Doğubayazıt'ta dağa taşa barış yazın 

İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ın Ağrı'nın Doğubeyazıt Belediyesi'ne koordinatör olarak atanmasının ardından, Bursa'yla Doğubeyazıt arasında gönül köprüsü kuruldu.
İlçede ilki düzenlenen Ahmet-i Hani Kültür Festivali için bizleri koordinatörü olduğu Doğubayazıt'a konuk eden Başkan Aktaş; şehirde çöp, bozuk olan yolların onarımı ve sürüler halinde gezen başıboş köpeklerin zararsız hale getirilmesinde büyük rol oynadığına şahit olduk.
Şu bir gerçek ki, yaşanan terör olaylarından dolayı yerli ve yabancı turistlerin 3 yıl öncesine kadar akın ettiği Doğubayazıt, maalesef eski günlerini arar olmuş. Bir de buna sınır ticaretinin son bulması eklenince ilçede işsizlik tavan yapmış.
Şimdi yapılması gereken en önemli nokta;  turizmi canlandırmak, arazilerini ekmeyen çiftçiye teşvik vermek, hayvancılığı canlandırmak ve işsizliğin önüne geçmek...
Eğer bunlar sağlanmazsa buralarda barışı tesis etme biraz güç.
Göçün önüne set çekmek ise mümkün değil.
Doğubayazıt'ı iyi tanıyanlardan birisi olan Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş'un danışmanlığını da yapan İnegöllü Mustafa Sevim; bölgenin dertlerini ortadan kaldırmak için yapılması gereken şey, gönüllere nüfus edebilmek demişti.
Zaten Ahmed-i Hani'nin ismini taşıyan camide yaptığım sohbette de Bakan Kurtulmuş öz eleştiri yapmaktan kaçınmadı.
***
Doğubeyazıt'a geldikten bir gün sonra Festival törenleri kapsamında, ismi İnegöl Caddesi olarak değiştirilen ve ilçenin tek, en büyük cazibe merkezinde İnegöl Belediyesi'nin Halk oyunları ekibi, yaptıkları gösterilerle yöre insanının dikkatini çekti. Aynı ekip İshak Paşa Sarayı'nda da gösterileriyle festivale katılan bakanları mest etti.
Ancak halk oyunları ekibinin gösterisinde tek eksik olan; yörenin oyunlarını oynamayı düşünememeleriydi.
Eğer Kürtlerin halk oyunları da oynanmış olsaydı, bardak tamamen dolmuş olacaktı.
Turizm deyince, İshak Paşa Sarayı ihtişamı ile göz kamaştırıyor. Dağların ve vadilerin arasında bulunan muhteşem eser, ilçeyi turizm anlamında ayağa kaldırabilecek kadar gizemli.  
Zaten, 4 yıl öncesine kadar Doğubayazıt'ın tarihi yerleri bırakın yerliyi, yabancı turistlerin akınına uğruyormuş. Yaşanan terörden dolayı, turizmin önü kesilmiş.
Aynı şekilde Ahmed-i Hani'nin Camii ve müzesi, İran sınırına komşu meteor çukuru, Nuh'un Gemisi Ermenilerin Ararat olarak ah çektiği Ağrı Dağı, Doğubayazıt'ın kültürel zenginliklerinden.
Yapılması gereken; terörü bitirmek, barışı tesis etmek, işsizliği bitirip, Doğubayazıt'ı tekrar turistlerin akın ettiği bir merkeze çevirmek.
Tabi bunu yaparken...
Dağa taşa "ne mutlu Türküm" diye yazmayı bırakıp, yüzde yüzü Kürt olan ilçe halkını tahrik edici adımlardan kaçınmak.
Buna örnek olarak Doğubayazıt'a 50 kilometre uzaklıktaki Iğdır'da sosyal hayatın kıskandıracak derecede farklılık göstermesini verebiliriz.
Çeşit çeşit meyve ve sebzenin yetiştiği Iğdır'ın potansiyeli Doğubeyazıt'tan çok farklı. Beyazıt kadar tarihi yerlere sahip olmayan ilde, ticaret bir hayli canlı...
Aynı hareketlilik ve canlılık Doğubayazıt'a da kazandırılabilir. Böylelikle Doğubeyazıt'lı zenginler eğlenmek, yemek- içmek için Iğdır'a gitmemiş olurlar.
***
Evet, İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş'la Doğubayazıt'ı arşınladık. 
Kadim toprakların yeniden yeşermesi için bir belediye başkanının Kürt halkıyla kurduğu samimi diyaloglara ve sevgi bağlarını gördük.
Barışın samimi resmini çizmek, gönülleri ve elleri sıkı sıkıya tutabilmek... 
Ben bu diyaloğu Alinur Başkan'da gördüm. 
Etrafına saran Kürt gençlerinin, amcalarının, dedelerinin, çocuklarının gözlerindeki ışıltının sebebi; onlarla şefkatle bakan Alinur Aktaş'ın gönül penceresinin açık olmasıydı.
O zaman yapılması gereken şey...
Oligarşik bürokrasiden bir an önce kurtulmak, devlet görevlilerini yeniden formatlayıp, kardeşliği tesis etmek.
Gerisi kolay...
Eyvallah Alinur Başkan, 
Kardeşliği tesis eden adımlarına ben şahidim, Doğubayazıt'ın dağları, Ahmed-i Hani, İshak Paşa Sarayı'nın üzerinde uçan güvercinler de şahit.