Hava Durumu

Mehmet Emin Ay ve Bursa

Yazının Giriş Tarihi: 11.07.2017 09:53
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.07.2017 09:53

Geçen hafta, Ulu Cami'nin batı kapısına saplanan rampa hançerini ele almıştım. Yazımda, izzeti nefsine dokunmadan, kin ve nefrete bürünmeden eski Bursa Müftüsü Mehmet Emin Ay'ın Ulu Mabed'le ilgili bir adım atmadığını ve hiçbir şey yapmadan Üniversite'deki görevine geri döndüğü yazmıştım.

Hocamız, bu eleştiriden dolayı kırılmış, üzülmüş, hüsnü zanda bulunmadığımı dile getirmiş.

Yani önyargılı olduğumu bana gönderdiği cevapta belirtti.

Hocamız Ay, kendisiyle birkaç kez temasımın olduğunu dile getirdiği cevap yazısı doğrudur.

İlk temasımda emrinde çalıştırdığı bir personelin, yani bir camide görev yapan müezzin kayyumun kovulduğu, sürüldüğü Bursa'mızın incisi bir mabetten gönderilme nedenlerini belirtmiş; şu an bile görev yaptığı Allah'ın evinde yaklaşık 14 yıldır gözüne kestirdiği, iyi niyetlerini suiistimal ederek cemaati ve çevre esnafını, insanları dolandırdığını, hem Diyanete hem de Pak ve İzzetli İslam'a zarar verdiğini bizzat yüzüne söylemiştim.

Eski Müftümüz, Hocamız Ay, benden iki gün müsaade istemiş, gereğini yapmaya çalışacağını ve bilgi vereceğini söylemişti.

Gelin görün ki, hocamı bırakın iki günü aradan 1,5 yıl geçmesine rağmen dönmemiş, "Kendisinin sağlığının bozulduğunu" ifade eden telefon konuşmamızın bitmesinin ardından, "Hocam hani bir mesele vardı. Allah'ın evinde sözde bekçilik yapan, müezzinle ilgili 2 gün içerisinde döneceğiniz söylemiştiniz dediğimde", "beceremedim Bilal bey" demişti. 

Hocamıza bu meseleyi beceremediğini bana telefonda söylediğinden, Ulu Cami için bir adım atmadığından veya bir başka sebepten dolayı ön yargılı değilim.

Ben, gazeteciyim ve Bursalıyım.

Bu şehirde yaşanan olumsuzlukları ve olumlu adımları dile getiriyorum.

Hocamızla bir alıp veremediğim olmadığı gibi, kendisine karşı ön yargılı değilim.

Ulu Cami meselesine gelince, burada yaşanan sıkıntı her özde ve sözde Bursalı gibi, Mehmet Emin Ay hocamızı da üzmüş olması gerekir.

Şu hususun altını çizmem gerekiyor,

Hocam Ay, kendisi hakkında algı oluşturmaya devam ettiğimi, dolayısıyla uslübümden alındığını dile getiriyor.

Asla bir algı oluşturmuyorum, çünkü böyle bir iklimin insanı değilim.

Amacım, yanlışları, eksiklikleri dile getirmek.

Yoksa hocamızın entelektüel kişiliğine, bilimsel çalışmalarına sözüm yok.

Hocamız Mehmet Emin Ay, hiçbir şey yapmadan üniversiteye tüyüp gitti ifadelerimden dolayı, çok şeyler yaptığını da cevap yazısında göndermiş.

***

Bizleri bilgilendirirken mesela,

Öncülük ederek kurulan Suriyeli Muhacirlere Yardım Derneği varmış. İtikâf Camileri, yıllar sonra ilk kez, kendi döneminde ihdas edilmiş.

Daha birçok projelere de öncülük ettiğini belirtmiş.

Ama Ulu Cami'yle ilgili gönderdiği cevapta tek bir ifade yer almıyor.

Birkaç kez görüştüğümüz dediği ve makamına gelerek 3- 5 dakikada o müezzin vakıasını kendisine özetlediğimi, rezilliği ortaya serdiğimi aklına getirmiyor.

Yoksa yaşanan sağlık sorununa inanmamak gibi bir derdim de yok. Kendisine acil şifalar diliyorum.

Hocamıza karşı bir nefretim hele hiç yok, olamazda.

Ancak, bu söylediğim iki mevzuyla ilgili kendisini vicdanı ile baş başa bırakıyorum.

Ve hürmet dileklerimi iletiyorum...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.