Hava Durumu

Kantarın topuzu

Yazının Giriş Tarihi: 13.09.2019 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.09.2019 07:00

Suriye'nin Tartous limanı Rusya için inanılmaz önem arz ediyor.

Çünkü S.S.C.B döneminden bu yana kendi toprakları dışındaki tek askeri üs yapılanması burasıdır.

Bu liman şehri, Ruslar için yıllarca sabırla beklenmiş bir fırsatın ilk ayağı.

Rusya uluslararası siyasette etkisini arttırmak istemekte, A.B.D ve A.B'nin kendisine danışmadan attığı adımlardan rahatsız olmaktadır.

Ukrayna krizi de bununla ilintili olarak dış güçlere karşı bir gövde gösterisidir aslında.

Asıl olan ise; Rusya'nın artık kendi arka mahallesi olarak gördüğü Ortadoğu coğrafyasını A.B.D ve Batı güçlerinin istediği gibi şekillendirmesinden duyduğu rahatsızlıktır.

Bu aşamada da elini güçlendirebilmek adına Türkiye ile iyi ilişkilerini muhafaza etmeyi deneyecektir.

Amerika'nın planında PYD/YPG ye karşı destekçi bir koruma kalkanı olarak devam etmesine karşılık, Rusya ise Türkiye'nin terörle mücadelesini destekliyor.

S-400 alım sürecinde iki ülke yakınlaşması da Rusya'nın lehine oldu.

Amerika Ortadoğu'da PYD/YPG ısrarından vazgeçmediği sürece Türkiye'yi kendi safına çekmesi zor.

Bu anlamda Washington vakit kazanmaya yönelik davranışlar sergiliyor. Taşeronlarını hazırlıyor. Şu aşamada her işlerini gördürdükleri terör unsurlarını askıya almalarını beklemek elbette yanılgı olur.

Hatta Şanlıurfa'daki hareket merkezinin de yakında sıkıntı oluşturacağı endişesini taşıyanlardanım. Türk sınırı içinde yer almamalıydı.

Yakın gelecekte nelerle karşılaşma ihtimalimiz var?

İlave risk ve tehlikeler nelerdir?

Bu gibi mevzuatlara meclisteki temsilcilerimizin çok iyi çalışması gerektiğini düşünüyorum. Allah göstermesin alınacak bilinçsiz bir karar, ülkeyi ateşin içine atar.

Türkiye ve Rusya Suriye'de çözümün siyasi olduğu konusunda hem fikirler.

Bu durumun iki ülke için de ayrı ayrı kazanımları var.

Türkiye'nin müzakere konusu olan güvenli bölgeler planın da PKK/PYD/YPG ve diğer terörist gruplarla mücadelenin devam edeceği ibaresi bulunuyor.

Çünkü Türkiye, Suriye'nin kuzeyinde etkinlik sağlamaya çalışan terör yapılanmalarına karşı olan mücadeleyi kırmızıçizgisi olarak görüyor.

RUSLARIN ALİ

CENGİZ OYUNU

Rusya bu konuda karşı açıklama yapmamış olsa da, Türkiye'ye destek eğiliminde. Türkiye'nin sınır güvenliği için güvenli bölge oluşturmasını Türkiye'nin hakkı olarak değerlendiriyor. Bunu söylerken de Fırat'ın doğusunu işaret ediyor. Ama Fırat'ın doğusuna A.B.D ile ortak değil de, tek başına operasyon yapmamızı istiyor. Orası A.B.D'nin beslediği teröristlerce korunan bölge. Yani A.B.D istemese de gir demek bu.  A.B.D ye rağmen, A.B.D ye karşı bir operasyona hoş görüyle bakıyor yani Putin.

Farkındaysanız burada ince bir nüans var. Akıl verirken akıl oyunu da oynuyor ülkemize. Bizden beklenen ise kısa süreli de olsa bir akıl tutulmasına kapılmamız. Burada Rusların hedefi A.B.D ile Türkiye'nin karşı karşıya gelmesi ve şuan baş aşağı giden A.B.D ile ilişkilerin zayıflatılmasını sağlamak.

Türkiye ise uluslararası platformda iki süper gücü ustalıkla idare etmek zorunda. Bulunduğumuz coğrafyanın akilane dili böyle davranılması gerektiğinde hem fikir.

Kendi içimize döndüğümüzde ise, Ankara'nın Suriye konusundaki beklentilerinin geneline ulaşamadığını görüyoruz. Destek verilen muhalif güçlerin yetersiz kalması A.B ve Türkiye'nin prestij kaybına neden oldu. Bunda Rusya, İran ve Çin'in ölçüsüz Esad desteğinin etkisi var tabi ki.

SELEFİ TERÖR

ENDİŞESİ

Şu aşamada Ankara - Moskova iş birliğinin hemen gündeme alınması gerek.

4 milyon Suriyeli sığınmacıya plansız bir şekilde kucak açarak kendi içinde de sıkıntıya düşen Türkiye, Esad rejimiyle organize Rusya saldırılarına engel olamazsa, ölüm korkusuyla kaçan bölge insanları kapımıza dayanarak baskı unsuru oluşturacaklardır. Bu da ilave sorunlarla yüzleşmek demektir.

İdlib'te sınırımıza milyonlarca sığınmacının yığılması ise başlı başlına bir kaos.

Üstelik sığınmacı masum insanların içinde ayırt edilebilmesi güç, on binlerce katil selefi terörist silahlı grupların bulunduğu istihbaratı gerçeği var.

Bu durumun çok iyi etüt edilmesi gerek yumurta kapıya dayanmadan.

A.B.D - Türkiye arasındaki ilişkilerin doğal seyrinde ilerlemiyor olduğunun farkına varalım.

Türkiye, Suriye savaşı sürecinde NATO (sözde) müttefik güçleri tarafından yalnız bırakıldı. Hava savunma sistemleri konusunda da desteklenmedi. Hatta 15 Temmuz sürecinde ve sonrasında bile gereken yakınlığı görmedi okyanus ötesinden. Bu, Türk toplumunda tam bir hayal kırıklığına neden oldu. Şimdi kantarın topuzu biraz doğuya doğru kaçtı.

Tüm yapıcı yaklaşımlara rağmen beklentiler karşılık bulmadı.

Peki,  niye mi böyle oldu?

Eee,

Biri iterse, diğeri gider..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.