğimiz gün tiyatrocu Gülriz Sururi'nin (90) vefatı son dakika olarak ekranlara yansıdı.

Sururi, 2018'in son günü dünyasını değiştirmiş, ancak vasiyeti üzerine defin işlemi gerçekleştikten sonra sevenlerine haber verilmesini söylemiş.

Peki, gerekçe neymiş?

"Cenaze töreni istemiyorum. Çünkü ben 'cami avlusu kokteyl partisi' istemiyorum. Bizim insanımızın tören kültürü yok. Ne yapıyorlar? 'Ay saçın ne güzel olmuş.' Yok, efendim, 'Üstündekini nereden aldın?' Böyle şeyler olacağına tören yapılmasın."

Şimdi bir kez daha düşünüp, yakınımızın, eşin, dostun, anne, baba, kardeşinin cenazesini toprağa verdikten sonra mezarlıkta cantık yememeyi, ayran içmemeyi öğrenmeli, ölümü iliklerimize kadar hissederek davranışlar sergilemeliyiz.

Kısacası o unuttuğumuz adap ve nezaketimizi geri kazanmalıyız.

Musallaya konulan tabutun içinde yatan, bir daha geri dönmesi mümkün olmayan kişiye ve Yaratıcımıza saygılı olmayı aklımızdan çıkarmayarak hareket etmeliyiz.

Sanatçı Gülriz Sururi, ölümünün ardından çatlayan, çatırdayan Türk toplumunun ezberlerini bozarak bu dünyadan göçtü, gitti.

Giderken de birilerinin söylemesi gerekirken söylemediklerini, ölü taklidi yapanların yüzüne çarparak görevini tamamladı.

Umarız bu davranış ve çıkış, her fani adayına örnek olur.

***

ŞEHİR MAGANDALARI 2019'DA HORTLADI

Sayıları azalsa da, birileri cesaretle kafa kaldırıp uyarılar yapıyor şehir magandalarına!

"Eğlenecekseniz adam gibi eğlenin, asker uğurlarken, düğünde, nişanda silah patlatmayın, masumların canına kıymayın" diyorlar.

Ama kime söylüyorsun ki...

Kim dinliyor ki...

2019'a girdiğimiz ilk dakikalarda,

Doğanbey TOKİ'de kafasını pencereden çıkaran, balkona çıkan bazı şehir eşkıyaları, pompalı tüfeklerle, tabancalarla etrafa kontrolsüzce ateş ettiler.

Bu saygısızlık sadece şehrin göbeğindeki hançerlerde değil, farklı semtlerde de yaşandı!

Çok şükür...

Şu ana kadar pencere ve balkona çıkarak etrafa ateş edenlerin silahından çıkan mermilerle vurulan, yaralanan, ölen olmadı!

Hâlbuki birçoklarımız, yeni yıla huzur içinde girebilmek için dua etti, iyi temennilerde bulundu.

Ama nafile...

Bazı ruh hastalarının silahlarından çıkan mermiler etrafa korku saldı, huzuru bozdu.

Artık bu saçmalıklara son verilmesi gerekiyor. Oraya buraya kontrolsüzce ateş eden manyakları görenler, çekinmeden Bursa polisini arayıp ihbar etmeli.

Pencereye, balkona çıkıp silah patlatan, cadde ve sokaklarda korna çalıp insanları rahatsız edenlere, 'asker uğurluyoruz bize kimse karışamaz' havasında olan şaşkınların triplerine aldırış etmeden, güvenlik güçlerini arayarak ısrarcı olunmalı.

Görünen o ki,

Böyle tiplerin paçaları ancak, polis kapısına dayandığında, bileğine kelepçe takıldığında suya eriyor.

***

BİR SÖZ

Kumpasa karşı kumpas değil, kumpasa karşı adalet olması gerekiyor.

Elif Çakır