Hava Durumu

Süper güç olmak

Yazının Giriş Tarihi: 25.12.2020 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.12.2020 07:30

Ülkeler arası kutuplaşmanın arttığı, bölgesel çatışmaların yoğunlaştığı, konvansiyonel silahlanmanın hızlandığı, en kötüsü de nükleer silahlanmanın yeniden hortladığı çok tehlikeli bir dönemece girildi.

Askeri açıdan bakıldığında ülkelerin gücünü gösteren en önemli kıstasın silahlanmalar olduğu düşünülse de; bu donanım tek başına yeterli değil.    

Mesela, Birleşik Devletler her yönden kıyas kabul etmeyecek bir küresel hâkimiyetin lideri.  Arkasında da komşumuz Rusya takipçisi.

Ülkesini yeni bir hamle ile Süper Güç haline getiren Putin yaptığı bir açıklamada; kendinden öncekileri inkâr etmeden, SSCB rejimine minnet duyarak çalışmaya devam ettiklerini belirtmişti.

Bu değerlendirme de, Putin aslında ülkelerin bu tip adımları ancak büyük bir bütünlük içinde atabileceklerini savunmuştu.

Halkın güveni olmadan ne kadar güçlü ordular olursa olsun arzu edilen seviyenin uzağında kalınacağını işaret eden Rusya devlet başkanı, göreve gelmeden önce de Rus halkından eski büyük Rusya vaadiyle oy isteyip makama oturmuştu.  

Süper Güç olmanın gereği, pek çok ayrıntılı kuvveti içinde barındırmayı zorunlu kılar.  Örneğin Ekonomik ve Ticari bağların istikrarla seyretmesi gerekir.

Terör sorununun çözülmüş, vergilendirmenin güven verdiği, üretim ve dışa bağımlılığın pek aza düşürüldüğü bir istikrardan bahsediyorum.

Öncelikle bilim ve ilim alanında belli yeterliliklerin üzerine çıkılması şart. Üniversitelerin diploma dağıtmaktan öte başkaca görev alanlarına yönelmesinin zamanı çoktan geldi.   

İşte benim kişisel kodlarım:

a) Üniversitelerimizin dünyanın en ileri eğitim kurumlarının içinde yer alması ve devletine ve milletine bağlı öğrencilerin yetiştirilmesi.

b) Ülkemizin Bilim ve Teknik alanında hamle yapması, dünya standartlarında yarışabilecek bilim adamlarının yetiştirilmesi ve çalışma ortamlarının özendirilerek sağlanması.

c) Uluslararası pazarlarda aranan markalara sahip olunması.

d) Teknoparkımız, bilim köyümüz/ilim vadilerimizin oluşturulması ve bu noktaların çekim merkezleri haline dönüştürülmesi, bu programın sadece birkaç maddesi olarak sıralanabilir.

Değişimi sağlayan Nano ve Bilgi teknolojileri içselleşmiş/bütünleşmiş ayrılmazlardır. Bu olgular hem ekonomik değer üretirler, hem de bu kıskanılası değeri siyasi güce dönüştürürler.

Ben, ülke olarak bu yola girdiğimizi düşünenlerdenim. Eğer istikrarlı çalışma yapısı muhafaza edilebilirse, Türkiye yeni yüzyılın yükselen değeri olacaktır.

Kutuplaşmanın başladığı şu dönemde yeni atılımlarla üretilen ve ihracatına dahi başlanan yerli malı savunma silahlarımızı, iyi bir başlangıç olarak düşünmeliyiz. Dünya, bilenler bilgi üretenler ve bunları yapamayanlar olarak bir kırılma noktasına doğru koşuyor.

Birleşik Devletler günümüzün en ileri Süper Güç'ü olarak bilinse de; demodeliğin hantallığına doğru irtifa kaybetmektedir.  

Çin ve Hindistan'ın 3. ve 4. güç olarak atağa geçmesi artık kabul görmüş bir realite.

Uluslararası sistemde devletler 4 ayrı şekilde gruplandırılırlar: Bunlar; Süper güç, Büyük güç, Orta güç ve Küçük güç olarak sıralanmışlardır.

Bu duruma göre de hareket kabiliyetleri oluşacaktır. Uluslararası sistemde devletler 4 ayrı şekilde gruplandırılırlar. Bu dizayn zaman içinde daha da belirginleşecek ve oturacaktır.

Bu dizilişteki öncü ülkeleri ve takibindekileri mercek altına almak, Süper Güç'ün kabiliyetlerini anlama konusunda oldukça önemlidir.

Devlet yapılarının küreselde kalıcı olarak güç kaynaklarına ve doğru stratejilere ihtiyacı vardır. Birleşik Devletlerin Avrupa sömürgesi olduğu dönemlerde sanayileşmenin öneminin kavraması, kendisine doğru plânlamalarla sınıf atlatmıştır. Geniş topraklardaki kaynaklar en iyi şekilde kullanılıp, iç ve dış tehditlere geçit verilmemiştir. Sanayi ve doğal kaynakların belirlenmesiyle akilâne geliştirilen projeler isabetli adımlarla üstün teknolojilere kanalize edildiler.

Açık denizlerin öneminin kavranması donanma hattını güçlendirmiş, okyanus aşırı devletlere dümen kırılmasına neden olmuştur. Asıl önem arz eden ise güç kaynaklarına göre izlenen doğru stratejilerdir.

Tabi ki bu nokta da Birleşmiş Devletlerin dünyanın Jandarmalığına soyunup haksız elde ettiği kazanç ve gasplarını tasvip etmemiz mümkün değildir.

Bizler ve bizim gibi düşünenler için dünya kardeşçe paylaşılmaya değer bir olgudur. Bugün, Süper Güç payesini edinen devletlerin kabul edilemez yollara tevessül etmesi, bize örnek olamaz. Hiçbir zamanda olmayacaktır. Çünkü bizim atalarımız gittikleri yerlere Din-i İslâm, Medeniyet ve Hoşgörü götürmüşlerdir. Torunları olarak bizde aynı şiardayız. Ötesi zaten bize uymaz.  

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.