Hava Durumu

Yaşamımız bize mi ait?

Yazının Giriş Tarihi: 21.10.2020 07:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.10.2020 07:30

ABD'de James Island Park'ta yaşanan toplu geyik ölümleri üzerine bir araştırma yapılıyor. Bakılıyor ki; yemek sıkıntıları yok, ortada bir avcı yok, salgın hastalık yok. Araştırmacılara garip gelen bu durumun detaylıca araştırılması sonucunda; geyik nüfusu arttıkça her bir geyiğin kişisel alanının ihlal edildiği ve bunun geyiklerde stres düzeyinin artmasına ve adrenal bezlerinin aşırı çalışmasına neden olarak toplu ölümlere neden olduğu ortaya çıkıyor.

Düşünün, kişisel alan ihlali geyiklerde bile bu sonucu meydana getiriyorsa, insan için bu durum sanıldığından daha önemli demektir. O yüzden kalabalık ortamlarda gergin oluruz ve asansörde yabancı biriyle olmaktan bu sebeple huzursuz hissederiz . Bunun yaşamımızı olumsuz etkileyen farklı bir yönü daha var. O da kişisel yaşamımıza fazladan dahil ettiğimiz insanlar. Sürekli her konuda hayatımıza müdahale eden, bizimle ilgili konularda söz hakkına sahipmiş gibi davranan, bizim yerimize karar veren ve bizi rahatça yargılayan insanlar. Ne kadar yorucu değil mi? Peki kendilerinde bu hakkı nereden buluyorlar?

Elbette ki bizden! Onları bu konuma getiren biziz, nasıl mı? Tabi ki kişisel alanımıza girmelerine izin vererek. Ortada bir suistimal varsa, tabi ki tolerans ve taviz vardır. Eğer hayatımızda kırmızı çizgiler belirlemezsek, sınırlarımız kolaylıkla ihlal edilir. Her şeyden önce hayatımızın sorumluluğu bize aittir. Eğer ki; erken yaşlarda bu konuya çok fazla müdahale edilirse ve bireyin fikirlerine saygı gösterilmezse, kişi ilerleyen yaşlarda da kendi sorumluluklarını yerine getiremez ve yalnız başına karar alamaz. Karar alma mekanizması zayıf insan, sürekli hayatına birilerini dahil eder. Çünkü yalnız hareket etme özgürlüğü kazanmamıştır. Tabi ki bu durum ilerleyen zamanlarda kişinin alanını bir hayli daralttığı için önce kendini kötü hisseder, sonra da çevresindeki insanlardan rahatsız olmaya başlar. Kişisel alanının, yani hayatının ve kararlarının başkaları tarafından irdelenmesi, huzursuzluğa yol açar.

Demek oluyor ki; henüz çocukken kişiye kendi kararlarını alma ve fikirlerini özgürce ifade etme şansı verilirse, bu ilerleyen yaşamında onun daha bilinçli ve özgüven sahibi olmasını sağlar. Böylelikle; sürekli birilerine muhtaçmış gibi davranmaktan kurtulur. Bunun sonucunda da; en yakını dahi olsa, insanları hayatına ne kadar dahil edeceğini ve hangi konumda tutacağını daha net tahlil edebilir.

Ortada bizi rahatsız eden bir durum varsa; bizim de ihmalimiz vardır. Öncelikle bunu tespit edelim. Bilin ki; açık kapıdan, rüzgar istediği gibi eser!

Sağlıcakla ve farkındalıkla kalın.             

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.