Hava Durumu

Kervan yürür

Yazının Giriş Tarihi: 06.08.2021 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.08.2021 07:30

Türk Savunma Sanayii'nin yeniden yapılanması dosta güven düşmana korku veriyor.

Üretim teknolojilerimiz sürekli mesafe kat ederek yenilere en yenileriniekleyerek kendini aştı.

Ülkemizde son dönemdeteknolojik piyade tüfeği üretmek av tüfeği yapma seviyesine indi.

Bir yandan yeni şeyler üretmenin önceliği kararlaştırılırken, öte yandan bizden önde giden dış mihrakların çalışmalarını da menzilimizden çıkarmıyoruz.Çünkü biliyoruz ki;bir kurumun ya da bir ülkenin başını dış dünyadan çevirmesi, en başta kendini sekteye uğratır.

Bugün bölgemizde, burnumuzun dibinde Rusya ve İsrail birer Süper Güç olarak otonom kontrollü silahlar tasarlıyor ve çalışmalar yapıyor. Hava da kalarak dost ve düşman hedefini kendiliğinden belirleyen ve vuran, bilgi olarak ta aktaran bir sistemin hayaliyle çalışıyorlar.

Dünya bu seviyedeyken bizlerse kendi ayağımıza kurşun sıkan meczuplar gibiyiz. Kendi elimizle önümüze taş koyuyoruz.

Özellikleülkeyi yasa boğan ve halen devam eden yangın felaketini kullanarak bir takım aklı evvellerin yaptığı çapsızlıklarıseyretmek ve işitmek utanç verici.

Bu konuda daha açıklayıcı karakterli yazılar yazmak benim harcım ama mümkün olduğuncakendi çizgimden sapmayacağım.

Hayır benim anlamadığım ülkenin geleceğine yönelik yapılan savunma sanayii yatırımları nasıl olurda öte yanda eleştiri konusuna dönüştürülür. Müptezelliğin daniskası bu.

Bu kesime olan acı tebessümümüve zavallılıklarını bir anlıkta olsa unutup işime dönmek istiyorum.Sonuçta "İt ürür kervan yürür".

Daha geçen ay Yunanistan'da çıkan Protothema gazetesinde bir haber başlığındaşöyle bir sütun yer aldı. "Türkiye dünyanın en büyük 5 drone üreticisinden biri" olarak ihracatlarını hızlandırdı.

Tunus, Fas ve Ukrayna'nın da Türkiye'den İHA aldığını hatırlatan gazete haberinde; "Şubat 2020'de Türkiye ve komşu Arnavutluk güvenliği daha da geliştirmeye yönelik bir savunma işbirliği planı imzalamışlardı denildi.

Burnumuzun dibindeki Arnavutluk'un 2020'de Türkiye'de üretilen anti-drone sistemini satın alan ilk ülke olduğunu hatırlatanhaber, ülke genelinde geniş yankı buldu.

Haberde ayrıca anlaşması imzalanan diğer savunma sistemlerinin de ismi madde madde yer alırken, Türkiye ve Arnavutluk'un aralarında birbirlerini "Sadık Dostlar" olarak ilan etmeleri iseYunan makamlarınca kınandı.

Bu noktada da yapılan eleştirel yorumlarda da Türkiye'nin bölgesel güç konumundan süper güç konumuna terfi etme çabası dan da bahsedildi.

Dış dünyada durum böyleyken içerdeki kem gözlerin de yerli üretimlerin tam olarak yerli olmadığını ilan etmesi, cehaletlerininbir kez daha gün yüzüne çıkmasına neden oldu.

Öncelikle şu çok iyi bellenmelidir ki; hiçbir ülke üretiminin%100 yerli olmasına imkân yoktur.

Savunma Sanayii'nin tavan yaptığı yerlerde dahi bazı donanımlar vardır ki; ithal parçaların birleşimi ile bütünleştirilirler.Bu ikincil bir safhadır.

Bu endüstride olmazsa olmazların başında yazılım ve elektronik sistemler gelir.

Eğer bunu tek başınıza yapabilirseniz işte o zaman eliniz güçlüdür, son söz sizdedir, saygı görür ve hatırı sayılır cirolar elde edersiniz.

Çünkü askeri malzemenin kalbi, beyni ve kabiliyet dereceleri bu safhalara bakılarak değerlendirilir.

Eğer daha alt segmentleri ölçecek olursanız mesela demirini, çeliğini, cıvatasını, işte o zaman büyük bir ihtimalle uzak doğunun kapısını çalacaksınız.

Çünkü bu ekipmanlar her ülkeye Çin'den hatta Çin'in taşeronu Tayvan'dan gidiyor.

Bu tip ihracatlar Çin'i ve Tayvan'ı malzeme tedarikçisi yapsa da; işin mühendisliği yukarıda saydığım ürünün marka sahibine yazacaktır.

Birçok ülke böyle projelerin içindedir. Temin ve tedarikte ülkeler bu konuda aralarında paslaşırlar ve yeri geldiğinde de ortak çalışma grupları oluştururlar.

Mesela Kore uçaklarının bir kısmı, yada İsveç tipi Saab uçaklarının motorları ithaldir. Ama halkları da bilinçlidir. Neyin ne olduğundan haberi vardır. Bizdeki bir kısım biçareler gibi tencere-tava-saman-patates siyasetine tenezzül etmezler.

Birleşik Devletlerin ürettiği Tanklarında çoğunun motor teknolojisi Alman Endüstrisinden devşirilip lisanslanmıştır.

Çin dahi Rusya ile bu konuda ortak hareket etme anlaşması imzaladı. Geleceğin 1 numarası Hindistan'da aynı yoldan sessiz ve derinden gidiyor. Hatta bizim bu konuda Hindistan ile de ortak temaslarımız mevcut. Bu konuyu geçtiğimiz aylarda endüstriyel bir dergi için kaleme almıştım. Çok yakında sizlerin de beğenisine sunarım.

İsrail hemen her ürününü farklı yüklenicilerle bir araya getirtiyor mesela.

Lakin elektronik sistemleri ve harp kabiliyetlerini kendi içlerinde hareket eden firmalara havale ediyorlar. Bu durum hassasiyet içerir ve mekanizmanın kalbidir çünkü.

Sadece savunma sanayiinde değil otomotiv de dahi bu tür alışverişler olabiliyor. Mesela Mercedes, Toyota ve Volkswagen gibi devler de aynı çizgide ülkemizden besleniyorlar.

İşte örnekleri: Motor Blokları (İzmir) Motor Tutucuları (İstanbul-İzmir) Pistonlar (İstanbul) Krank Milleri (İstanbul-Sivas) Yağ Karterleri (Gemlik) Biyel Kolları (İstanbul) Yağ ve Su Pompaları (İzmir-Gemlik) Elektronik Kontrol Üniteleri (Gebze) Motor Kapakları (Bursa-İstanbul) Motor Keçeleri (Bursa-İzmir) Yakıt Hortumları (İstanbul) Yakıt Boruları (Bursa-Kütahya) Yakıt-Yağ ve Hava Filtreleri (Hatay)

Bu döngünün bu şekililerlemesinin pek çok geçerli nedeni var emin olun.

Kısa bir ipucu vereyim, Rusya'nın Ukrayna'ya olan ilgisi de bu kapıya çıkan asıl nedenlerdendir. Araştırın bakalım Rusya nükleer de kullandığı hangi maden yüzünden Ukrayna'dan vazgeçemiyor?

Bu gibi alışverişlere burun kıvırmak, takdir etmemekcehaletle özdeşleşenlerin tosladığı çıkmazlardan.

O yüzden vatanını seven her Türk evladının her konuda devletinin yanında yer alması gerekir.

Memleketimiz Askeri Elektronik sistemlerde Kara, Deniz ve Hava yazılımı konusunda altın çağını yaşıyor. Kendi emeğinin efendisi, kendi işinin patronu oldu.

Bugün sizlere bu satırlarda Türk mühendislerinin tasarlayıp ürettiği ve Kalaşnikof tüfeğinin önüne rakip olarak koyduğu son sistem piyade tüfeğimizSAR308'den bahsedecektim. Fakat farklı meşguliyetlerbeynimde dönüp dolaşınca bir anda başka bir mecraya geçmişim farkında olmadan.Sonucunda da bu yazı dizisi çıktı ortaya.

Gerçi sorun değil,önümüzdeki her haftayine bu köşe de buluşup söyleşiriz.

Bu randevuyu da aldıktan sonra yeniden şöyle bir kendi içimizedönelim. Okuduklarımızı hatırlayalım ve savunmamız için gece gündüz ter döken vatan evlatlarının bize sunduğu bu haklı gururu hep birlikte yaşayalım ve yaşatalım.

Türk'üm vehassasiyet sahibi Müslümanım diyenlere de bu yakışır.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.