Kurbanı komşun ve akrabanla paylaş

Paylaşımdan kastımız, tabi ki sosyal medya hesaplarınızdan kurbanlık fotoğrafları değil.

Paylaşımdan murat edilen, yaratıcının her hafta Cuma hutbesinde yaptığı uyarı...

Yani...

Çok uzaklara gitmeden, "maddi durumu sıkıntıda olduğunu hissettiğin evladınıza, komşunuza ve akrabanıza yardım edin" diyor Rabbimiz.

Artarsa Afrika'ya ve farklı coğrafyadaki mazlumlara, falanca cemaate, kursa vereceksin şeklinde açık ve net ifadeler kullanıyor.

Uyarılarına şöyle devam ediyor...

"Sen Umre'ye gitme telaşından yanıp tutuşurken, en yakınların borç bataklığında çırpınıyorsa, Umrelerini ve ibadetlerini suratına çarpacağım" diyor Kâinatın sahibi.

Yani üst kattakilerin, karşı apartmanda oturan komşunun feryadını hissedeceksin, gülüm!

***

Çok değil daha 20 yıl önce Kurban Bayramları çok farklıydı.

İnanın gerçekten de çok farklıydı.

Anne veya babalar adeta birer yardım kuruluşunun görevlisi, nöbetçisi gibiydiler.

Mesela...

Oğlum git bu poşetteki Kurban etini, komşumuz Hatice teyzene götür.

Al evladım bu payı da komşumuz Kasım beylere ver.

Canım kızım sor bakalım Kadriye hanımlara, Kurban kesmişler mi?

İşte önceki Kurban Bayramlarında yaşananlar aynen böyleydi.

İlk önce Kurban alamayan komşular, akrabalar, dostlar hatırlanır, dondurucuları doldurmak hayal bile edilmezdi.

Kurban etinin hepsi saklanmaz, ihtiyaç sahipleri ile paylaşılırdı.

***

Şimdi eskiyi bir kez daha hatırlayarak, silkelenip kendimize gelelim.  

Ne olur iki tane kurban aldıysanız birini evinizde kesin, eğer yeriniz yoksa bu eylem için ortam hazırlayın.

Ne olur, çocuklarınızla Kurbanlık almaya gidin; onlara bu tatlı telaşı ve heyecanı yaşatın, siz de yaşayın.

Merhamet binası ancak bu şekilde inşa edilir.

Şu bir gerçek ki, insanların birbirini tamamlaması güzeldir.

Aynı şekilde bir ayet hatırlatması da yapalım: "Allah' ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa ve sağ ellerimizin malik olduklarınıza yardım edin. Çünkü Allah,  büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez."

***

Yıllar önceydi, Saraybosna da tanıştığım Yaver. amca anlatmıştı.

"Kurbanlarımızı kestikten sonra, etlerimizi cicili bicili poşetlere koyup, kırmızı kurdele ile bağlayıp, kurban kesemeyen komşu ve akrabalarımıza ulaştırırdık."

Şimdi böyle bir silkinişe ve devrime ihtiyacımız var.

Atılacak her doğru adım, bir devrimin başlangıcıdır.

İbadetlerimizin çöp sepetine atılmaması için ayağa kalkıp hareket etme fırsatı ayağımıza kadar geldi, kaçırmayalım, paylaşalım.

Kurban Bayramınız kutlu olsun...

***

BİR SÖZ

Kur'an edebiyat değil, hayattır; dolayısıyla O'na bir düşünce tarzı değil, bir yaşama tarzı olarak bakılmalıdır.