Restorasyon gerekçesiyle ibadet engelleniyor

Malumunuz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "metal yorgunluğu" ifadesini AK Parti teşkilatlarında yorulan, savsaklayan, dava inancını kaybedenler için söyledi. 
Aslında Erdoğan, bir başka deyişle küflenmişliği sadece kendi partisinde siyaset yapanlar için söylemediğini de görmek gerekiyor.
Neden diyecek olursanız; bazı kamu görevlilerinin, memurların işini aidiyet duygusuyla yapmadıklarına şahit oluyoruz.
Alın size söz verildiği halde 2 yılda bitirilemeyen ve daha yeni ibadete açılan Şahadet Camii.
İşini ağırdan alan, vatandaşa surat asan, bazı devlet memurları...
Kısacası say say bitmiyor.
Geçenlerde, Bursa'mızın en eski semtlerinden birisi olan Maksem'in tarihi sokaklarında bulunan, asırlara meydan okuyan Başçı İbrahim Camii'nin önünde yatsı namazı için gittiğimizde, mescidin kapsında at nalı büyüklüğünde kilitle karşılaşınca şoka uğradık.
***
Ezan okundu okunacak, sağa sola baktık kimsecikler yok.
Şimdi diyeceksiniz ki caminin kapısına vakit namazında kilit vurulur mu?
Vurulur kardeşim, burası Türkiye. Binlerce Metal yorgununun olduğu bir ülke!
Caminin kapısına ufacık bir yazı iliştirip kilitlemesini bilenler, cemaate gelenleri neden düşünmez!
Nasıl olsa kimse hesap sormuyor, tepki göstermiyor. 
Zaten cami cemaatinin yaş ortalaması 70'in üzerinde olması ve öğretilmiş çaresizliğin ablukasında sıkışıp kaldıkları için ne mescidin imamına ne de bir başka yetkiliye şikâyet etmeye cesaret edemedikleri için Allah'ın evi boynu bükük kalmış.
Caminin ibadete kapatılması şaşkınlığı içinde Bursa Müftüsü İzani Turan'ı aradığımda kendisinin de bilgisinin olmadığını, Osmangazi Müftülüğü 'nü arayıp bana bilgi vereceğini söyledi.
İzani Bey, dönüş yaptığında söyledikleri çok ilginçti, "bu cami Vakıflara aitmiş. Restorasyon çalışması nedeniyle kapatılmış."
Ne kadar ilginç değil mi?
***
Caminin son cemaat yeri ve bahçesi olmasına rağmen, mescit tamamen ibadete kapatılıyor!
Vakıflar Bursa Bölge Müdürü'ne sormak istiyorum... 
Bu mahallede, semtte bulunan yaşını başını almış veya cemaat sevabını bilen hemşerilerimiz ibadetlerini camide yapmak istediklerinde ne yapacaklar?
Siz, böyle bir adım attığınızda neden mescidin bir bölümünü ibadete açık tutmuyorsunuz?
Zaten camiler boşalıyor, cemaate kimse gelmiyor diye şikâyet etmiyor muyuz?
Kendi evinizde böyle bir işe kalkışsanız aylar öncesinden önleminiz alamam diye bilir misiniz?
Neden hesapsız, kitapsız işlere imza atıyor, insanları üzüyorsunuz?
Aslında Vakıflar müdürlüğü olarak en çok sizler atalarımızın ne kadar ince düşünceli olduklarını bilmeniz gerek, biraz örnek alsanız!
Bir soru da, caminin imam hatibine.
Samimi olarak söyleyin memur bey, siz kendinizi namaz kıldırma görevlisi olarak mı görüyorsunuz, yoksa Allah'ın dünyaya gönderdiği halifesi olarak mı?
Sanırım siz kendinizi memur olarak görüyorsunuz ki, görev yaptığınız ibadethanenin kapısına kilit vurulduğunda vicdanınız sızlayıp "böyle olmaz, caminin bir bölümü ibadete açık bırakılması lazım"  diyemediğiniz ortaya çıkıyor!
Şimdi başka bir camide görev yaparken kalkıp da "bir zamanlar mescitler ahır yapıldı, kapatıldı" nasıl diyeceksiniz?
Hadi söyleyin!