Hava Durumu

Yemen Türküsü

Yazının Giriş Tarihi: 29.10.2021 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.10.2021 06:30

Yemende mezhep savaşları hız kesmiyor. Yaşanan son çatışmada 814 kişinin kıyıma uğraması ülkeyi kan gölüne çevirdi.

Husilerin askeri sözcüsü Yahya es Seri düzenlediği basın toplantısında Husi güçlerinin 550 kişiyi öldürdüğünü, 1200 kişiyi yaraladığını ve 90 kişiyi de esir aldığını gerine gerine söyledi. Seri, "Şebve ve Marib şehirlerinde Zafer Baharı operasyonu sırasında toplam 3200 km2'lik alanın kurtarıldığını (!)  ifade etti.

Husiler 2014'ten buyana başkent Sana ve bazı bölgelerin denetimini de elinde bulundurarak adeta gövde gösterisi yapıyorlar. 

Suudi Arabistan kontrolündeki koalisyon güçleri ise Mart 2015'den beri Husilere karşı kendi çıkarlarını gözeterek Yemen hükümetini destekledi.

Yemen'de son 7 yıldır devam eden savaşın tabanında batı fitnesi Mezhepçilik hâkim.Bu kardeş kavgası bugüne dek 233 000 kişiyi canından etti.

Yemen bugün dünyanın en muhtaç coğrafyası.30 milyon nüfuslu ülkede 22 milyondan fazla vatandaş gönderilen yardımlarla ayakta kalmaya çalışıyor.

Asırlar önce Hıristiyan ve Yahudi kontrolünün ardından Hz. Ali'nin davetiyle 630'dan buyana İslâm ile şereflenen Yemen; bugün vekâlet savaşının tozu dumanı altında.

Yıllardır süren anlaşmazlığın nedeni ise İran'ın mezhep değiştirme çağrılarına olumlu yanıtı veren Abdülmelik el Husi'nin babası Bedreddin el Husi'den kaynaklanıyor. Bedreddin el Husi İran'da aldığı dini eğitimin ardından ülkesine devşirilen bir isim. İran zamanın şartlarında Yemen'in içinde bulunduğu ekonomik zorluklardan istifade etti ve Bedreddin el Husi'yi kullandı.

İran'ı ziyaret eden on binlerce Yemenli de bu süreçte İran adına faaliyette bulunmak üzere Yemen'e döndü ve etrafına Şiiliği anlattı. Süreç bu şekilde start aldı. O dönemde Acem desteği para, sosyal statü, iş, uluslararası ticaret ve eğitim kapısı olarak görülüyordu. Buda kullanılarak Yemen'de iyice nüfuz edinildi.

400 Zeydi aşiret içerisinde en büyük aşiret olan Husi'lerin İran'la ilişkileri sonrası edindikleri siyasi ve ekonomik nüfuz diğer aşiretlerin tabanını da heyecanlandırdığından, güçlü olan Husi tarafına geçildi. Ülkedeki ayrışmanın tohumları da böylece atılmış oldu.

Madalyonun öteki yüzünde ise Suudi Arabistan'ın İran korkusu var. %19'luk Şii nüfusa sahip olan Suudiler İran'ın bölgeye olan iştahından rahatsız olarak karşı azmettirici güç oldular. Çünkü Suud hükümeti çevresinde güçlü olmayan ve  tamamen kaosa boğulmamış bir Yemen arzulamaktaydı.

Bugün gelinen nokta da, 30 milyonluk Yemen'de 80 milyon silah olduğu tahmin ediliyor. Bu neredeyse her Yemen'liye 3 silah demek. Yani savaşçılık meslek olmuş.

Suudi Arabistan açısından temel tehlikeyse Şii'leşmiş bir Yemen'dir. Yemen yüzölçümü bakımından Suudi Arabistan'ın ¼'ü olsa da; nüfusu neredeyse eşittir.

Öte yandan Husi'lerin bölgede güç sahibi olarak gelişmesini isteyen asıl taraf ise perde arkasından Amerika. Okyanus ötesi Yemen'de güçlü bir Sünni yayılımı istemiyor. O yüzden de El-Kaide bahanesiyle Sünnileri bombalandılar, zayıflattılar ve Husi'lerin önünü açtılar. Birleşik Devletler güçleri başkent Sana'dan plânlanmış anibir kararla ayrılarak askeri üs ve mühimmatını bilinçli olarak Husi'lere bıraktı. Böylece çekilme görünümüyle Husi'leri silahlandırdı.

Bu yardıma konan Husi'ler her ne kadar dünya haber bültenlerine emperyalizme karşı savaştıklarını iddia etseler de; gerçekte Yemenli Müslümanları katletmekle meşguller. Ne için?  Kendi ırklarının ülke genelinde söz sahibi olması için.

Dünyanın birçok yerinde Mezhepçilik belası maalesef Müslümanları birbirine kırdırıyor. Mezhepçiliğin ayrıştırıcı bir unsur olarak yeşermesiyle Müslümanlar pekçok anlamda erozyona uğratılıyorlar. Ahlaki olarak ta fukaralığın ve çaresizliğin de etkisiyle alabildiğine aşındılar ve aşındırıldılar. Bu yüzden insanı ihya etme çalışmaları oldukça önemli ve kıymetlidir bu coğrafyalarda.

Acaba İslam ile şereflenmiş bir coğrafyanın mensuplarına ellerindeki kılavuzlar yetmiyor mu?  Bencillikler ön planda olmasaydı Veysel Kareni Hz'lerinin torunları kendi topraklarında vekâlet savaşı yapılmasına göz yumar mıydı?

İnsani ve İslami manada hak olan ve var olan her mezhebi yapı birbirini yakından tanımaya çalışmalı ve tamamlayıcı çalışmalar üretmelidir ki; bu kardeş kavgaları bitsin. Yeni Yemen türküleri yürekleri dağlamasın.

Veysel Kareni (Uveys el Kareni)  ile yâd ettiğimiz İman ve hikmet diyarı Yemen'de ağır silahlarla dize getirilmeye çalışılan mazlum ve mağdur kardeşlerimiz için bizlerde burada karınca kararınca kendi imtihanımıza odaklanmalı, kendi payımıza düşeni almalıyız.   İslâm'a karşı hassasiyeti olanlar bu önceliğin bilincindeler.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.