Alinur Aktaş'tan çok güzel hareketler

Vatandaş kendisini yönetenlerin elini sıkmasını, evine misafir olmasını, dertlerini çözmesini ister, memnun olur.

Valiler, belediye başkanları, kaymakamlar, azda olsa,  rütbeli 'memur' askerlerin kendileriyle diyalog kurması; gülümsemenin, kucaklaşmanın, kuşatıcılığın yolunu açar.

Ramazan hanelerimize konuk olalı 5 gün oldu.

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, geçenlerde, yıllardır yolda kalmışa, aç kalana, garibana, fakire kapılarını açan Fevzi Çakmak'taki aş evinde Bursalılarla iftar yaptı.

Uzatılan taslara çorba, yemek koydu, oruç açmaya gelenlerle samimiyet köprüsü kurdu.

Bir gün sonra da Esentepe Mahallesi'nde bir ailenin iftar sofrasının konuğu oldu.

Aktaş'ın attığı adım, hayatı ciddiye almanın fotoğrafı.

Her Allah'ın günü protokol, toplantılar sırasında, caf caflı şekilde dizilen sandalyelerde oturup, ardından da yer sofrasında oruç açmak, misafir olduğu hanenin insani anlamda umutlarını yeşerttiği bir gerçek.

Mehmet Zait Kotku'nun şu sözü geldi aklıma: 'Şehri yönetenler, halkla bütünleşmeliler; dertleriyle dertlenmeli, hanelerine misafir olmalı, çözüm üretmeliler.'

Esentepe semti sakini Özlem Hanım ve çocukları, iftar sofrasına Bursa'yı yönetmeye talip olan Belediye Başkanı Aktaş ve eşini konuk etmeleri, fani dünyanın duvarına, iyilik tablosu asılmasına vesile olur.

O yüzden bize verilen hayatı doğru bir şekilde yaşamalı, öneriye, eleştiriye açık olmalı, riyakar ve dalkavukların yalan rüzgarına, Necip Fazıl Kısakürek'in o meşhur şiirindeki 'Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes, ey kahpe rüzgar, artık ne yandan esersen es' feraseti gösterilmeli.

Dolayısıyla.

Nerede, nasıl, niçin; hele hele bana ne hiç demeden,

Vereni mutlu eden adımlar atmayı bilmeliyiz.

Hikâyenin böyle güzel başladığını anlayarak, şehrin ihtiyaçlılarını, garibanlarını bilerek veya daha da güzel olan belirlenmeden gidilen iftar sofralarına konuk olabilmek...

Böylelikle her gidilen evin sokağında başka başka istekler, şikâyetler ve tebessümlerle karşılaşarak, gerçek hikayeleri yazılabilir.

Yani.

Çok güzel hareketler yapmak için kadim medeniyetin kodlarına geri dönmek yeterli.

 O zaman yılın babası, annesi, amcası, belediye başkanı, valisi, kaymakamı oluyorsun.

***

BURSA'NIN SİYAH İNCİRİ KITALAR DOLAŞIYOR

Demek ki isteyince oluyormuş.

Bu kentin "tanıtın beni" diye avazı çıktığı kadar bağıran, haykıran bir sürü tadı, lezzeti markası var.

Onlardan birisi siyah incir.

Geçen gün Uludağ Yaş Sebze Meyve İhracatçıları (UYMSİB) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Senih Yazgan, 2018 yılında Bursa'dan dünyanın farklı ülkelerine 6 bin 498 ton siyah incir ihraç edildiği açıklamasında bulundu.

Bu rakam ihracat kenti Bursa'nın başarısı, aynı zamanda lezzetinin tanıtımı. Yazgan, incir potansiyelinin geçtiğimiz yıl ihracat edilen rakamdan daha yüksek olduğunu hatırlattı.

Dünyada hiçbir pazarın siyah incirde Bursa'ya rakip olamayacağının altını çizdi. Bu şu demek oluyor, böyle bir kıymet, lezzet ve tat başka bir yerde yok.

Çin'den, ABD ve AB ülkelerine kadar birçok memleket, eşi benzeri olmayan Bursa incirini tercih ediyor.

Üç kıta ve onlarca ülkenin taleplerini boşa çıkarmamak için,

Sizce ne yapmak gerekiyor?

Tabi ki çiftçiye umut olup, yol açarak,

Tarım alanlarını çoğaltarak incir fidanlarını toprakla buluşturmak lazım.

***

BİR SÖZ

Benim gitmemi istiyorlar. Saygı duyuyorum. Beni beğenmek zorunda değilsiniz.

Mustafa Cengiz