15 Temmuz ve hesap günü

Bugün darbe girişiminin 3.  yıldönümü.

Ülke kritik bir eşikten döndü,  eğer İstanbullular sokağa çıkmasaydı kalkışmaya yeltenenler başarılarını kutlayacaklardı.

Ama olmadı, 250 kişi canını feda etti, 2 bin 200'e yakın yaralı verildi, sinsi girişim püskürtüldü.

Anneler, babalar, evlatlar, gençler, yeni evli gençler şehit oldu, çocuklar yetim kaldı.

Türkiye bir ateş topundan son anda kurtuldu, evlere ateş düştü, hanelerin ışıkları söndü.

Bu süreç içinde olağanüstü günler yaşandı.  Davalar bir birini kovaladı, mahkûmiyetler verildi. Devletin içinde tasfiyeler gerçekleşti.

Mağdur edildiğini söyleyenler, hala haklarını arama peşinde olup, 'biz bu yapının içinde olmadık' diye haykırıyorlar.

Diller itiraf etmese de bir hesap günü var. Biz ona Rus-i mahşer diyoruz. Aydınlık bir gün o gün. Ayakların,  parmakların, gözün, burnun tanıklık edeceği gün yani. Kaçışı olmayan gün. Allah'a ve Ahiret Günü'ne iman edenler o günü bilir.

O gün sorular sorulara yanıt vermemek gibi bir lüksü olmayacak insanın. Darbe girişiminin neresindeydiniz? Sorusu şak diye cevabı bulacak.

Allah bir daha başımıza böyle belalar vermesin, uzak tutsun. Üç maymunu oynayanların ipliğini pazara çıkarsın, düzenlerini bozsun, şımarıklıklarını, kibirlenmelerini, kendilerini sütten çıkmış ak kaşık sananların ayaklarını bir birine dolaştırsın.

***

MEHMET ŞEVKET EYGİ

Milli Gazete'mde yıllarca muhabirlik yaptım. Haberlerimin çıktığı gazetenin köşe yazarlarını büyük bir iştahla okudum.

1991 yılında 'Takvimden yapraklar' başlığı ile yazı yazmaya başlayan Mehmet Şevket Eygi'yi büyük bir heyecanla takip ettim. Kendisiyle 1994'te Sultanahmet'te tanışmak nasip olmuştu.

Beyefendi bir adamdı, insanlara olan kibarlığını, hayvanlara da gösterdiğine şahit oldum, kedileri vardı, merhameti onlardan eksik etmezdi.

Nezaket ve tevazu abidesi Mehmet amca, 86 yaşında, geçtiğimiz hafta cuma akşamı, ebedi âleme göçtü. Cumartesi günü annesiyle buluştu. Fatih Cami'nde tabutunu omuzlayanlar arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'da vardı. Hz Resul'ün şu sözü geldi aklıma,  'Alimin ölümü, alemin ölümü gibidir."

Bu ülkeden kibar, entelektüel, dünyayı okuyan bir insan göçtü.

Son olarak.

Şu hususa da dikkat çekmek zorundayım.

Nefret söylemleri, ardında nefreti körüklediğine Eygi'nin cenazesinde bir kez daha şahit olduk. Mehmet amcaya son görevini yerine getirmek için musalla taşının ardında duran Erdoğan'a, bazı gazetelerin, 'gerici yazarın tabutunu Erdoğan taşıdı' başlıkları atmaları, aklımızı kiraya verdiğimizi işareti olsa gerek.

Rabbimizden Mehmet Şevket Eygi'ye rahmet diliyoruz.

***

BİR SÖZ

Bir milletin büyüklüğü ve ahlaki gelişimi, hayvanlara olan davranış biçimi ile değerlendirilir.

Mahatma Gandi