Şehirliler doğayla irtibatı kurdu

Hobi bahçeleri son dönemde revaçta.

Şehir yaşamının stresinden, gürültüsünden sıkılan insanımız, kökünün geldiği topraklara kısmi bir dönüş akımı başlattı.

Kimisi küçük bahçesinde mevsimine göre ekim yaparken, kimisi ise üç beş tavukla vakit geçiriyor.

Onlar için mühim olan doğanın verdiği huzuru, mutluluğu ve güveni yaşamak...

Güneşe dokunmak, çiçekleri koklamak.

Bazıları bu durumu olumlu karşılarken, bazıları ise tarım arazilerinin heba edildiği görüşünü savunuyor.

Konuyla ilgili olarak uzun süredir Meclis'in hobi bahçelerine yönelik yasak içerikli biradım atılacağı konuşulurken, bu yasadan önce imar barışının uygulamaya geçmesi tarlalardaki yaşam alanlarını resmileştirdi.

Bence de; atılan bu adım şehir yaşamından bunalan insanlarımızın doğayla kurduğu bağı bir nevi korudu.

Hatta...

Bazı bölgelerde -bir kaç örnek de olsa- tersine göçü tetiklediğine şahidim...

Önceleri hafta sonu için düşünülen bu mekanlar, daha sonra daimi yaşam alanlarına dönüşmüş.

Nasıl yaşanmasın ki?..

Toprak candır, hayattır.

Günümüzde...

Büyükşehirlerin hangi noktasında tertemiz havayı ciğerlerine çekebilirsiniz ki?

Günübirlik doğaya çıkayım desen, bu kez merkezden çıkmak için ciddi bir zamanı trafiğe harcıyorsun.

Özellikle çocuklarımızın dört duvar arasında teknolojik oyuncaklarla vaktini ve zihnini heba etmesi yerine doğada sağlık dolu zamanlar geçirmesi paha biçilemez.

Elbette özellikle batı illerinde olan küçük ölçekli tarım arazilerinin parça parça yok edilmesi doğru değil.

Ancak bu konuda hem vatandaşın gönlünü yapacak, hem de tarımsal faaliyetlere zarar vermeyecek kararlar alınabilir.

Böylece insanların son dönemlerde doğayla kurduğu bağ gelecek nesillere de aktarılabilir.

Kim bilir...

Belki de insana hasret kalan köylerimizden ileride yineçocuk kahkahaları yükselir.