S-400 Türkiye konuşlandırılması

Suudi Arabistan'ın milli petrol şirketi Saudi Aramco'nun insansız hava araçları tarafından (18 SİHA-7 Cruise) vurulması ülkede bunalım oluştururken, Türkiye'yi de yakından ilgilendiren savunma sistemlerinin alımları ve konumlandırılmaları gündeme farklı bir boyut kattı.

Türkiye, Rusya'dan satın aldığı dünyada savunma sistemleri arasında dönemin en iyisi olan S-400 füzelerinin konuşlandırılmasına, uzmanlar epey bir kafa yoracak gibi görünüyor.

S-400'lerin yerleştirileceği yerler itibariyle hayati önem taşıdığı gerçeği, Suudilerin petrol rafinerisinin vurulmasıyla daha bir önem kazanmış oldu.

Suudi Arabistan bu kritik rafineriyi A.B.D'li dostlarından aldığı Patriotlar ile koruyordu sözde.

Ne oldu?

Sistem gelen SİHA'yı görmedi.

Alçak irtifadan gelen füzeyi de okumadı. 

Ve beklenmeyen oldu.

Gafil avlandılar.

Bu olay her ne kadar büyük önem taşısa da medyamız yeterli ilgiyi göstermedi.

Milyonlarca USD'lik savunma gücü hiç oldu.

İlk tehlikede su koyuverdi.

BU KÖTÜ

 TECRÜBE

ATLANMAMALI

Olaydan ülkemizin çıkaracağı dersler mutlaka var.

Konuşlanacak bölge inanılmaz önem arz ediyor.

Eğer bunları düz bir araziye yerleştirirseniz kolay bir hedef haline gelirsiniz.

Askeri uzmanların yer tespitleri konusunda epey ter dökecekleri belli.

S-400 füze sistemleri 500 kilometre yüksek irtifadan gelen hedefi tespit ediyor. Alçak irtifadan geleni ise 15 kilometre kala tespit edebiliyor, fakat hiçbir şey yapamıyor.

En az 250 kilometreden görürse sistem harekete geçiyor.

Yani kesinlikle düz bir arazi üzerine kurulmaması konusunda uzmanların sözlü uyarıları var. Alçak irtifadan gelen seyir füzesiyle, alçak irtifadan gelen uçağı göremez bu sistem.

Savunma Bakanımız Hulusi Akar; iki bataryanın, kritik tesislerimizin bulunması sebebiyle Ankara ve İstanbul'a konuşlanacağını açıklamıştı.

4 Bataryadan oluşan S-400'lerin kalan 2 bataryası için İzmir/Karatepe, Hatay veya Şanlıurfa'ya konuşlanacağı ve bu konuda incelemelerin başlatıldığı gelen haberler arasında.

Bu savunma ağı memleketimiz için müthiş bir caydırıcılık demek.

Türkiye'nin S-400 hamlesinin farkındalığını ilk hisseden komşumuz Yunanistan oldu. Yunan savunma bakanı yaptığı açıklamada S-400'lerin Ege'de hava sahası kontrolü anlamında planları tamamen değiştireceğini ifade ederek ''Bu sistemlerin savunma sistemi olduğu belirtiliyor ancak bu kadar uzun mesafe kat edebilen bir sistem nasıl savunma silahı olur. Bu havada yakaladığı her şeyi yok eder. Endişeliyiz'' diyerek aslında kendi milli ve gizli politikalarını da açığa vurmuş oldu. Oysa Yunanistan 10 yıl önce Fransa'dan Scud füzesi almış ve aynı füzelerin bizim topraklarımıza giriş güzergahını bile tasarlamıştı.

Her ne kadar bu sistemin menzilinin 600 kilometreye uzandığı ve sistemli bir kurulum ile tüm Türkiye'yi kapsadığı bilgisi bize güven verse de, dikkat edilmesi gereken şudur ki; yeryüzünün yuvarlaklığının ve yer yükseltilerinin radar sinyallerini engellediği gerçeği var ortada. Bu nedenle radar en yüksek noktaya konuşlandırılmalı ve yeryüzü şekillerinden en az etkilenecek konuma oturtulmalıdır. Bu, gölgede kalacak olan kör noktalarında açığa çıkması anlamına geliyor. Aksi halde sistem alçak irtifayı okumuyor.

Suudi Arabistan'ın petrol rafinerisinin hedef olması, büyük ölçüde benzer sebepten kaynaklanıyor. 

MERSİN/AKKUYU

ÖNCELİK İÇERİR

S-400'den yüzde yüz verim alınmak isteniyorsa, Nemrut dağını ve Irak'ı kontrol etmek içinde Cudi dağını işaret ediyor uzmanlar.

Biliyorsunuz, bizde de Mersin/Akkuyu Nükleer Santrali çalışmaları var.

Burası, 15 Atom Bombası büyüklüğünde hasara yol açabilecek bir tesis.

O yüzden öncelik sırası taşıyan önem arz eden bir yer.

Bu bölgede ise Torosların en tepesi hatta mümkünse daha da yüksekler düşünülmelidir.

Koruma kalkanlarını en yüksek verimle kullanmak için bu sorunlu coğrafyada Türkiye'nin yer hatası yapma lüksü yok.