Küresel imtihan

Dünyada biyolojik ve psikolojik etki oluşturan, Tıp Termonolojisi'nde ki adı ile 2019 nCov kamuoyundaki ismi ile korona virüs yeryüzünde insanlarda korku ve tehdit oluşturdu.  

İlacı bulan ülke yada ülkeler itibar, prestij ve mali getirinin sağlayacağı sinerjinin avantajını kullanacağından, kuruluşlar ve bilim adamları yoğun çabaya giriştiler.

Dünya sağlığı için önem araz eden bu konuda başarıya ulaşacak olan tarafın kazanımı güçlü olacaktır.

Buluş yapma isteğinin görünen yüzünde insan sağlığı, görünmeyen yüzünde ise, güçlü bir marka olma değeri saklı.

Bu durum Oportünizm (fırsatçılık) olarak da isimlendirilebilir geniş bir yelpazede.

Gezegenimiz yakın geçmişte 2009'da domuz gribi, 2012'de Mers ve Sars salgını, 2014'de Ebola, 2016'da ise, Zika virüsü gibi tehditlerle yüzleşmişti.

Fakat; insanların umarsızlıkları ve duyarsızlıkları neticesinde yeni bir belaya bir şekilde kapı aralandı.

Ülkede yaşanılan sürecin ekonomiye olan katkısını azaltmak anlamında yapılan çalışmalar neticesinde önemli kararlara imza atıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan yapmış olduğu toplantıda 100 milyar USD'lik ekonomik istikrar paketini açıklayarak sürecin ekonomimize olumsuz etkisini azaltmak için önemli kararlara imza attı.

A.B.D'nin % 21, İngiltere'nin % 22, Almanya'nın % 26, İtalya'nın % 32 oranın da yaşadığı olumsuz tablo, ilk 20 gün içinde, Türkiye'nin değerinden erken önlemler sonucunda sadece  % 17'de kaybettirdi.

Bu eski günlerin Türkiye'siyle karşılaştırıldığında ülke olarak yine de sevindirici bir gelişmedir.

Çin'den gelen bu salgın dalgası ekonomide olduğu kadar üretim ve sanayileşme de de dengeleri değiştirmeye aday bir görüntü veriyor.  

Üretim ve alternatif denince ilk akla gelen ülkelerden biri de artık Türkiye'dir. Ayrıca, petrol fiyatlarında yaşanan düşüş de ülkemize ilave avantajlar sağlayabilir. Birkaç haftalık dönemi iyi yönetir ve hastalığı sıkı bir şekilde kontrol altında tutabilirsek umduğumuzun da ötesinde kendimize yeni bir yer edinebiliriz.   

Ne var ki memleketin haini bitmiyor.

Bilmem kaç kuruşluk korunma amaçlı maskelerden dahi rant sağlayacak kadar küçülenler var memlekette. Bu hâl gereği meydanın bu çapsızlara dar edilmesi kaçınılmazdı.

Devletin işleyen mekanizması da bu hainliğe karşı gereken hamleyi yaptı zaten. Hadsizlere pabuç bırakmadı. Meslek lisesi öğrencileri dahi gönüllü olarak  gecesini gündüzüne kattı ve piyasadaki gereken açığı kapattı. Hatta dış devletlere dahi yeterek gerçek dost elini uzatmaktan kaçınmadı.

İçeride durum böyleyken dış hatlarda henüz sisler dağılacak gibi değil.  

Önümüzdeki zaman dilimlerinde küresel siyasette nasıl farklılıkların olacağını elbette hep birlikte yaşayarak göreceğiz.

Yoksunlukların, yaygın hastalıkla birlikte baş gösteren ekonomik durgunluğun faturasını görev başındaki iktidarlara kesmesi bu zamanın en beklenen davranış şekli.

Bu kapsam da ilk büyük testten A.B.D geçecek. Kasım'da yapılacak başkanlık seçimlerinin çoğunluğun takdirine işaret edeceğine inanmak güç.

Daha birkaç ay öncesine kadar Trump'ın karşısına kim çıkarsa çıksın % 51 şanslıdır diyen sözde uzmanlar şimdi el birliğiyle yan çizmeye başladılar.

Birleşik Devletlerde finansal kriz hissedilirlikten öte can acıtıyor. Usd'ın etkisi tartışılır hale geldi. Öyle ki dijital sisteme geçmenin faydalı olacağı yönündeki görüşlerde artış var.

Avrupa'da ise kırılgan iktidarların virüs nedeniyle zor bir dönemece doğru hızla seyrettiği günlere yaklaşıyoruz.

A.B hem ekonomik hem siyasal olarak anlaşmazlık denizinde bocalıyor.

Rusya ise Batı ile yaşadığı anlaşmazlıktan dolayı bunalmış durumda. Petrol ve Doğalgaz fiyatlarını düşmesi ülkeye hatırı sayılır bir zarar verdi. Putin'in yeniden başa geçme planlarıyla boğuştuğu şu dönemde korona virüs vakası hiç iyi olmadı.  Ayrıca Moskova ve NATO arasında süregelen askeri gerginlikte ülkedeki generalleri rahatsız ediyor.

Komşu Yunanistan'da ise tam bir belirsizlik hakim. Güvendikleri dağlara Coronavirüs karları yağdırdı.

En büyük dayanakları olan A.B'nin virüs sonrası Doğu Akdeniz'e ne kadar performans verebileceği başlı başına bir soru işareti.

A.B'nin bitmek üzere olan dermanı Türkiye'yi tetikleyebilir. Bu sadece Doğu Akdeniz'deki Mavi Vatan için değil. Coronavirüs zaten kıtanın en çok güney kısmını etkisi altına aldı. Buda ülke olarak bize avantaj sağlar.

Pek çok haritanın cıvatası gevşemek üzere.

Yeni dünya düzeninin arifesinde olabiliriz.  

Bugün insanlığı eve mahkum eden virüs belası, hem ekonomide hem de sanayide dengeleri derinden sarsacak.

Haşmetli siyasilerin, bilim insanlarının gözle görülemeyen canlı olup olmadığı bile tartışmalı bir organik yapının insafına kalması, teknoloji devi olmalarıyla övünen süper güçlerin sırtını nasıl da yere getirdi.  

Peki bundan sonra ne olacak, yeni dünya düzeni nasıl şekillenecek?

*Mikrobun en çok ürediği nakit para mekanizması yerini yavaş yavaş dijitalleşmeye bırakacak. Temassız kartlar yöntemiyle yapılan ödemeler benimsenecek. Hayatlar o merkezden yaşanacak ya da yönetilecek.

*Home Office çalışmalarına ağırlık verilecek. Oturma ve yatak odalarına çalışma odaları da eklenir olacak.

*İthal menşe-i olan ürünler ülkeye girerken virüs taramalarına tabi tutulacak.

*Açık gıdalara olan talep yerini kapalı tek kullanımlık kullanışlı paketlere devredecek.

*El değmeden üretim anlayışı yaygınlaştırılarak, robot üretim gücüne ağırlık verilecek.

*Okullara gıda etiketi okuma alışkanlığını benimsetecek dersler konulacak. Böylece seçici bir tüketici profili oluşturma yoluna girilecek.   

*Bireylerin yalnızlaşması artacak ama, insanlar kendilerini daha güvenli-konforlu yaşam köylerine atacak. 

Yakın gelecekte iç konsolidasyonu belirleyen artılara sahip devletler, riskleri ve fırsatları iyi okuyabilirler ise, bir duruş sergileme yetisini de ulaşabilirler.

Küresel imtihan taşları yerinden oynatacak gibi. 

Eski düzenin kondisyonu bayılma sürecine girdi bile.

Yapmamız gereken kararlı ve korunaklı bir şekilde dimdik ayakta kalmak.

Bu bile onlara bir gözdağıdır.