Hava Durumu

Lafügüzaf

Yazının Giriş Tarihi: 21.08.2020 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.08.2020 07:30

Okyanus ötesindeki başkanlık seçimlerinde Trump'un rakibi Demokrat Parti adayı Joe Biden'in aylar önce bir seçim toplantısında Cumhurbaşkanımızı hedef alan konuşmasına Türk Milletinden tepki yağdı.

Demokratların Başkan adayı Joe Biden'in göreve gelir gelmez Türk siyasetini yeniden dizayn etme isteği aslında küresel emperyalizmin nasıl bir çaresizlik içinde kaldığının da kanıtıdır.

Biden, bu Lafügüzaf'ı Demokrat Parti'den başkan adaylığı kesinleşmeden önce, 16 Aralık 2019'da TV FX' te yayımlanan The Weekly programının çekimlerinde yapmıştı.

O söyleşide; "Erdoğan bir otokrattır, yapmamız gerektiğini düşündüğüm şey, ona karşı çok farklı bir yaklaşım benimsemek ve muhalif liderleri desteklediğimizi açıkça ortaya koymaktır." ifadesini kullanarak içinde bulunduğu tükenmişlik sendromunu da dışa vurmuş oldu.

Joe Biden'in zorlu bir seçim sürecinin ortasında olduğu için, tribünlere oynaması anlaşılabilir bir durum. Birleşik Devletlerin kendine göre bir oy dağılım dengesi var. Bazı bölgelerde oylar pakettir/sabittir. Dolayısıyla ibre oynamaz. Değişkenliğin görüldüğü yerler ise genelde göçmenlerin çoğunlukta olduğu yerleşim merkezleridir. Sonuç belirlemede de etkindirler. Türkiye aleyhtarlığı da o noktada fazla ise, Biden dengeleri kendi lehine çevirmek adına tribünlere oynamış olabilir.

Neticede, Birleşik Devletlerin ülkemize olan bakış açısını her dönemde, Suriye iç savaşında ve 15 Temmuz kalkışmasında gördük.  

Bu gibi Hamasi çıkışlar hiçbir zaman devlet politikasına dönüşmeyerek halkın gazını almaktan öteye geçememiştir. Bu bir realitedir.  

Joe Biden dahil yeryüzündeki hiç bir şahsiyet Türk siyasetine istikamet çizecek seviyede değil. Türk siyasetini dizayn edecek tek kudretin yüce Türk Milleti olduğu gerçeğini er ya da geç o da öğrenecektir.

Terörle, darbeyle dizginleyemediği ülkemize aklı sıra aba altından sopa göstererek gözdağı verecek ihtiyar.

Kıbrıs Barış Harekatı'nda Türkiye'ye ambargo uygulanmasını sağlayan Birleşik Devletlerin en genç senatörüydü o dönem bu geveze.    

1999'da bir Amerika ziyareti sırasında da Bülent Ecevit ile tartışan bu zat, iflah olmaz bir Türk ve İslam düşmanıdır.  

Küreselci çetenin üstüne titrediği küstahlık ve kendini bilmezlik her dönem başka bir başkanda vücut buluyor. 

Aslında bunlar sadece vitrindeki figürasyonlar.  

Uzun göreceli dış politika yapabilen ülkelerde Biden gibiler, kendilerinden isteneni harfi harfine yerine getiren seçilmiş uslu çocuklardır.

Bugün de Joe Biden'in başının okşanma zamanı.

Kendisi Liberal bir siyasetçi olarak eşcinsel evliliklerden (!) kürtaj hakkına kadar (!) bir çok konuda olumlu görüş bildiren ve o lehteki sözleşmelere kalem oynatan biri.  Konuşmalarından çıkana göre bir Siyonist olarak Ermenilere hizmet edeceği aşikâr.

Bölücü çetelerle de arası iyidir monşerin. Bir diyalogunda; "İkimizin de ömrü bağımsız bir Kürt devletini görmeye yetecektir" şeklinde kamuoyunu meşgul eden bir çıkışı da vardır. Elbette perde  arkasındaki isim, kankası Mesut Barzani'dir.  

77 yaşındaki Joe Biden eğer seçimi kazanırsa 47 senelik senatörlük hayatından sonra Amerikan tarihinin en yaşlı başkanı olacak. Eski savcı olan Kamala Harris'te  ilk  siyahi başkan yardımcısı olarak yanında yer alacak.  

Kamala Harris'te Ermeni lobileriyle sınıf atlayanlardan olduğu için Ermeni güdümünün esirlerindendir. Siyasi ve ılımlı duruşunun yanı sıra pragmatik tavırlarıyla da sükse  yapan bir  figürdür. Eskiden beri marjinal grupların sorunları ve çözümlerine eğilen sonuç odaklı politikalar üretmesiyle sempati kazanmıştır.  

Sonuç olarak Biden ve Harris'in ortak noktası çok fazla.  

Kamala Harris'in Başkan Yardımcılığı adaylığı seçimlere az bir zaman kala Biden'in kampanyasına kuşkusuz belli bir güç ve heyecan katacak. Bu paralelde Trump'ı zor günlerin beklediği kesin.

Diğer önem arz eden konu ise, siyahi Kamala Harris'in sonraki seçimlerde başkanlık yatırımı için Biden'den istediği yetki ve toleransı sağladığına dair Tansu Çiller vari Pamuk Prenses'in arkasındaki Demir Lady kararlılığıdır.

Yani Harris'in hedefinde aslında Birleşik Devletler'in ilk siyahi kadın Başkanı olma hayali var.

Amerika'da muhalif tarafın hesabı epey bir çetrefilli.  

Trump'ın bu kadrolaşma karşısında sıkı bir B, C ve D planlarının varlığına emin olmasam da, Türkiye açısından seçim sonrasının pek bir şey değiştirmeyeceğine eminim.  

Çünkü Amerikan siyasetinde kalıtsallaşmış bir öğe var ki;

Gelen, her daim gideni aratır.   

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.