Trend çılgınlığı!

İnsanoğlu, yeniliklere çok açık değildir.

Dünyamız, her yeni trendin etkisine girdiğinde mutlaka bir süre bocalamıştır.

Kabul etmek gerekirse,

Bu durum ülkemizde çok daha güçlü bir şekilde hissedilir.

Fakat bir süre sonra bu garip hallerimiz kanıksanmış bir durum alır ve hayatın normalinde unutulup gider.

***

Son yıllarda hayatımıza giren en büyük yenilik kuşkusuz; ‘sosyal medya’dır.

Tüketim toplumunun zamanını ‘hoyratça’ harcamasını sağlayan akıllı oyuncaklar, bazı çılgın akımları da beraberinde getirdi.

İşin ilginç tarafı,

Aradan uzun sayılabilecek bir zaman geçmesine rağmen, özellikle gençlerimiz ‘trend’ adı altında yaptıkları sosyal medya çılgınlıklarına bir türlü son vermiyor.

Bunların son örneği ise ‘evde estetik’ akımı.

Bazı gençler kameranın karşısına geçerek dudaklarını, plastik şişe ve benzeri ürünlerle vakumlayarak botoks yaptırmış gibi büyütüyor.

Daha beteri…

Bazıları ise işi abartıp, yapıştırıcıyla üst dudağını yapıştırıyor.

Hatta!

Burnunu kaşık vasıtasıyla küçülttüğünü iddia ederek, saçma sapan yöntemler önerdiği videoları paylaşanlar dahi var.

Diğer taraftan…

Uzmanların, ‘burnunu kaşık, dudağını plastikle’ zedeleyenlere yaptığı ‘kalıcı hasar bırakabilir’ ikazları kulak ardı ediliyor.

Bu noktada ailelere ise büyük görev düşüyor.

Gençlerimizi, böyle tehditlere karşı koruyacak en etkili gücümüz; aile değerlerimizdir.

Köklerimize, aslımıza yakışmayacak davranışlar sergilemelerinin yanlış olduğunu onlara güzel bir dille anlatmalıyız.

Tabi bu durum bir anda olacak bir şey değil.

Henüz küçük yaşlardan itibaren bireyi geleceğe hazırlayacak ‘temel eğitime’ başlanması gerekir.

Bunun için de önce kendi davranışlarımızın doğruluğunu sorgulamamız gerekiyor.

Çünkü…

Çocuklar en temel davranışlarını ailelerinden alır.

Bunun yanında mutlaka, onlara arkadaşları arasında kısa süreli popüler olmanın kısa süreli bir prestij olduğunu anlatmalıyız.

Kişiyi toplumda değerli kılan asıl davranışların; dürüstlük, yardımseverlik ve ahlak gibi kavramlardan geçtiğini göstermeliyiz.

Ve bir de…

Unutmayalım ki, teknoloji çağının zeki çocuklarına sahibiz.

Bu potansiyeli ileriye taşımak da, ziyan etmek de en çok ailelerin elinde…