Aktaş düğmeye bastı, Merinos aslına dönüyor

Bizim şehrimiz birilerinin sürekli sıçrama tahtası, arenası, atölyesi, satış mağazası, işporta alanı oldu.

Herkes kafasına göre hareket edince de, trafik başta olmak üzere insanın yüreğini parçalayan manzaralar ortaya çıktı.

Mesela, koskoca Merinos platosu yani ulusal ve uluslararası kongrelerin,  sanat ve kültürel etkinliklerin yapılacağı devasa merkez, sözde hemşeri derneklerinin kendilerini tatmin ettiği, panayır tüccarlarının margarinden ürettiği tereyağını, tavuktan yaptığı sucuğu, toz şekerden elde edilmiş petek balının satıldığı utanç merkezine dönüşmüştü.

Sürekli söylüyorum, dernekler sivil toplumun ışıldamasını sağlayan yerler olmalı, etliye sütlüye dokunmalı diye.

Ama nerde...

Bu amcalar, beyler ve bayanlar, dernekleri kendilerini tatmin eden yerler olarak gördü, bildi.

Yaşadıkları şehirde eksik olanı gördükleri halde, görmemezlikten geldiler, duymalarına rağmen, duymayız biz dediler.

Ama bu insanlar, protokolde oturmayı, bakan ve milletvekili eli sıkmayı marifet, hatta kendilerini cennetle müjdelenmiş olarak gördüler.

Neyse ki birisi çıktı ve "hop durun bakalım, burası çıkmaz sokak" dedi.

Kim o birisi, tabi ki Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş.

***

Artık, Merinos Kongre ve Kültür Merkezi'nde sucuk ekmek sattırmayacağız, panayır yaptırmayacağız; hemşeri dernekleri ister kızsın, isterse küssün demek istedi.

"Evet, ne yapacaksak Bursa için yapacağız, hangi iyi adımı atacaksak Cumhurbaşkanımızın desteği ile atacağız" diyen Alinur Aktaş, Merinos'u gerçek kimliğine kavuşturmak için düğmeye bastı.

Merinos'u artık Türkiye'ye ve dünyaya tanıtmak zamanı.

Bundan sonra Merinos Bursa'nın turizmine hizmet edecek, bilimsel kongreler yapılacak, uluslararası platoya dönüşecek.

Başkan Aktaş'ın şu sözü çok hoşuma gidiyor, "Bursa için çıtayı yükseltmek zorundayız. Şehrimizin misyonuna, vizyonuna uygun işler yapmak zorundayız."

Bundan sonra, "birileri oyumuz artacak ricasıyla kimselere yüz vermesin, vekilim, amirin edasıyla başkana ricada bulunmasın, salonlarımızı verelim de oyumuz artsın" demesin.

Ne diyordu İbrahim Burkay, "Bursa Büyürse, Türkiye Büyür".

Bu şehir... Sucuk satarak, hamsi kızartarak, marka platosunda sahte tereyağı satıp insanları kandırarak büyümeyecek.

Anladın, dimi Kazım!

Artık, Bursa'nın çıtası yükseldi çünkü!

*****

AĞAOĞLU ŞAHA KALKTI

Türkiye'nin marka turizm merkezi Uludağ'da yılın 12 ayı yerli ve yabancı turistlere hizmet veriliyor.

Birinci ve ikinci bölgedeki oteller Mart ayı bittiğinde kapılarına kilit vururken, Ağaoğlu My Mountain, hizmette sınır tanımıyoruz diyor.

Ali Ağaoğlu, şimdi de enerji alanında çıtayı yükseltti.

Bursa ve Yalova RES projelerini işletmeye alan grup, Balıkesir'de de şehrimize etkisi olan 750 milyon liralık rüzgâr tribünü projesi için yatırım anlaşması yaptı.

Kıpır kıpır bir insan olan Karadenizli iş adamı, durgunluk psikolojisine yenilmediğini bir kere daha ispatlamış oldu.

***

BİR SÖZ

"İnsanın kıymeti himmeti kadardır;  hayalinden geçen hizmet alanı kadardır. Ne kadar büyük işler yapmak istiyorsanız, büyüklüğünüz o kadardır."

Prof. Dr. Mahmut Esad Coşan