Hava Durumu

Aba altında beyzbol

Yazının Giriş Tarihi: 11.10.2019 06:54
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.10.2019 06:54

Irak'ta 1 Ekim'den bu yana devam eden hükümet karşıtı gösterilerde ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Eylemciler ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmalar ülkenin güneydoğusundaki Nasiriye şehrinden yayılım gösterdi.

Aslında protestolar 2011 itibariyle başlamış olup geçtiğimiz yıl Basra'da gerçekleşen gösterilerin devamı niteliğinde.

Irak Başbakanı Adil Abdul Mehdi'nin de bu aşamada halka karşı yaptığı yanlış tercihler olayları körükledi. Bu tercihlerden, göz yaşartıcı gazlar ve mühimmat kullanımı ve internet erişiminin engellenmesi, işsizlikten yakınan protestocuların tansiyonunu fırlatmaktan öte bir işe yaramadı. Oysa Irak Başbakanı Mehdi, böyle bir savunma gücünü en son Işid militanlarına karşı kullanmıştı.

Kriz masasının daha soğukkanlı, yatıştırıcı ve sarmalayıcı bir yaklaşım sergilemesi gerekirdi. Neyse ki, akilane tutum gecikmedi ve ateş çemberi daraltıldı. Kısa süreli de olsa taraflar anlaşma yoluna girdi ancak Başbakan yaptığı açıklamada yaşanan sorunlar sarmalına hemen etki edecek sihirli çözümlerinin olmadığını beyan etti. Protestocular ise Mehdi'yi ivedi bir reform hareketine imza atamadığı için eleştiriyor. Aynı zamanda devletin, imkân ve kaynaklarının belirli çevrelerce paylaşılmasının önüne geçilmeden yapılacak uzlaşının ülkeye bir şey katmayacağı inancına haizler.

Irak hükümeti yaptığı yazılı açıklamada, birçok vilayete sıçrayan gösterilersonucu uzlaşma çağrısı yaptı ve "düşük gelirli ailelere konut tahsisi, 150 bin işsize maddi destek ve gösterilerde ölenlerin şehit kabul edilmesini içeren bir yasa paketi" hazırladığını açıkladı.

Saddam Hüseyin'in dikta rejiminin son bulmasıyla Irak'ın mezhep ve etnik kimlik dengesi gözetilerek yazılan yeni anayasası uyarınca; Meclis Başkanlığı Sünnilere, Başbakanlık Şiilere, Cumhurbaşkanlığı'da Kürtlere veriliyor.

Irak'ta yaşanan savaşın getirileri bize açıkça ifade etmiştir ki, aşiret ve mezhep çizgilerinde doğabilecek karmaşalar bu coğrafyalar için en kırılgan unsurlardır.

Etkin güçler; Peşmerge, HaşdiŞabi ve Aşiret milislerinin tamamen ortadan kaldırılmaları gerek. Örneğin, silah ve mühimmat gücü tamamen devletin tekelinde olmalı.

Irak nüfusu 2018 verilerine göre 40 200 000 civarında. Nüfusun yüzde 60'ından fazlası ise 25 yaşın altında. Nüfus artış hızı yüzde 2,5 ve yeni doğumlarla ülke nüfusuna her yıl 1 000 000 kişi ekleniyor. Buna karşılık her yıl en fazla 700 000 kişiye iş imkânı sağlanabiliyor.

Ekonomik ölçüleri inceleyecek olursak, Irak ekonomisi rantiye düzenine dayalı petrol gelirleri üzerine kuruludur. Ham petrol ihracatı Irak milli gelirinin yüzde 60'ını, kamu gelirlerinin ise yüzde 90'ını oluşturur. Her yıl ortalama 80-90 milyar USD ithalat transferine yönelir. Bu demek oluyor ki, Irak ekonomik yapısı "tüketim ekonomisine dayalı" bir şekilde işliyor. Ülkede geçen ay gerçekleştirilen Ekonomi ve Güvenlik Forumunun raporlarına göre, devlete ait olan 277 fabrikanın sadece 134'ü çalışır, 129'u ise atıl durumda. Ayrıca hayata geçmemiş 14 yatırım amaçlı proje hali hazırda beklemekte. Özel sektöre ait 54 000 fabrika ve işletmenin ise yaklaşık yüzde 10'u çalışır vaziyette. Yüzde 5'i kesintili olarak çalışırken, yüzde 85'i ise atıl durumda çürümektedir.

Irak'ta rakamlar bu şekilde seyrederken işsizlik ve yolsuzluğun aşılamadığı, elektriğin sürekli kesildiği ve şehir alt yapılarının henüz tam olarak bitirilemediği savaşın yorgunluğunu henüz atamamış bir milletin canı burnunda isyanı sahne alıyor şuan sokaklarda.

Petrol zengini olmasına rağmen petrol gelirleri kendisine yansıtılmayan, savaşmakla yoğrulan, mental yorgunluğu zirve yapmış bir Irak seyrediyor dünya.

Peki sadece bundan mı ibaret kargaşanın iç yüzü?

Başbakan Mehdi'nin geçtiğimiz Eylül ayında yaptığı Çin ziyareti neticesinde Irak alt yapısı için yaptığı anlaşma ile S-400 alımı için Moskova'da Putin ile bir araya gelmesi okyanus ötesini rahatsız etmiş olamaz mı, ne dersiniz?

Irak'taki tüm bu kalkışmanın arkasında A.B.D'nin olduğu ihtimali mutlaka değerlendirilmelidir. A.B.D'nin elinden parasını alın hiçbir şeyi kalmaz, dünyayı barışa sürükleyin silah baronlarının aklı çıkar. Kısacası Amerikan lobisi dünyanın sağlığına zararlıdır.

21. asırda bütün dünya devletlerinin kurtuluşunu iki cümle ile özetleyelim o zaman;

Eğer barış istiyorsan, savaşa hazırlıklı ol...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.