Kapalı kutu

Önünüzde iki tane kutu olduğunu düşünün. Bu kutulardan biri kapalı ve içinde ne olduğunu göremiyorsunuz. Diğeri ise açık ve içinde ne var ne yok hepsi ortada. Şimdi sizin ilginizi hangi kutu çeker? İlk etapta açık kutuya yönelir ve içindekileri karıştırma eğiliminde bulursunuz fakat sonra cazibesini yitirir. Kapalı kutunun içinde ne olduğunu bilemediğiniz için bu kutunun gizemi ve ulaşılamaz olması onu daha değerli kılar. İşte bizler de tam da bu kutular gibiyiz. Maalesef çoğumuz açık kutuyuz. Önüne gelen hayatımızı karıştırıyor çünkü kutunun ağzını hep açık tutuyoruz. Herkes hayatımıza müdahale edebiliyor ve bir sonraki hamlemizi görebiliyor çünkü tüm kartlarımızı açık oynuyoruz. Aslında onlara bu fırsatı biz veriyoruz, sonra da onları suçluyoruz. İşte tam bu noktada kapalı kutu olmayı öğrenmeliyiz. Kimse hayatımızla ilgili her şeyi bilmek zorunda değil; herkese her şeyi en ince ayrıntısına kadar açıklama mecburiyetimiz yok! Bırakalım da insanlar bazı şeyleri biraz merak etsinler. Yapacaklarımızı bilmesinler, yaptıklarımızı görsünler. İnsanların her zaman her şeye bir yorumu vardır. İyi de yapsak kusur arayan zaten bulur. Yaptıklarımızı kimseye beğendirmek zorunda değiliz, nihayetinde jüri önüne çıkmıyoruz ya! Kararlarımız bize aittir tıpkı sorumluluğun bize ait olduğu gibi! Şunu hep aklımızda tutalım ki; çok fazla ortalıkta olan bir şey değerini yitirir. Bizim hayatımızda birilerine malzeme edilmeyecek kadar değerli! O yüzden bu konuda gelişmek kendinize yapacağımız en büyük iyiliktir. Mesela işe; kendinizle ve hayatınızla ilgili daha az açıklama yaparak başlayabilirsiniz. İnsanlara adeta hesap verircesine açıklama yapmayı bıraktığınız gün omuzlarınızdan koca bir yük kalkacak buna emin olun. Yaşadığınız her şeyi birilerine anlatmaktan vazgeçin. Çünkü öyle insanlar vardır ki, siz olayı çözer bitirirsiniz ama onlar konuşmayı bitirmezler. Bırakın herkes gerektiği kadarını bilsin. Zaten fazlasını bilen kişi doğrudan kendisini hayatınız üzerinde söz sahibi görür. Bir tavsiyem de sınırlarınızı belirlemeniz. Karşınızdaki kim olursa olsun, kırmızıçizgileriniz olsun! Bunu yapmazsanız çok yorulursunuz; sınırlarınızı ihlal edenlerle uğraşmaktan sonunda kendinize mecaliniz kalmaz bunu bilin! Ve son olarak hayır demeyi öğrenin. Çünkü insan doğası gereği hep ister, siz verdikçe karşınızdaki hep talep eder. Ve ne yazık ki vermediğiniz zaman verdikleriniz de unutulur. Sonunda bir bakarsınız vere vere size bir şey kalmamış. Lütfen kendinizi tüketmekten vazgeçin!

Artık "sizin hayatınız" sizin olsun, özeliniz size kalsın. Hadi kutunun kapağını kapatın!

Çünkü hayatınız isteyenin istediği gibi kurcalayacağı bir ıvır zıvır kutusu değil!

Sağlıcakla ve farkındalıkla kalın.