Hava Durumu

Başkomutan

Yazının Giriş Tarihi: 06.11.2020 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.11.2020 07:30

Demokrat Biden ile Cumhuriyetçi Trump arasındaki seçim finali önceki gün son buldu.

1942 Pensilvanya doğumlu Joe Biden bir ömre bedel siyasi yaşamının son perdesine Amerikan Başkanlığını da sıkıştırdı.

Aylardır anketler Bideni 12 -13 puan önde gösterse de, yarış kora kor geçti. Müslümanlar ve zencilerin seçimdeki tavrı ise en belirleyici etken olarak hedefi vurdu.

Amerikan toplumu yüksek bir kutuplaşmayla sandık başındaydı. Bu kutuplaşma son dönemden farklı bir tablo olarak göze battı.

Amerikan toplumu kapitalizm de zirveyi görmüş bir millettir.  Ayrıca egoist ve bencillikte de üstlerine yoktur. Her gelişmeyi kendi menfaat ve çıkar terazilerinde tartarlar.

Amerikan vatandaşı biri için maaşına taahhüt edilen birkaç dolarlık zam ve cebine yansıyacak bir puanlık indirim onun fikrini değiştirebilir. Ülkesinin Suriye ve Irak'ta yaptıklarının bir önemi yoktur. Onu bağlamaz. İşte böyle bir halk dünyaya hükmeden bir lideri belirlemek için oy kullandı.

Bu tür toplumlarda konuşma tarzları değişse de dış politikalar değişmez.

Trump'ta gelse, Biden'de gelse, yine yaptırımlar azından/çoğuna sürer. Biri uzun vadede zararlıysa, diğeri kısa vadede başımıza ekşiyecekti zaten. Farkları bu. İkisi de aslında köpek ama biri havlıyor, diğeriyse ısıracak cinsten.

Alacağımız önlemlerin önceliklerini ezberlememiz gerek.

Geniş zaman cankurtaranıysa üretimi arttırmak dışa bağımlılığı azaltmak.

Aslında, okyanus aşırı bir güce ipleri nasıl kaptırdık da Trump gelse şükredecektik. Onu da kendimize sormalıyız.

Gerçi, taht değişse de baht değişmez. Birleşik Devletlerin dış politikasını derin güçler belirler. Gelen yukarıdakilerle uyuşamazsa en fazla biraz direnir, ipi elbet çekilir ve tarihe gömülür.

Trump, son döneminde bize karşı kötünün iyisiydi.  Biden ise tam bir küreselci şeytan. Yıllardır senatoda kendinden taviz vere vere en sonunda makamın başında durdu.

Birleşmiş Devletler oldukça iyi işleyen(!) bir mekanizmaya sahip.

Sistem herkesi kendine köle etmeye ve itaatkâr olmaya mecbur ediyor. Bu durum 1852'den beri böyle.

Seçilen Başkanlar ya Demokratlardan ya Cumhuriyetçilerden. Bir üçüncüsünün araya girme şansı yok.

Ülkede 20'den fazla parti olsa da; seçim sisteminin azizliğinden çoğunluğu alan iki aday dışındakiler seçime katılamıyor. Düzeneğin kurulumu bu.

Biden ve Demokrat tayfasının birçok cinsel sapıklığı savunan ahlak dışı haysiyetsiz politikaları ülkede evlilikleri kadın-erkek özelinden çıkarmaya hazır.

Kürtaj vs. yasal hak olarak görülecek ve çanlar susturulacak gibi. Amerikan halkı işte böyle bir sapkınlığa onay verdi bu dönem.

Aynı güruh burada da iş başında biliyorsunuz.

Bu beyin özürlüler bu zihin karmaşasıyla nereye yol alacaklarını sanıyorlar acaba? Oysa; modernizmin, teknolojinin, ilimin, bilimin amacı yüce yaratanı unutturmak olmamalı. Sanırım Bidon kafa da Macron'a imreniyor. Onun çizgisiyle benzeşiyor talepleri.

Hatırlayın, Fransa'nın din olgusunu aştığına, başka evrensel bir boyuta geçtiğine ve modernizmde tavan yaparak ilerlediğine! dair haberler yayınlanmıştı.

Bu satılmışların adı da koltuğa kurulunca lider oluyor işte. Al birini vur ötekine. Bir makam uğruna kendini satmışsın da; peşinden sürüklenenleri de bir avuç dolarla aldatıp yıkımlarına kapı aralıyorsun.

Joe Biden arkasındaki etkili kurumlar ve medya rüzgârıyla aştı ömrünce aşamadığı duvarları. Oysa ülkeyi yönetme kapasitesiyle ilgili ciddi soru işaretleri vardı hakkında.

Gelelim işin bizle alakalı tarafına. Joe Biden ve ekibinin Türkiye politikasına.

Her halükârda hükümetin nefesini kesmek isteyeceklerini zaten açıkladılar. Biden'in uzman kadrosu Ortadoğu ve Balkanlar coğrafyası mikserlerinden oluşuyor. Neredeyse hepsi Erdoğan'ın yayılımcı politikasının karşısın da. Bu durum ciddi görüş ayrılıklarını doğuracaktır. Aynı zamanda Fetö ve PKK politikalarını da pekiştirecektir. Biden, ağa babalarına çalışan bir adam ama şunu da yabana atmayalım ki; Birleşik Devletler geleneğinde her ne kadar kurumlar ve derin devlet etkin olsa da; Başkanın enerjisi, alacağı kararlar ve liderliği (! )gelecek yıllara damga vurarak tartışmaya açılacaktır. Biden, Amerikan senatosuna en genç yaşta girip, en son akıllara gelen bir aday olma özelliğiyle ışıldayan bir başkomutan.

Bence sular durulunca daha çok yardımcısı Kamala Harris'in üzerine oynamak daha akilane olur.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.