Suriye'de amaçlar araçları meşru kılar

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed ay sonunda yapılacak seçimler için adaylık başvurusunu yaptı.

Ülkedeki muhalif kesim ise dikte edilen seçim tarihinin meşru olmadığı görüşünde.

Suriye Parlamentosu'nun seçim tarihini 26 Mayıs olarak açıklaması, dünyadan da tepki aldı.

Başkan Bidenin ve BM'inseçimlerin denetlenemediği için sonuçlarının da tanınmayacağını bildirmesi,devlet erkânının iki ayağını bir pabuca soktu veapar topar bir yasa tasarısı hazırlattı.

BM ise halen ısrarla seçimlerin tüm Suriye halkını temsil etmediğini, dolayısıyla da geçerliliğinin olamayacağını savunuyor.

Esed ise bu engeli savuşturma düşüncesiyle demokratik bir görüntü çizmeye çalışarak Mahkumlar için yeni bir af yasası hazırlattı ve hükümetinin ömrünü uzatma derdine düştü.

Çıkarılan kararnamede kaçakçılık, uyuşturucu kaçakçılığı, resmi belge sahteciliği, rüşvet ve çocuklara yönelik affın hayata geçirilmesi gibi suçların ertelenmesi ve iptali gibi maddeler var.

Kararname gereği idam cezası ve müebbethapis20 yıl ağır işçiliğe çevrildi.

Vatana ihanet, silah kaçakçılığı, casusluk, düşmanla işbirliği ve ölümle sonuçlanan terör suçları ise af kapsamının dışında bırakıldı.

Yapılan tüm bu değişikliklerin asıl nedeni ise Esed'in dışarıya karşı puan toplama çabasından ibaret.

Batı tarafından desteklenen muhalif güçlerin sesi ise Esed'in meşruiyetini kaybettiğini ve seçimlere katılmasının mümkün olmadığı konusunda hem fikir. 

Muhalif kesimin dillendirdiği diğer bir konuda; halkın muhalefeti yeterince tanımaması ve buna ülke şartlarında fırsat verilmemesi.

Muhalefetin tanınmaması halk içinde inandırıcılık sorununu da açığa çıkarıyor.

Bu seçimlerin icra edilmesi hiçbir sorunu çözeceğe benzemiyor.

Suriye sınırının dışında kalan 6 milyon'luk kitle ile İdlib ve Fırat'ın doğusunda hâkim olunamayan bölgeler gibi hali hazırda bekleyen yığınla sorun var. Ve burada ki insanlar oy kullanamayacaklar.

Bu sorunların çözülmeden seçimlere gidilmesi, buradaki Suriyeli halkın irade dışında bırakılması demek olacağından,devre dışı kalan kesim,gün gelecek yenisorunlarla hükümetin karşısına dikilecektir. 

Suriye'deolan kardeş kavgasından öte, Esed'in iktidar mücadelesi.

İman ile küfrün çekişmesine şahit oluyor bu topraklar.

Şuan Esed her türlü gayri meşruluğa başvuruyor. (Atılan kimyasal bombalar dahil)

Esed'e Allah diye tapan (haşa) Nusayriler ile ehlisünnet Osmanlı bakiyesi Sünnilerin çarpışmasıdır bu.

Küffar kesim,sınırsızolan gayri meşru desteğini esirgemiyor Esed'den.

Çünkü Nusayri azınlık iktidardan düşerse Sünniler sahnede olacak ve Türkiye'ye yanaşacaklar.Çekinceleri bu.  (Azerbaycan örneğindeki gibi)

Ayrıca önemli bir anekdot; bu Nusayri sapkınları Hz. Ali'deki ilahi vasıfların tenasüh ve hulül akidesi gereği kendilerini yöneten Esed'de de tecelli ettiğine inanıyor. Bu sapkın kavim "Kitabu'l Mecmu" adındaki şirk dolu bir neşriyata biad eder. O yüzden kıblelerine itibar edilmez. Şia ve Hıristiyan karışımı bir mezheptirler.

Esed hanedanı yıllarca ülkedeki %10 azınlıkla devletin tepesinden inmedi.

Baba Esed 1982'de Halep ve Humus'ta 40 bin kişiyi katletti kendi koltuğu uğruna. Oğlu ise 1 milyon Sünni'ye kıydı. Kalanları da yerinden yurdundan etti. Komşu ülkelere, çoğunlukla da Ürdün'e ve Türkiye'ye sürdü. Amacı ülkedeki Sünni sayısını düşürerek kendi mezhebinden bir yapı inşa etmek.

Senelerce Apo'ya kol kanat gerdi Hafız Esed. Şimdi de oğlu olacak necaset aynı emeller ile YPG ve uzantılarıyla işbirliğinde.

Suriye'de Nusayri Baas rejimi düşmeden Esed lejyoneri düşmez. Esed düşmeden de Suriye düzelmez.

Baas Partisi geçmişte Arapları tek bir çatı altında toplamanın yanı sıra, sosyalist bir Arap toplumu oluşturmayı deneyen,İslami hassasiyeti yok etmeyi amaçlayan siyasi bir hareket.

Batı Emperyalizmine karşı kurulduğu söylense de;sonradan onların piyonu olarak kendini tüketen miadı dolmuş bitik bir oluşum.

İstediklerikendilerini meşrulaştırmak ve biraz daha zaman kazanmak.

Alelacele yapılmak istenen bu seçimin hedefide bu zaten.

Suriye ateş hattındadaha çok Esed üst aklı işlediğinden, takvime bağlanan içi boş bu seçim sürecinin ülkeyekatacağıhiçbir artı yok.

Beyni, daha yıllar önce baba mirasıyla dumura uğratılmış, makam uğruna öz kardeşini dahi harcamaktan çekinmemiş, dünyalık ölüm makinası bir aktörden daha ne beklenebilir ki...