Proxy örgütler hibrit savaşlar

Savaş ile barış döneminin belirsizleştiği, savaş ahlâkı kavramının kalmadığı, sivil, asker, paralı asker ya da karışıklığın tavan yaptığı, içinde gayri meşru tüm kirlilikleri barındıran hukuksuz, asimetrik, yarı askeri ve sivil gayretler bütününe yeni moda tabir ile Hibrit/Proxy deniyor. Bunlar, bir nevi vekâleten yapılan soğuk çarpışmalardır. Ortada bir devlet yok ama perde arkasında faaliyette. Yani birileri onun yerine sahada. O sahadaki maşalar ise genellikle terör örgütleri.

Daha açıkçası, karşısında bir devlet gücünü görmeyi göze alamayıp, yıpratma amaçlı kaçak dövüşen ve bunu yalanlayan yeni dünyanın uzaktan savaşma stratejisidir uygulanan.

Bu savaşma şeklinin etik hiç bir yanı olmamasına karşın artık savaşlar böyle. Devletlerin fiilen birbirine saldıramadığı, ama uzaktan yürüttüğü soğuk savaş tipi. Genelde iç savaş veya soğuk savaş olarak kimlik kazandırılır.

Örneğin Angola iç savaşında perde arkasında S.S.C.B ve A.B.D vardı.

Ya da Lübnan iç çatışmalarında perde arkasında satrancı oynayan gizli eller İsrail, Filistin ve Suriye olmuştu.

Halen Ortadoğu'da kurulan kumpasta ABD'nin güdümündeki maşaların tarihçesi belli.

DAEŞ, IŞİD, PKK, PYD, SDG v.s bunlar kim, nereye hizmet ediyorlar?

Dayanıklılık ve değişime kolay entegre olma kriterleri, bu alanda yapılan atılımların başarıya kolayca ulaşmasını sağlıyor. Her türlü tank, uçak ve uçaksavarların sahaya sürüldüğü bu tip savaş yöntemlerinde, tuzakların ve hilelerinde yapılmasında herhangi bir kısıtlayıcı unsur yok.

Hibrit savaş'ta hukuk yok. Savaş ahlâkı yok. Savaş mahkemeleri yok.

Süper güçlerin gerek ellerindeki konvansiyonel, gerekse de nükleer silahlarla birbirlerine karşı doğrudan savaş açma cesaretleri olmadığından, başka bölgelerde yaşanan sorunları bahane ederek, kendi çıkar alanlarını maşaları ile vekâleten genişletme çabası bu.

20.yüzyılda sıcak savaşlar, tüm diplomatik ilişkiler tüketildiğinde nihai sorun çözme yöntemi olarak görülürdü.

Ama bugün artık mertlik bozuldu. Taşeron kirli güçler sahnede ara eleman özelliğinde.

Devlet düzeyinde yalana en kolay örnek olarak bu uzaktan kumandalı menfaat çeteleri verilebilir.

Bu yeni hileli savaş düzeni, savaşı başlatanı haklı çıkarırken, maruz kalanı ise görmezlikten geliyor ve tarumar olmasına neden oluyor.  Yeni yüzyılın çıkar çatışmalarının en mesnetsiz yüzü bu olmalı. Hibrit/Terörizm ya da Proxy Örgütler. (Proxy War/Vekâlet Savaşı)

Piyonlar aracılığı ile sürdürülen bu korkaklıkta buz dağının altı ise farklıdır. Baronlar görünmeyen kısımdadırlar. Güvenli yerdedirler. İngiliz usulü vekâleten yapılan bu çatışmalar temelde ülke veya aktörün herhangi bir çıkar sahası ya da güç unsuruna yönelik yapılması gerektiği düşünülen müdahalenin kontrol altında tutulan veya yönlendirilen vekil unsurlar aracılığıyla gerçekleştirildiği dinamik çatışma formatlarıdır.

Çıkarların gerçekleştirilmesi amacıyla hedef alınan unsur; bir ülke, bir coğrafya, somut ya da soyut herhangi bir çıkar sahası olabiliyorken, amaca ulaşmak için kullanılan vekil ise bir terör örgütü, bir paramiliter yapılanma, bir siyasi hareket, bir hükümet ve hatta başka bir ülke de olabilir.

Soğuk savaş dönemi ve sonrasında küresel çıkar çatışmalarında en sık kullanılmış mücadele yöntemlerindendir.
Vekâlet savaşının geliştirilme ve kullanılma sebebi ise çatışmaya doğrudan müdahil olmanın oluşturacağı olumsuz etkilerden korunmak ve bu yüzden hasım ülke ya da söz konusu çıkar sahasına piyonlar vasıtasıyla müdahale etmektir. Normal şartlar altında gizli ve ketum bir şekilde yürütülür. Konvansiyonel ve konvansiyonel üstü savaşların sebep olabileceği yıkıcılık, savaş konseptleri ile donatılmış olarak geleceğin dünyasında da, ülke ya da aktörlerin sıklıkla tercih edeceği müdahale tekniği olmaya devam edecektir.

Uzaktan çatışma sebeplerinden birinin ise, envanterler de kayıtlı olan nükleer silahlar olduğunu düşünüyorum.

Ülkeler arası sıcak temaslar, geri dönüşü olmayan nükleer savaşlara ve insanlığın sonuna neden olabilir.

Bu yüzden eldeki en kuvvetli olan koz en sona saklanıyor.

Tarihçesi ise 60 yıl öncesine dayanıyor.  1950'den bu yana NATO ülkelerince benimsenen ve geliştirilen gladyo mirası. Hedefteki asıl plân ise Büyük Ortadoğu Projesi (B.O.P) Ortadoğu'da terör cephelerine bir sürü katili, eski hırsızı, uyuşturucu satıcısını, mafya artıklarını sahaya sürdüler. IŞID'in üst düzey komutanları ve nitelikli savaşçıları ayda 20 ile 50 bin USD arası maaş alıyor. Girdikleri çatışma başına da ekstralardan bahsediliyor. İngiliz menşeili bir gazetede IŞİD saflarında; A.B.D'den Rusya'ya 70 ülkeden on binleri bulan ne olduğu belirsiz kişilerin örgüte katıldığı yazmıştı.  Türkiye'den ise 15-20 bin kişinin IŞİD saflarında yer aldığı bilgisi var.  Bunların çoğu da para peşinde olan eski askerler. Durum böyle iken terörün birde İran yapılanmasına değinmek istiyorum.  Bu, tek başına bir makale konusu olduğu için kısa geçeceğim.  İran yeryüzünde en fazla Proxy denilen paralı asker grubuna sahip bir ülkedir. 100 bin civarında kişiyi askeri alanda eğiterek silahlandırdı emrine kattı. Bu eğitilenlerin 50 grup ve 150 bölük olarak çeşitli yerlerde çarpıştığı söylentisi var.  Bu paralı askerler sayesinde İran, Tahran ve Şam arasında koridor bir bölge oluşturdu. Bu durumdan en çok İsrail rahatsız. Bu yüzden İsrail savaş uçakları Suriye'deki belli bölgeleri ara ara bombalıyor. A.B.D'nin kendisine asıl düşmanlığı bu örgütlerinin çok güçlü olmasından kaynaklanır. İran, iç ayaklanmalara hiç taviz vermemiş, ambargolara ve tehditlere karşın geri çekilmeyerek örgütlerini desteklemeye devam etmiştir. A.B.D ise bu durumdan oldukça rahatsız. O yüzden bu örgütlere yönelik yeni bir plân taslağı oluşturmaya başladı.  Dünyanın savaş stratejisi artık bu şekil. Güçlüler kor ateşi maşayla tutuyor. Türkiye ise böyle uzaktan kumanda bir kuvvete henüz sahip değil. Olmalı mı? Bence ahlâki de değil. Ülkemizde Gazeteci Uğur Mumcu ve nice değerlerimiz bu tür uzaktan kumanda çetelerin kurbanları olarak katledildiler.