Hava Durumu

Sinsi planlar

Yazının Giriş Tarihi: 27.12.2019 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.12.2019 07:30

Dünya'da yaşanan karışıklıkları fırsat bilen Ermenistan içten içe, gizliden gizliye bir savaş psikolojisi eğiliminde.

Bu durumun rastlantıdan ibaret olabileceğini düşünenler ise, fazlaca iyimserler. 

Ermenistan, dünyadaki gerginliği kullanarak zaman kazanma gayretinde.

İşgâl ettikleri Azerbaycan toprakları oyunun henüz ilk perdesiydi.

Rusya'nın güdümüne girerek Ermenistan'da üs kurdurmak, kendi topraklarının güvenliğini Ruslara sağlatmak, kurdukları tezgâhın ilk maddesi.

Rusya'dan bedelsiz alınan 1 milyar USD tutarındaki silah ve askeri teçhizatın yasa dışı projelerin hizmetine sunulması ve yasal olmayan sivil yapılanmalara destek verilmek suretiyle halkın askeri eğitime tabi tutulması, gizlenen bir ermeni gerçeğidir.

Ermenistan hükümeti ise Rus hibe silahların envanterlerine eklendiğini hâlâ resmen açıklamamıştır. 

İki ülke arasındaki silah yardımı antlaşmasının imzalanmasına ilişkin bilgiler ise Rus basınında teyit edildi.

Kabul edilen ağır silahların piyasa değeri Ermenistan'ın askeri bütçesinden misli olarak fazladır.

Ermenistan askeri ordusu öyle bir çıkmazdadır ki, savaşarak kazanma şansları yok denecek kadar az.

Ülkeden yurtdışına göçün önü alınamıyor.

Bu göç akımı ordudaki asker sayısının da eksi hanesine yazması demek.

Devlet bunları ne kadar gizlemeye çalışsa da, günümüzde Ermenistan'ın böyle bir felaketle karşı karşıya kalması, hem ülke kamuoyu, hem de uluslararası platformlarda gözden kaçmıyor.

Ermenistan'ın yeni sivil yapılanmalar projesinde, dışarıdan yapılan bir saldırıya karşı Ermeni ordusunun tek başına karşılık veremeyeceği, bu sebeple güçlü bir, dostun kalkanının altında olmanın gerekliliği konusunda ülke genelinde fikir birliği oluştu.

Birleşmiş Milletler'in geleneksel silahların sicil kaydına ilişkin yıllık resmi raporunda Ermenistan, ordusuna silah alınmasına ilişkin bilgileri açıklamayan, gizleyen ülkeler listesine eklendi. Sadece bu durum dahi Ermenistan'ın askeri alanda şeffaflığa ilişkin Birleşmiş Milletler ilkelerine uymadığını ve bölge için doğrudan bir tehlike unsuru oluşturduğunu kanıtlıyor.

Son çeyrekte Rusya ve Ermenistan arasında askeri iş birliği yeniden yoğunlaştı. Bunun, Azerbaycan'ın askeri kudretinin güçlenmesiyle aynı zamana denk gelmesi tabi ki rastlantı olamaz.

Yakın geçmişte Ermenistan Rusya'dan "Orsis T-5000" tipi sniper tüfeği aldı. sniper tüfeğinin üreticisi "Promtexnologiya" şirketinden verilen bilgiye göre Ermenistan bu silahın ilk yabancı alıcısı.

Ermeni yetkililerin içinde sinsilik barındıran tehdit vâri beyanlarında; "Rusya bizim nazımızı çekmezse onu Batı'ya değişebiliriz" şeklinde yakışıksız iki yüzlü bir açıklama var.

Ermenistan'ın iki komşusunun Ermeni topraklarını işgal ettiği ve kalan Ermeni topraklarında da gözü olduğu, tüm Ermenileri yok etmek istedikleri, bu şartlar altında ordunun arkasında sivil vatandaşların da bu sürece hazırlıklı olması gerektiği, düşman olarak tanımlanan iki ülkenin, Ermeni halkını yok etmeye ant içtiği safsatasına inandırılmış, kandırılmış bir kitle var şuan Ermenistan'da.

Emekli askerler tarafından verilen eğitimlerde silah ve kama kullanımı, doğa şartların da ayakta kalma, bölge halkıyla iletişim, dövüş sanatları, ilk yardım ve zor koşullarda hayatı idame yöntemlerinin öğretilmesi ülkedeki gerekliliklerin ilk sırasında.

Yılda 4 kez her mevsim koşulunda eğitimlerini veren bu paramiliter yapı, 10 günlük dağda pratik eğitim harici teorik eğitimler ile hazırlanıyor.

Gelecekteki savaşlar için ordu yapısının yetersizliğinden yola çıkarak bu eğitimlerin arttırılması gerektiğine inandırılmışlar.

Düşman iki ülke olarak isim verilmeden bahsedilen bu ülkelerin Türkiye ve Azerbaycan olduğunu anlamak için kâhin olmaya gerek yok sanırım.

İşgal ettikleri Azerbaycan topraklarının kendilerine ait olduğu ve Doğu Anadolu'da bulunan bazı Türk bölgelerin ise Türkiye tarafından işgal edildiği yalanı artık benliklerine işlemiş.

Büyük Ermenistan bizimle başlar propagandası ile Azerbaycan ve Türkiye'ye ait bölgeleri kendi haritalarında göstermeleri ve 1915'de yaşanan olayları yeni nesillere bir nefret unsuru olarak işlemeleri,  Türklere yönelik tehditlerin de boyutunu gözler önüne seriyor.

Taşnak ve Hınçak çeteleşmesinden, Asala terör örgütüne kadar, Türk kanı dökmek uğruna her şeyi yapmış olanların hâlâ hazır kıta bekledikleri, böylelikle bir kez daha kanıtlanmıştır.

Yıllar önce Doğu Anadolu'da yaşanan Türk katliamları, yine yakın tarihimizde kardeş ülkemiz Azerbaycan Karabağ/Hocalı dolaylarında yaşanan soykırımların daha kanı kurumadan, sınırımızın diğer tarafında Türk nefreti ile yetiştirilen gençlere ve bu paramiliter yapıya karşı her daim dikkatli olmak boynumuzun borcu olmalıdır.

Kendileri olarak yetemeseler de, A.B.D ve Rusya üzerinden giderek yaptırım kozlarını çok başarılı oldukları lobi faaliyetleriyle sonuna kadar kullanmak isteyeceklerdir.

Bu arada unutmadan açığa çıkarmakta fayda var.

Dış siyaseti sıkı takip eden analizciler hatırlayacaklardır.

Ermeni-Acem iş birliği yankısı henüz susmadı kulislerde.

Bu gidişat bir noktaya kadar normal karşılanabilir!

Sonuçta dış politikanın al-ver kuralı vardır.

Erivan ile Tahran yakınlaşmasının Ankara lehine işlemeyeceği sanırım herkesin öngörüsüdür.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.