Hava Durumu

Irkçılıkla savaş

Yazının Giriş Tarihi: 03.07.2020 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.07.2020 06:30

Coğrafi keşiflerin başlangıcı olan 15. yüzyıldan itibaren Avrupalılar sistemli bir şekilde dünyayı sömürmek için bu tip görevleri içlerindeki marjinal ve hırs abidesi karakterlere devrettiler.

Sömürgecilik ekonomik tarafı ağır basan faaliyetlerden olup ilk olarak iki akraba ırk Portekiz ve İspanyollarca hayata geçti.

Sonradan bu ikiliye Hollanda'da eklenerek hırsızlığın adı sömürgecilik olarak değiştirilerek kitabına uyduruldu ve itibar kazandırıldı.

Fakat asıl karanlık çağ İngiltere ve Fransa'nın bu yolsuzluklara dahil olmasıyla tavan yaptı.

Özellikle bu iki devlet bugünkü gayrimeşru zenginliğini bu yan yollarla elde etti.

Sömürge sahibi olmanın büyük devlet olma yolunda bir ön koşul olarak kabul edilmesi, zaman içinde Almanya, Belçika ve İtalya gibi devletlerinde bu yozlaşmış döngünün içinde ki rekabete ortak olmalarını sağladı.

Başlangıçta Amerika kıtasının paylaşılması ile başlayan sömürü faaliyetleri, zamanla tüm dünyayı keşfederek Afrika ve Uzakdoğu'ya kadar uzandı.

Sömürüye maruz kalan ülkelerdeki enerji kaynaklarının ve potansiyel ucuz iş gücünün sömüren ülkeye aktarımı olarak ifade edilen bu sistem! 19.yüzyıl itibari ile tavan yaptı. 

Hatta 1. Dünya Savaşı'nın nedenlerinden biride sömürge ülkelerin paylaşılmama kavgasıydı.

Fakat artık yeni dünya düzeni diye bir kavrama şahitlik ediyoruz.

Sanki taşlar yerinden oynayacak gibi. 

Pandemi süreci ideolojilerle narkozlanan insanlığı uyandırmaya yetti.

Afro-American Floyd'un dünya gündemini sarsan acı ölümü kitleleri birleştirerek düzene itiraz etmeye zorladı.

Artık her gün haber bültenlerinde Irkçılık, Kölelik ve Sömürge kavramları lanetleniyor.

Dünya sömürü tarihini yazan Üstünde Güneş Batmayan İmparatorluk olarak bilinen İngiltere'de, köle tüccarı ve zengin ırkçı siyasetçilerin geçmişte dikilen heykellerine yönelik yapılan saldırılar Avrupa'da da tartışılıyor.

İngiltere Başbakanı Boris Johnson, heykeli saldırıya uğrayan eski lider Winston Churchill'in heykeline sahip çıkarken tüm eleştiri oklarını da üzerine çekti.

Başbakan Johnson 2. Dünya Savaşında ülkenin lideri olan Churchill'i "Bugün artık bizim için kabul edilebilirliği yoktur" diyerek eleştirse de, "O döneminin kahramanıdır" diyerek korudu.

Gelinen nokta ise İngilizlerin mazileri ile gerçek anlamda hesaplaşma içine girmelerinin kaçınılmazlığıdır. O çok övündükleri güçlü (!) krallıkları nasıl ve hangi değirmenlerin suyu ile inşa edildi acaba?

Churchill'in tarihteki karşılığı Faşist İngilizi olarak geçer.

Beyaz ırkın üstünlüğünü savunan Winston Churchill; Hindu ırkı için "Hayvan gibi bir dine sahipler, hayvandan farkları yok" diyebilen bir karakter fukarasıdır. Churchill Kürtler ve Afganlar içinde "Gelişmemiş ırk, medeni olmayan halklar için gaz kullanımını güçlü bir şekilde destekliyorum" demiştir.

Ada'da durum bu iken, Fransa'da da kıpırdanmalar gözle görülür şekilde arttı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'da bu konuda kirli tarihine sünger çekme yanlısı olanlardan.

Macron yaptığı açıklamada sömürgeci tarihine sahip çıkarak "Fransa Cumhuriyeti tarihinden hiçbir ismi silmeyecektir" dedi. Hiçbir eserin/heykelin sökülmeyeceğini beyan eden Macron bu konuda en az %60 Fransız vatandaşı ile fikir çatışmasında.

Fransız Başkan 2022 seçimleri öncesinde geçen Pazar yapılan yerel seçimlerden de oldukça büyük bir hezimetle ayrılmıştı. Görünen o ki kendisinden zaten memnun olmayan Fransız halkı, Macron'un bu aykırı çıkışlarını da hesaba katarak genç liderin ipliğini pazara çıkaracak gibi.

Diğer sömürgeci geçmişe sahip olan Belçika ise 1800'lü yıllarda yapılan Kongo katliamının yankılarıyla sarsılıyor.

Belçika'da Kral 2. Leopold'un büst ve heykellerine yönelik yapılan saldırılara her geçen gün yenileri ekleniyor.

Aynı dönemde Kral Leopold ile sömürgecilik faaliyetlerine katılan General Storms'un büstü de yeni hedeflerden. Belediyelerin büstlere yönelik başka yere taşıma ya da üstünü kapatma önerisi ise henüz kabul edilmedi.

Birleşik Devletler'de de benzer ırkçılık karşıtı gösteri niteliğindeki savaşlar devam ediyor.

Sinema efsanesi John Wayne'in adı 1971'de bir röportajında ve filmlerinde siyahilere yönelik kullandığı ırkçı söylemler nedeniyle Orange Havaalanından silinerek heykeli kaldırılacak.

Ünlü aktör Amerika'da burada yaşamış ve 1979'da da ölmüştü.

Görünen o ki Pandemi ile birlikte Floyd'un acı sonu da dünyadaki insani duyguların ayağa kalkmasına neden oldu.

İnsanlar, insanlıktan uzak olan sömürü düzenlerinin diktalarını ve heykellerini sorgulamaya başladılar artık.

Yeryüzünde  her ideoloji kendini tüketmeye  mahkum.

Hayatın asıl gerçeği de budur.

Büyük resim de olduğu gibi.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.