Hava Durumu

Sözde soykırım 24 Nisan (2)

Yazının Giriş Tarihi: 25.04.2020 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.04.2020 06:30

Anadolu'da Ermeni sorunlarının 1800'lü yıllarda Rusların Anadolu'yu ele geçirmek için bu bölgede bulunan Ermenileri kullanabileceklerini düşünmesi olaylara aksi yönde bir ivme kazandırmıştır.

Bugün dahi Rus-Ermeni ilişkileri incelendiğinde aralarındaki yakınlaşmanın nereden beslendiği gün yüzüne çıkar.

23 Ağustos 2019'da kaleme aldığım "Yumuşak Güç Stratejileri ve Lobicilik" adlı makalemde Ermenilerin Birleşik Devletler'de lobi faaliyetlerine verdikleri önemi uzun uzun anlatmıştım. Ve yine 27 Aralık 2019 tarihli "Sinsi Planlar" adlı makalem de ise bugünkü Rus-Ermeni ilişkilerini ve Ermeni halkının Türkiye'ye yönelik hazırladığı sivil ordu teşkilatlanmalarından bahsetmiştim.

Konuyu merak eden yada tekrar hatırlamayı isteyen okurlarıma bu iki güncel makalemi salık veririm.

Bu planlar yıllar öncesinden projelendirilmiş ve roller dağıtılmış.

Bu paralelde Türkiye'nin Ermeni localarına ve diğer yapılanmalara karşı elini güçlendirmesi şart.

Bu da günümüzde ancak yumuşak güç kullanarak oluyor. Dünya bu noktada da artık böyle işliyor. Türkiye bu ayrıntıyı kesinlikle atlamamalı hatta lobiciliğe daha çok bütçe ayırmalıdır.

1890 Kumkapı gösterisinden sonra Hınçak Komitesi, kendisinden olmayan ve durumlarından şüphelendiği, Ermenilere suikastlar uygulama yolunu! seçmiş.

Ermenilerin Ermenilere zulümleri sadece suikastlar ile de bitmemiş.

İsyanlar için para teminine çalışan Ermeni komitacılar çok sayıda Ermeni vatandaşını soymuşlar-gasp etmişler.

Niyetleri elbette Türklerin adını lekelemek.

Kirli çamaşırlarını Türklerin üzerinde bırakmak.

Nihayetinde, Türkün karşısında olanlar birlikte hareket etme ve birleşme kararı aldılar.

Bu olayların akabinde terör örgütleri işbirliği, resmen yıldırma faaliyetlerine başladı.

ASALA ve PKK, Beka ve Zeli kamplarında 1979 yılında eğitim görürken bir araya gelerek birlikte hareket etme kararı aldı. Bu karardan sonra ise Türkiye'de işlenen cinayetler neredeyse seriye bağlanmıştı.

Bu işbirliğinde ASALA'yı eğiten terör sevici F.H.K.C'li George Habash'ın etkisi ise büyük olmuştur.

Bu güç birliği ile 1980'de Lübnan'da tekrar toplantı yapan iki örgüt Türklere karşı ortak eylem kararı aldıklarını dünyaya açıkladı.

Ardı ardına devam eden cinayetler de ise Türkleri töhmet altında bırakma çabası hep var oldu. Oysa zarar gören ve yanlış tanıtılan taraf Türklerdi.

Bugün her ülkede, özellikle Amerika'da oluşturdukları localarla etki güçlerini devreye sokan Ermenilerin Türkiye'den tazminat ve toprak koparmaya çalıştıkları genç neslimizin beynine kazınmalıdır.

Özellikle "Hepimiz Ermeniyiz" diyen güruhun kendi tarihlerinden bi haber olduklarının farkındalığına varması gerek.

1915'te yaşananlar Ermenilerce inanç meselesinden öte adeta bir saplantı hâline gelmiştir.

Bu itikat günümüzde Ermeni milletini birbirine bağlayan önemli bir bağ hâlini almıştır. Dolayısıyla bu meseleyi ne tartışmaya yanaşırlar ne de tarih ile yüzleşmeye cesaretleri vardır.

Yaptıkları propagandaların etkisiyle dünyada ulaştıkları taraftar kitlesi, onları 1915 olaylarını tartışmaktan daha da uzaklaştırmaktadır.

Türkiye'nin arşivlerini açması ya da ortak komisyonlar kurulması gibi teklifleri, karşı tarafta yıllarca en küçük bir akis dahi oluşturmamıştır.

Ancak bütün bu yaşananlar ve beyhude çabalar bugüne dek olduğu gibi bugünden sonra da tarihî gerçekleri değiştirmeye yetmeyecektir.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.