Hava Durumu

Kafkas trigonali

Yazının Giriş Tarihi: 09.10.2020 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.10.2020 07:30

İran, baskı oluşturamadığı Azerbaycan'a iyi yetiştirilmiş Proxy molla güçlerini siyasi figürler aracılığıyla enjekte etmeyi deniyor.

Sovyetler Birliği'nin dağılma sürecine kadar acemler Kafkasya ülkeleriyle olan ilişkilerini Rus torakları üzerinden yapıyorlardı.  

Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte bağımsızlığına kavuşanlar İran'a, Azerbaycan ve Ermenistan olmak üzere iki yeni komşu kapısı araladı.  

1990'lı yıllardaki Karabağ savaşını fırsat bilen İran, Azerbaycan'a yolladığı sözde molla tipi ajanlarla ülkedeki iç karışıklığa destek verdi.

Sahte din adamı kisvesiyle güç kazanan molla devrimcileri, nüfusun büyük bölümü kendilerinden olan Azerbaycan 'a uyuşmayan bayat düzenlerini ihraç ederek iç politikada söz sahibi olmak istedi.

Aynı sözde desteği bu defa bitik Ermenistan'a da sağlayan acemler, iki tarafı da kullanmayı amaçlıyordu.

İran'ın bu bilindik tavşana kaç, tazıya tut politikası bölgede iş yaptı ve halen de yapmaktadır.

Sürekli olarak savaş psikolojisiyle yaşayan ve bu durumdan dolayı da yeterli ölçüde büyüyemeyen iki ülke, İran'ın en çok arzu ettiği durum olarak geleceğini erteledi.  

Belli kısır şartlarla yaşayıp giden zayıf Azerbaycan ile muhtaç Ermenistan profili, İran'ın geleneksel dış politika taktiği değildir de nedir?

Son durumla ilgili bilgi veren Azerbaycanlı Profesör, geçen gün TV'de  dip notlar verirken soruyor: "Madem Türkiye ile Azerbaycan iki devlet tek millet, peki Türkiye bizimle sınırlarını birleştirmek için daha neyi bekliyor?"

Aslında böyle bir durum Ermenistan'ı bitirir.

Şunu önemseyerek yumuşatmak gerekir ki; Türkiye ile Azerbaycan arasında mezhep farklılığı ile alakalı ince bir çizgi var. Türkiye Sünni'dir, Azerbaycan ise Şii.

Bu ideoloji üzerinden yürüyen İran yayıcı unsurları olan sözde mollalarını sahaya sürüp İran propagandasıyla sempatizan toplayarak  ülke geleceğine  ipotek koymak istedi.   

Her yıl yüzlerce Azerbaycanlı genç, dini eğitim adı altında Kum şehrine götürülüp beyinleri yıkanıyor ve aldıkları eğitimlerin sonucunda da geriye Azerbaycan sınırlarına birer İran ajanı olarak gönderiliyorlar.  

İran, Ermeni ırkının Azerbaycan ve Türkiye öfkesinden faydalanıp bölgedeki nüfuzunu arttırmak istiyor. Çünkü Ermenistan'ı tampon bölge olarak görüyor. İsteği, Türkiye'nin buradan diğer Türk-i Devletlere uzanma arzusunu baltalamak.

Bu yüzden de Ermenilere koltuk çıkıyor.  

Diğer önem arz eden konu ise; İran-Ermeni ilişkilerinin kesiştiği ortak stratejik bölgede göz yumulan uyuşturucu ticareti. Ermenistan'ın işgal ettiği Dağlık Karabağ bölgesi, uyuşturucu alışverişinin transit bölgesi olarak kullanılan bir güzergâh.   Avrupa'ya ulaşan uluslararası raporların birçoğu, kontrolsüz bölge olarak tanımlanan Dağlık Karabağ'ın, Afganistan üzerinden İran'a gelen uyuşturucunun bu noktadan Avrupa'ya geçiş yaptığı konusunda hem fikir. Bu ortak payda, Ermeni ve Acem tarafının resmi olmayan ekonomik ilişkilerinde tatminkâr ve tatlı (!) kılıyor. Resmi anlamda Ermeni soykırımını tanımayan İran, kirli paraların hatırına ödün veren bir dış politika seyriyle nemalanmakta şu an. Ermenilerin soykırım anıtına taviz verecek kadar da ikiyüzlü.  İran'da Tahran ve İsfahan'da olmak üzere en az 2 sözde soykırım anıtı dikili. Ve yüksek güvenlik önlemleriyle de korunuyor.

Şu bir gerçek ki İran'da Ermeni tarafı da çıkarlarının yettiği yere kadar gidecektir. Bu çıkarların gayri meşru olmasının onlar için bir mahsuru yok. Zaten kandan besleniyorlar. Ermenistan kullanılmaya müsait olduğu sürece, emperyalistler bu yarayı kaşıyacaktır. Karabağ şu anda, Hıristiyan Müslüman kapışmasının yeni arenası olmaya hazırlanıyor.

Batı medeniyeti! ve Ermeni diasporası şimdiden baskı mekanizmalarını çalıştırıp, kim haklı kim haksız gözetmeden Ermeni safında duracaktır.  

Haklı olan Azerbaycan'ın ise; Türkiye'den başka sırtını dayayacak bir duvarı yok.  Olası geniş kitleli oyunlarda ise ; savaşın Ermenistan-Azerbaycan anlaşmazlığından çıkıp, tüm Kafkasya'ya da yayılabilir olma ihtimali çok yüksek.

Bu teorinin ağır ilerlemesi halinde bile Rusya, NATO'ya karşı Ermenistan'da askerini hazır kıta tutarak NATO'nun petrol ve doğal gaz kaynağı olan Hazar Denizine ilerlemesine izin vermeyecektir. Zaten Batı'nın asıl planı olan Hazar Denizi yıllardır Kafkasya hayalleri görmesine neden oluyordu.

Ama Rusya, hem Ermenistan hem de Kafkas cephesine sıkı sıkıya sarılarak fire vermeyecektir.

Türkiye'de Azerbaycan'a sahip çıkacağından bölgede ki asıl aktörler Rusya ve Türkiye olarak belirlenecek gibi.  Mücadele bitmedi. Hatta daha da körleşti. Adeta Kafkas trigonali hayata geçti.  

Bu savaş basit bir Ermeni-Azeri dalaşından öte, Suriye ve Libya'da Türkiye -Rusya didişmesinin Dağlık Karabağ bölgesine olan etkisidir.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.