Hava Durumu

Bu topraklar hoşgörünün merkezidir

Yazının Giriş Tarihi: 22.01.2021 06:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.01.2021 06:30

Anadolu'daki hoşgörü kültürü, bize atalarımızdan miras kalmıştır.

Öyle ki...

Bazı çevreler tarafından çarpıtılmaya çalışıldığının aksine, Türkiye'deki hiçbir etnik unsur, farklılığından dolayı ne kamu kurumlarında ne de toplumsal yaşamda ötekileştirilmez.

Bu noktada sadece ince bir çizgi vardır.

O da bölücülere karşı uygulanan tavırdır ve bu reaksiyon asla kimliksel bir nedenden kaynaklanmaz.

Şayet bunun aksi olsaydı, Türkiye'deki pek çok etnik kökene mensup kişi; devlet görevlerinde üst sıralara yükselemezdi. Yükselse bile etnik kimliğiyle anılırdı.

Biz hiçbir cumhurbaşkanlarımızın, başbakanlarımızın, bakanlarımızın, genelkurmay başkanlarımızın etnik kökenini bilme gereği duymayız.

***

Bunları neden mi anlatıyorum...

Çünkü demokrasinin beşiği ve özgürlükler ülkesi olarak kendini lanse eden ABD'nin, yeni başkanı Joe Biden'ın yardımcısının etnik kimliği ve cinsiyeti tüm dünyada olay oldu.

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, ABD'nin ilk kadın, siyahi ve Asya kökenli Başkan Yardımcısı oldu.

Düşünebiliyor musunuz?

Daha önce göreve seçilen 45 başkan da siyahi bir yurttaşını başkan yardımcısı olarak ülke yönetimine layık görmemiş!

***

Anne tarafından Hindistan, baba tarafından ise Jamaika asıllı olan Harris'in dünya barışı adına görevinde vicdanlı davranmasını bekliyoruz.

Ancak görünene bakılırsa, Harris'in olaylara objektif bakabilme kabiliyeti ve tarih bilgisi oldukça zayıf...

ABD'nin yeni başkan yardımcısı, Kalifornia Eyalet Savcılığı görevi zamanında 1915 olaylarını 'soykırım olarak tanıyan tasarıyı' imzalamasıyla biliniyor.

Hatta sözde Ermeni soykırımıyla ilgili skandal ifadeler kullanarak, "İnsanlık tarihinin en karanlık zamanlarından biri olan Ermeni soykırımının uygun bir şekilde tanınması için Ermeni toplumunun yanında olacağım" açıklaması yapmıştı.

Pes doğrusu!

Birileri Harris'e;

Başkan yardımcısı olduğu ülkede, köleliğin en üst perdeden yaşandığı ve insanlık dışı uygulamaların olduğu dönemde; Osmanlı topraklarındaki Ermenilerin 'Millet-i Sadıka' diye onurlandırılıp, en güzide konumlara getirildiğini öğretsin.

Soykırım safsatasının borazanlığını yapanlar bile kabul eder ki;

Osmanlı'da ticaret genelde Ermeni tüccarların elindeydi. Ayrıca başkent İstanbul'un en özel yerlerinde oturan zengin Ermeni aileler toplumun seçkin üyeleriydi.

Bu durum halen daha büyük ölçüde Türkiye Ermenileri için geçerlidir.

***

Soykırım safsatasına gelirsek...

Emperyalizmin önündeki son engel olan Osmanlı İmparatorluğu'nu  parçalamak isteyen Batı ülkelerinin kışkırtmalarıyla toprak hevesine düşen Ermeni çeteler, Doğu Anadolu'da ve Kafkasya'da yüz binlerce Müslüman'ın ölümüne sebep olmuştur.

Ermeni çetelerin insanlık dışı saldırılarına karşı savunma hakkını kullanan Osmanlı'da, bölgedeki bazı Ermenileri yine Osmanlı topraklarındaki güvenli bölgelere yerleştirmiştir.

Bu yolculuk sırasında çeşitli sebeplerden dolayı vefat edenlerin sayısını milyonlarla ifade etmek safsatadan başka bir şey değildir.

Çünkü lanse edilen rakam, o dönem Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusunun üstündedir.

Kısacası...

En ince ayrıntısına kadar tutulan Osmanlı arşivlerini incelemeyip, sadece kulaktan dolma bilgilerle Türkiye'yi köşeye sıkıştırma hevesinde olanlar önce kendilerine baksınlar.

Harris de konuyu daha yakından incelediğinde, bu toprakların hoşgörünün merkezi olduğunu mutlaka görecektir.

Eğer art niyetli değilse...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.