Hava Durumu

Papa Francis Irak'ı 4'e bölmek istiyor

Yazının Giriş Tarihi: 09.04.2021 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.04.2021 07:30

Öncelikle şunu iyi anlayalım ki; papalar genellikle bu tip riskli bölgeleri hedeflerler. Çünkü onlar için bu tip geziler bir cesaret örneği demektir.
Joe Biden tarafından düzenlenip Vatikan tarafından paylaşılan program doğrultusunda Ruhani lider Bağdat temaslarının ardından ünlü Necef ve Kum şehirlerine de giderek Şiilerin en büyük dini mercii olan Ali Sistani ile de görüştü. 

Türkiye,hayrına olmayan bu diyalogları iyi okumalı ve gereken hazırlığını yapmalıdır. Zira Irak'ın Vatikan tarafından tanınması Şiileri ve Musul yönetimini resmi olarak tanıması anlamına geliyor. 

Dünyanın en geniş Hıristiyan mezarlığının Irak'ta olmasından mütevellit, bölgeyi yeniden dizayn etme çabasıdır bu gezinin amacı.  
Papanın bu ziyareti olağan tarihin akışını değiştirecek cinsten. Kendisini Irak'a ilk olarak Haziran 2019'da Cumhurbaşkanı Behram Salih davet etmişti. Ancak 2 yıllık bir rötarla davete icabet edebildi ruhani şahsiyet(!)

Bu ziyaret öyle bazı aklı evvellerin teğet geçtiği gibi sıradan bir ziyaret değil. Altında türlü hesaplar, alıştırmalar ve ısındırmalar saklı.  
Biden, John F. Kennedy'den sonra Birleşik Devletlerin 2. Katolik Başkanı. 
İlk olarak bunu aklınızın bir köşesinde tutun. 

2.önem arz eden sebep ise bağlantılı olarak Irak'ta yaşayan Katolik nüfusun uyandırılması hedefini barındırıyor. 
2003 İşgalinde Irak nüfusu 26 milyondu. Oradaki Katolik Hıristiyan Irak'lıların sayısı ise 1 milyon 800 bin idi. Günümüzde ise Irak 40 milyon. Katolikler ise 300 bin civarında. Dolayısıyla savaşta komşu coğrafyalara göç eden Katoliklerin özellikle Ürdün'dekilerin (%80'i orada) ilk etapta geri dönmesini sağlamak ve bu topraklar artık güvende bakınben dahi buradayım mesajını vermektir.

3. en önemli final yapacak giz ise; 'Irak henüz toparlanamamışken burada Katoliklerin de desteğiyle bir özerk yapı oluşturabilir miyiz?' rüyasının gerçekleşme ihtimali. Papa böyle bir zemini yoklamak için Katolik ittifakı ile bölgenin nabzını tutmuştur.

Arjantinli Ruhaniyetin Pandemi sürecinden bu yana ilk kritik yurt dışı ziyaretidir bu. Irak Hıristiyanlarına sunulan yanınızdayım gösterisi, diğer ülkelerdeki Katolik tebâlara da bir mesaj niteliğindedir aynı zamanda. 

Beyinlerindeki zehir ise şudur: Irak zaten 3'e bölünmüş. Irak Kürt devleti, Şiiler ve Sünniler. 'Acaba biz bunu 4'e bölerek Irak Vatikan'ını oluşturabilir miyiz?' sevdasına düştü bu bozguncular.

Bugün Kuzey Irak maalesef devlet olma yolunda yapılandı gibi. Türkiye'den gidenler bilir. Bağdat'a dahi vize ile giriş yapılıyor. Suriye'nin kuzeyinde de belli bölgelerde durum pek farklı değil. PKK ve türevleri orada da yuvalanarak kendilerine göre kontrol mekanizması oluşturmuşlar. Irak'ta resmi olarak bütünlüğünü koruyor gibi görünse de; defakto olarak her şey var. 

Bu ziyaret dışarıdan bakışla dini anlamlar yüklü gibi ama; aslında mezhebi bir ziyarettir. Dinler arası diyalog değil, mezhepler arası diyaloğun geliştirilme çabasıdır.
Irak'ın 266.Papayı dans gösterileriyle karşılaması ise başlı başına bir acziyettir.

Saddam gibi ülkeyi bütünlük içinde tutmaya çalışan bir başkomutana sahip çıkamayanlar, gün gelir böyle düşmanların maskarası olurlar.
Liderlerinin mücadelesini anlayamamış toplumların mâkus talihi hep aynı. 
İslam halifesi gelse belki bu kadar el pençe divan durmayacaklardı.

Irak halkı arka planda işgalin senaryosunu yazan şeytanlardan birine dans ederek şehitlerinin kemiklerini sızlatmıştır. 
Bu fotoğraftan şunu okumak gerekir ki; Okyanus ötesi daha fazla kan karşılığında daha butik ve yöneteceği tarzda devletçikler peşinde. Yugoslavya'da aynı mantıkla 7'ye pay edilmedi mi? Bunu da Avrupa Birliği kartlarını özendirerek yapmışlardı. Sonuç ne oldu? Koca bir hüsran. Hala çözülemeyen sınır anlaşmazlıkları, devam eden iç çatışmalar, birbirlerine düşman kesilen kardeş halk kümelenmeleri, ekonomik krizler ve sonucunda kaçınılmaz dışa bağımlılığın bitmeyen esareti.

Papa'nın Şii liderler ile görüşmesinin altında yatan motivasyon, bölgede Şii-Sünni geriliminin önünü açmak ve Birleşik Devletlerin Ortadoğu'ya iyice yerleşmesini sağlamaktır. Hatta Katolik bir eyalet oluşturma zemininin tesis edilme keşfidir.
Ümmetin topraklarından eksik olmayan istikrarsızlık ve yönetim boşluklarının karşıya sağladığı avantajlar olsa da; ilkeli bir duruş gösterilmeliydi.
Ne yazık ki yeni bir cephe açmak için yeniden düğmeye basıldı. 
Şeytan sürekli taktik değiştirerek kılıktan kılığa giriyor.
Ümmet olarak uyanık kalmayı ne zaman becereceğiz acaba?

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.