Ne olacak bu halk otobüslerinin hali

Üzülerek söylemeliyim ki, bu vakayı daha önce de yazmıştım.

Ama "aynı şeyler" bir başka biçimde yine ortaya çıkınca "aynı şey" olmaktan çıkıyor.

O artık, "eski bir şeye" benzeyen "yeni bir şey" oluveriyor!

Geçen gün, "Özel Halk Otobüs şoförünün"  adamın birisini ensesinden tutup tartaklayan çok özel görüntüleri,  şehrimiz adına hiç hoş değildi.

Halk otobüs şoförlerinin durumu, konumu, duruşu, zaman zaman yolculara karşı sert ve surat asan tavırları haklı olarak eleştiriliyor.

Artık yazmayalım, eskisin desek de sürekliyeni hadiseler meydana geldiğinden tekrar yazmak zorunda kalıyoruz.

Aslında ortada kocaman bir yanlış var.

***

Bu insanların, yani Özel Halk otobüs şoförlerinin odaları, dernekleri var ama sadece tabelada varlığı söz konusu!

Oysa onlarınderdiyle dertlenen, her ay eğitimden geçiren, sosyal projelerle birlikteempati yapılmasını sağlayan, yanlış anlaşmaları ortadan kaldıran gerçek kimse yok!

Geçen gece sürekli eleştirilen, bağlı bulundukları odanın veya derneğin sahip çıkmamasından dolayı günah keçisi haline gelen Halk Otobüsü şoförleriyle bir araya geldik.

8 L numaralı otobüsü kullanan, hakarete uğrayan şoför ve meslektaşlarının anlattıklarına göre;yol verme yüzündenHaşim İşcan caddesinde tartaklayan, ağıza alınmayacak küfürler eden şehir magandasının yaptığının yanında kâr kaldığını söylediler.

Şoför, yaşadığı bu olaydan dolayı şikâyetçi olduğunu, amakimseden ses çıkmadığını ekledi.

Neden diye sorduğumda; bizim odamız bize sahip çıkmıyor, başkan ve yönetim kendi havasında diye ilave etti.

Kendisi gibi aynı işi yapan arkadaşları da yaşadıkları sıkıntılardan dolayı sahipsiz olmalarından yakındılar.

"Kendimizi, cami avlusuna bırakılmış çocuk gibi hissediyoruz" dediler.

"Arkadaşımıza saldıran, küfürler eden kişi, elini kolunu sallayıp ortaklıkta gezerken, odamız mağdur olan şoför arkadaşımızın hakkını bile aramadı" dediler.

***

Evet, durum bu.

Orada tabelası olan; artık oda mıdır, sofa mıdır veya dernek midir kendilerini ne olarak kabul ediyorlarsa etsinler...

Yeter kiüyelerine sahip çıksınlar ve aynı zamanda vatandaşla aralarında köprü olmaları gerektiğini unutmasınlar.

Çünkü ortada her iki tarafın mağduriyeti var.

Müşteri yani yolcu diyor ki, özel halk otobüslerinde kurumsallık yok.

Şoför beyler çok kaba.

Güler yüzlü olanına rastladığımızda kendimizi şanslı hissediyoruz.

Sakal tıraşı olan çok az, kravat mı dediniz oda ne?

Peki, tüm bu eksiklikleri bu arkadaşlara öğretecek olan kim?

Madem odasın, derneksin; kardeşim ilgi göster üyelerine, hizmette kusur olmasın.

Üyelerin, yani şoförlerinle sürekli diyalog kur. Aidat almasını biliyorsan, mağdur olan şoför arkadaşların hakkını da ara ve aramaları konusunda bilinçlenmelerini sağla.

Dağlarına kar yağdırma.

Zararın neresinden dönerseniz kârdır; öğreten olun, öğrenen olun.

Alkışlanın, alkışlatın...

Ne diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan, "masalarında oturup, Türkiye'ye rol biçiyorlar, alın teri akıtmıyor, proje üretmiyorlar."

Vesselam...