Felakete sürükleniyoruz!

Şu küresel ısınma ne illet bir şeymiş, son yıllarda net anlıyoruz.

Mevsimler adeta yer değiştirdi.

Aralık ayının ortasına geldik, kış mevsiminde olduğumuzu henüz tam anlayamadık.

Uludağ'ın tepesindeki karları da görmesek, ekim ayının içindeyiz zannedeceğiz.

Halbuki böylemiydi Bursa'mız, bundan 10-15 sene önce bu zamanlar?..

Yer yer dize kadar beyazla örtülürdü kentin sokakları.

Çok da yakışırdı doğrusu gelinlik bu tarih kokan şehre.

Okulların bile yoğun kar yağışından dolayı yılda 3-4 gün ara ara tatil edildiği günler hala hatırımda.

 ***

Yağış olmayınca haliyle su da olmuyor.

Göllerimiz, göletlerimiz suya hasret durumda.

Dün gelen bilgiye göre İznik Gölü 50 metre çekilmiş.

Bu korkunç bir şey!

Türkiye'nin en büyük 5. doğal gölünden bahsediyoruz.

Marmara'nın can damarı bu göl.

***

Farkında mısınız?..

Kış ayına girdik ve kuraklığın etkisini hissediyoruz!

Bu iş nereye varacak böyle?

Hep övündüğümüz tarım çeşitliliğimiz tarih mi olacak?

Gürül gürül akan nehirler, çaylar taşlıklara mı dönecek?

İşin acı tarafı ise, sıkıntının farkında olsak da çözümü bizde bulunmuyor.

Vatandaşın alacağı önlemlerle bu sonu belli olmayan uçurumdan ne kadar dönülebilir...

***

Bu işin asıl sorumluları belli!

Dünyanın hakimi edasıyla dört bir yandan doğamızı sömüren birkaç ülke, yapılan tüm uyarıları kulak ardı ediyor.

Yılda birkaç kez; 'mühim' yakıştırması yapılan açıklamayla dünyaya kendini affettirmeye çalışan bu ülkelerin hiçbiri diğerinden masum değil.

Önlem alırmış gibi yapıp yine bildiklerini okuyorlar.

Sanayi hamlelerini uzun zamandır 'atom bombası' kıvamında zararlı bir şekilde devam ettiren ABD, Çin, Rusya, Almanya, İngiltere, Japonya ve Fransa insanlık tarihine kara leke ile geçtiler!

Maalesef dostlar, dünyamızı hiç iyi günler beklemiyor.

Bundan sonrası kıtlık ve salgın...

Biz belki başına yetişiriz ancak, doğada hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı günleri çocuklarımız iliklerine kadar yaşayacaktır.