Hava Durumu

İmam Humeyni'yi Bursa'da misafir eden ev müze olsun

Yazının Giriş Tarihi: 25.06.2021 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.06.2021 06:30

Merhum İran lideri İmam Humeyni'nin 1964'te Bursa'da sürgün olarak kaldığı ev satışa çıkarılmış hem de vefatının 32.yılında.

Haberi gazetemde okuyunca yıllar öncesinin anılarına daldım.

İran şahı Muhammed Rıza Pehlevi'nin kendine tehdit gördüğü İmam Humeyni'yi 1964'te tutuklatarak sürgüne göndermesiyle şereflenmiş Bursa'mız.

Bir seneye yakın misafir etmişiz Çekirgede.

Hatta İran eski Cumhurbaşkanı Ahmedi Nejat 2015'de Bursa'ya geldiğinde kaldığı evi ziyaret etmişti.

Naçizane bir iki kelam etme fırsatı bulmuştum bende kendisiyle. Sergilediği adaba ve derinliğe de hayran kalmıştım.

Yöneltilen çiğ sorulara bile büyük bir vakarla, yutkunarak üslubunu zerre bozmadan  yanıtlamıştı.  

Neyse, o yıllarda Bursa güzel bir ev sahipliği göstermiş İmama.

Evinde ibadetle meşgul olmadığı zamanlarda Acemlere has dini kıyafetiyle Ulucami'ye namaza gittiğini görenler hala sağlar ve o günleri hatırlıyorlar.

Namaz sonrası halkla bir araya gelir, sohbetler eder lütf-u keremi ile aydınlatırmış hemşehrilerimizi.

Hatta bir Cuma günü mimbere çıkmış ve son derece güzel Türkçesiyle dinin hayatın her alanını kapsadığına dair harikulade bir konuşma yapmış.

Özellikle bu sohbetten sonra Ulucami cemaati İmam Humeyni'ye hayran kalmış ve namaz vakitlerinde onun yolunu gözler olmuş.  

Bursalılar İmamı ara sıra evinde de ziyaret edip hayır duasını isterlermiş. Böyle görüş alış verişlerden arta kalan zamanlarda Bursa'daki evinde "Tahrirü'l Vesile" adlı  eserini de araya sıkıştırıp kaleme almış hatta üstad.

İmama Bursalılardan gelen bu hoş teveccüh batı hayranı Şah Pehlevi'yi ve dönemin Ankara zihniyetini epey rahatsız etmiş olacak ki; Türkiye'den gönderilmesi için kulislere başlanmış.

İmam Bursa'dan da sürülünce Şiilerin çoğunlukta olduğu Irak'ın Necef kentine gönderilmiş.

O yıllar İran'da Şah'a karşı toplumsal ayaklanmaların yaşandığı yıllar. Tahran gösterilerle kaynıyor. Humeyni dışarıda ama, sesi İran'dan yankılanmaya devam ediyor. Öylesine güçlü bir karakter.

İslam'a adanmış bu dava son bulmayacaktı elbet. Yapılan mücadeleler sonunda Şah halkın baskısına daha fazla dayanamaz ve 1979'da yenilgiyi kabullenerek bu defa kendisi İran'ı terk-i diyar etmek zorunda kalır.

İran'a kesin dönüş yapan Humeyni direksiyona geçer ve Şah dönemin üzerine bir çizik atar.

Sürgün yıllarında Humeyni'yi misafir eden Bursa bu kez devrilen değil; (Kral İdris/Libya) deviren bir lidere ev sahipliği yapmış olur böylece.

Kısa tarih bunları not düşmüş.  Gazetedeki habere göre İmamın Bursa'da kaldığı ev satışa çıkarılmış. İranlı iş adamları da satın almak için sıradaymışlar.

Umarım satın alan kişi aslına uygun bir şekilde evi muhafaza eder ve burayı Bursa turizmine müze olarak kazandırır ve hediye eder.  

Bursa sevdalıları olarak beklentimiz bu yönde.

Bu proje üstelik İran'dan Bursa'ya turistte çeker.

Bursa'da bekleme yapmıyor turist kafileleri diye veryansın edenler bu önerimi dikkate alsınlar isterim.

İmam Humeyni hakkında yaptığım kişisel araştırmalar sonucunda muhteremin sadece Çekirgede değil, Gemlik/Balık pazarı mahallesinde bir evde kaldığı gerçeğine ulaşmıştım yıllar önce. Kısaca özetleyeyim.

Milenyuma yeni girilmişti sanırım. Bu konuyu araştırdığımı işiten Ahmet abi bir gün kahvehanede beni yakaladı. Kısa bir hoş beşin ardından cebinden o tarihi anın fotoğrafını çıkarıp masaya koydu.

-Al işte aradığın bu muydu?

Bir de ne göreyim, ağzım açık bakakaldım resme.

Gemlik'in tarihi Balık pazarı kahvehanelerinde sandalye üstünde oturan sakallı bir adam ve kucağında bir çocuk.

-Kim bunlar?

-Küçük çocuk ben. Diğeri de İmam Humeyni.

Uzun bir şaşkınlıkla ve hayretle inceledim fotoğrafı.

-Ya dedi, şaşırırsın işte öyle. Ne yıllar ne günler gördü eski Gemlik.

Ahmet abi tek başına ayaklı bir tarihten farksız bir adam.

Yani pek kimse bilmez ama Humeyni'nin bir de Gemlik zamanları olmuş yazılıp çizilmeyen.

Yalnız enteresan 1960 model bir anısını paylaşmak isterim abimin sizlere.

Dediğine göre eskiden Ovaakça'da manda besiciliği yapılırmış. Eliyle işaret ederek bak derdi Kaptan, şu karşı yoldan İlkbahar'da mandalar şu Cavit Çağlar'ın Kurşunluya inen kestirme yolunun olduğu mevkii den sürü halinde Gemsaz'a inerlerdi. Oradan denizden yüzerek karşı sahile varır, (Gemlik Körfezi'nin diğer yakası)  Narlı dağlarında Eylül-Ekim'e kadar barınırlardı. Sonbahar'da da yine denizden yüzerek tekrar karşıya geçmek suretiyle çobansız bir şekilde Ovaakça'ya eve geri dönerlerdi. Bu her sene tekrarlanırdı ta ki sanayileşme Bursa toprağına vuruncaya dek.

Enteresan zamanlar unutulmaya yüz tutmuş anılar bunlar.

Böyle kapağı aralanmamış pek az kimsenin bildiği olaylara vakıftı Ahmet usta. 

Artık izini yolunu kaybetsem de; biliyorum ki gönüllerimiz hep bir. Olurda bu satırlara göz gezdirirsen selam olsun, hürmetle, özlemle ellerinden öperim.

Ben bu satırları sizlere fısıldarken; Dünya'da gündem hız kesmiyor. Ülkelerde seçimler oldu. Liderler değişti. Biz es geçtik, bir nefeslik ara verdik bu hafta.

Güzel bir detayı kurcaladık. Altından neler çıktı. Nostalji de oldu biraz.   

Ne yapalım, bazen de böyle işliyor kalemimiz.

Belki biraz da kendimizi şarj ediyoruz bu kısa molalarda.  

İnşallah haftaya tekrar buluşmak üzere hakkınızı helal edin.

Hoşça kalın.

Sağlıkla kalın.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.