Şimdi rehavete kapılmanın zamanı değil!

Tüm dünyayı tehdidi altına alan korona virüs (KOVİD-19) salgını mart ayından bu yana ülkemizde de etkisini gösteriyor.

Vatandaşlar olarak kurallara büyük çoğunlukla uyup, devletimizin mücadeledeki gayretlerine karşılık verdik.

Korona virüse karşı sergilenen bu tutum sayesinde de rakamları aşağı çekmeyi başardık.

Gösterdiğimiz örnek mücadele, tüm dünyada yankı buldu.

Ancak...

Havaların ısınmasıyla birlikte rehavete kapıldığımızı maalesef kabullenmemiz gerek.

1 Haziran itibariyle başlayan normalleşme süreci galiba vatandaşlar tarafından yanlış anlaşıldı.

Bir anda her şey bitti havasına büründük!

Kabul etmek gerekir ki; yetkili ağızlardan yapılan uyarılar kulak ardı edilir oldu.

Böyle olunca da son günlerde açıklanan yeni vakalar tekrar 4 haneli sayılara çıktı!

Unutulmamalı ki...

Üstüne basa basa söylenen; sosyal mesafeye dikkat etme ve maske kullanmamızla ilgili kurallar hayatımızın gerçeği olmalıdır.

Aşı bulunmadan bu sürecin tam anlamıyla bittiği söylenemez.

Karşımızda öyle sinsi bir katil var ki,

Ne görebiliyorsunuz ne de karşınıza alıp mücadele edebiliyorsunuz.

Elinizdeki tek koz; sosyal mesafeyi korumak ve mümkün olduğunca maskenizi çıkarmamak.

Evet...

Alışık olduğumuz bir durumla karşı karşıya değiliz ve hayatımızın her anında tedbirli davranmak biraz olsun zor gelebilir.

Ancak tünelin ucuna bu kadar yaklaşmışken, verilen emekleri heba etmek hiçbirimize yakışmaz!

Lütfen, kendiniz ve sevdikleriniz için tedbiri asla elden bırakmayın.

Yaz aylarının sıcak havalarına aldanmadan, zaruri olmadıkça dışarıya çıkmayalım.

Sevdiklerimizle görüşmelerimizi, kalabalık toplantıları kısa bir süreliğine erteleyelim.

Korona virüse karşı etkili bir ilaç bulunana kadar da, sosyal mesafenin hayatımızın bir gerçeği olduğunu kabullenelim.

Daha önce bunu başardık. Tekrar kaldığımız yerden virüsle mücadelemize devam edelim.

Aksi durumda yine kısıtlamalarla yaşamayı kabulleneceğiz.

Bundan kaçış yok!..