Hava Durumu

Savaşın iki boyutu

Yazının Giriş Tarihi: 17.07.2020 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.07.2020 06:30

Hafta başında Ermenistan ordusu, Azerbaycan sınırında savaş içerikli bir saldırı düzenledi.

Bilinçli ve emir komuta zinciri takip edilerek açılan ateş saldırı formatındaydı.

Kısa sürede gardını alan Azerbaycan ise olası duruma misliyle karşılık verdi.

Özellikle Ermenilerin büyük kayıplar verdiği söyleniyor. 

Aslına bakarsanız bu çekişme yıllardır ara ara hep oldu.

Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorununun kökeni ise epey bir geçmişe dayanıyor.

İtilafın doğuşu Ermenilerin mevcut bölgeye toplu olarak yerleştirilmesiyle başladı.

Ermeni halkı Anadolu'da İran'da ve Kafkasya'da çeşitli devletlerin vatandaşları olarak dağınık halde yaşamaktaydılar.

O yıllarda Kafkasya'nın durumu çok net olmadığından karışık bir ortam hâkimdi.

Sovyetler Birliği içerisindeyken dahi birkaç defa Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan'a yönelik toprak iddialarında bulunan Ermenistan, bu doğrultudaki faaliyetlerini açık ve sürekli olmaktan ziyade, daha çok aralıklarla sinsice yürüttü.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasına giden süreçte Ermenistan'ın, Azerbaycan'ın Karabağ bölgesinin dağlık kısmına yönelik iştahı yeniden kabarmış ve zaman içinde de savaşa dönüşmüştür.

Ermeni çeteleri sessiz ve derinden kıyımlarla Hocalı Katliamı gibi soykırımlara imza atmışlardır.

Topraklarının % 23'ü halen Ermenistan işgali altında bulunan Azerbaycan, hem toplumsal, hem de resmi düzeyde mevcut durumun kendisi açısından kabul edilemez olduğunu sürekli dünya gündeminde vurgulasa da; kınamaktan öteye bir sonuç elde edememiştir.

Sorunun ilk ortaya çıkış şekli Ermenistan'ın, Azerbaycan'ın Karabağ bölgesini kendisine birleştirmek istemesi ile patlak verdi.

Ermenistan işgali altında bulunan Azerbaycan toprakları fiilen, Ermenistan'ın bir parçası durumundadır.

Bu topraklar üzerinde yaşayan Azerbaycan vatandaşı Ermeniler, dış dünya ile resmi bağlantılarını Azerbaycan üzerinden değil de; ne yazık ki Ermenistan aracılığıyla sağlamaktadırlar.

Maalesef Azeri devlet erkânı bu durumu yıllarca önlem almadan seyretmiş, sessiz kalmış, olayların bu duruma gelme ihtimaline karşı yeterli önlemleri almamıştır.

Ermeniler ise bu durumu iyi kullanmış askeri, kültürel ve toplumsal politikalar geliştirerek bu cürete erişmişlerdir.

Bahsedilen Azerbaycan topraklarındaki sınır bölgelerinde Ermeni parası dahi kullanılmaktadır.

Bu paralelde Azeri siyaset bilimcilerinin de durumun bu noktaya ne şekil taşındığı konusunda kendisini sorgulaması gerekiyor.

Tüm bu işletilen sistem sonucunda anlaşılıyor ki aslında Ermenistan işgal ettiği Azerbaycan topraklarını kendine katmak amacından hiçbir zaman uzaklaşmadı.

Tam tersinegenişlemeci politikasını fiiliyatta uygulamaya devam etti.

Olayın iki taraf arasındaki realitesi böyle olmasına rağmen bir de perde arkası var.

Rusya, Libya'da Ermenistan üzerinden kazanmaya çalışıyor.

Dayattığı Hafter kabul görmeyince farklı topraklarda yeni stratejiler geliştiriyor. 

Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın Libya'dan Kırım Tatarlarının lideri Mustafa Cemiloğlu ile görüşmesi Putin'i rahatsız ettiği için kısasa kısas yapıp Libya'dan kazanım elde etmenin hesabına düştü.

Üstelik Ermeni saldırısının çıkış noktası da ilginç.

Karabağ tarafından değil de; Tovuz bölgesinden geliyor.

Tovuz, Gazak, Gence ne ifade ediyor peki?

Gencebasar bölgesi Agstafa, Tovuz, Şemkir, Gazak; Azerbaycan Türklerinin yoğun olduğu bölgeler.

Azerbaycan Türklerinin Erivan'a uzanan Batı bölgesi, Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye mirasının her zaman zinde tutulduğu topraklar.

Peki bu saldırıyla ne ilgisi var?

Ermenilerin bu bölgeye göz dikmesi, zaman içinde Türkiye ile etnik bağın da kopması anlamını  taşıyor.

Gürcistan'daki Ahıska bölgesi de Türkiye sınırından Azerbaycan sınırına kadar orta hattı bağlamakta.

Ahıska Türklerinin o topraklardan çıkartılıp yerlerine Ermenilerin konması ise bu kirli plânın bir parçası.

Yani, bu sınır çatışması aslında Rusya'nın sümen altında zamanını bekleyen hedeflerindendi.

Durum itibariyle az öne alındı o kadar.

Tatar kozuna karşı, 'Ermeni kısas'ı.

Anlaşılan o ki;  Rusya Libya'daki konumundan hoşnut olmadığı için, Türkiye'yi ikna etmek adına karanlık sulara açıldı.

Yenidünya düzenindeki siyasi restleşmeler başka coğrafyalarda başka boyutlarla ilerliyor.

Okumasını bilirsen, alternatif plânların da masandaysa korkma.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.