Kendini küçük sanma!

Size tarihe geçmiş bir faciadan bahsetmek istiyorum; Thalidomide faciası. Grünenthal isimli bir Alman firmasının ürettiği Contergan adlı ilaç, hamilelikteki uykusuzluğu ve sabahları hissedilen mide bulantılarını gidermek için üretildi. Oysaki yeterli testler yapılmamış, hatta kimi denemelerde şüpheli durumlar bile fark edilmişti. Ama ilaç yine de piyasaya sürüldü ve adeta aspirin gibi satılır oldu. İlacın hamileler için kesinlikle zararlı olmadığı ve gönül rahatlığıyla kullanılabileceği belirtiyordu.

Dört yıl kadar Batı Almanya'da piyasada kalmış ve Avustralya'ya kadar kıtalar arasında hızlı bir şekilde kullanımı yayılmıştı. Tabi ki o dönemde haberin yayılma hızı ve koşulları bugün ki gibi değildi ve ilacın yan etkilerinin duyulması uzun zaman almıştı. Elbette ki çıkan haberlerin firmalar tarafından yalanlanması da işin cabası. Ayrıca 50 ülkede Thalidomide etkin maddesi içeren farklı ilaçlar da piyasaya sürülmeye başlamıştı. Tabi bu durumun sonuçları da maalesef oldukça ağır oldu: 90.000'den fazla düşük, 10.000'den fazla engelli doğan bebekler ve ölümler.

Onca ülkede Thalidomide etkin maddeli ilaçlar farklı isimler altında aspirin gibi satılırken, ilaç Türkiye'ye de girmek üzereydi ki; Prof. Dr. Süreyya Aygün Sağlık Bakanlığı'nı ilaca karşı uyararak ilacı mercek altına aldı. Olası zararlı yan etkilerini tespit ederek ülkeye girişine engel oldu ve ülkemizi büyük bir facianın eşiğinden döndürdü. Bugün ülkemizde Thalidomide kullanımına bağlı hiçbir vaka bulunmuyor. Kendisini gerçekten minnetle anıyoruz. Bu olay bize anlatıyor ki; insanların "dünyayı sen mi kurtaracaksın?" sözü ne kadar da anlamsız. İşte bazen bir kişi bile bir ülkeyi böyle faciadan kurtarabiliyor. Galiba bizim en büyük eksiğimiz bu; bir şeyleri başkalarından beklemek!

Dünyayı da birileri kurtarsın bir zahmet, biz de gül gibi yaşayıp gidelim. Acaba yolunda gitmeyen birçok şey, kimse üstüne düşeni yapmadığı için yaşanıyor olabilir mi? Bir mahallede sokaklar kirliyse ve herkes birileri temizlesin diye beklerse, o mahalle hep kirli kalır. Ama herkes sadece kendi kapısının önünü temizlerse bütün mahalle tertemiz olur. Bizim yapmamız gereken de kendi üstümüze düşeni yerine getirmek. "Zaten kimse yapmıyor ben niye yapayım" zihniyetiyle asla bir yere varamayız. Çünkü herkes sadece kendinden sorumludur. Bilemeyiz belki de bizim duyarlı bir davranışımız birçok insana örnek olur. O yüzden doğruyu uygulamak adına istikrarlı olalım. Bir bakmışız her şeyin değişmesine biz vesile olmuşuz, neden olmasın? Cengiz Han'ın da dediği gibi; "Sakın bir çiviyi küçümseme! Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu koskoca bir ülkeyi kurtarır!" Evet belki insan bir çivi mesabesindedir ama koca bir ülkeyi bile kurtarabilir!

Sağlıcakla ve farkındalıkla kalın.