Artık 'müsrifliği' çöpe atalım

Sadece Bursa'da değil, ülke genelinde kış aylarını alışık olmadığımız sıcaklık seviyelerinde geçiriyoruz.

Geride bıraktığımız sonbahar mevsimi de yağış açısından son derece kurak geçti.

Her ne kadar bu durum düşük doğal gaz faturalarıyla dar gelirli vatandaşın yüzünü güldürse de; diğer taraftan acı bir fatura göndereceği aşikar.

Demek istediğim; kurak geçen sonbahar ve kış mevsimi tarımsal üretimi vurdu.

Şehrimizdeki tarımsal faaliyetlerden örnek vermek gerekirse...

Yağmura hasret kalan İnegöl'de buğday daha yetişmeden yüzde 40 fire verdi.

İznik ve Yenişehir'de ise meyve ağaçları erken çiçek açtı.

Bu durum da; ilerleyen günlerde soğuyacak hava sonucu, daha şimdiden tomurcuklanan ve çiçek açan meyve ağaçlarından verim alınamaması anlamına geliyor.

***

Meteoroloji Mühendisleri Odası Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Orhan Şen dün hepimizi ürküten bilgiler aktardı...

Prof. Dr. Şen'e göre; Türkiye artık Akdeniz ikliminin dışına çıktı.

Bu iklimsel değişim de gelecekle alakalı susuz yaz aylarını doğuracak.

***

Şayet...

Küresel bir sorun olan kuraklığa karşı ciddi anlamda gerekli adımlar atılmazsa, durum çok daha kötü bir hal alacak.

Korona virüs salgınıyla boğuşan ülkemizin bir de tarımsal üretimdeki verim düşüklüğü tehlikesiyle karşı karşıya olması içimizi ürpertiyor.

Gidişata bakıldığında önümüzdeki senelerin oldukça zorlu geçeceği aşikar.

Peki bu durumda biz ne yapabiliri?

Bu sorunun yanıtı çok basit: 'Tasarruf'

Birçok evde unutulan bu kutsal kavram 'bereketin' sebebidir.

Belki de;

Boşa akan musluklar, çöpe atılan ekmekler, fazla alındığı için çürüyen meyveler, tabakta bırakılan yemekler ve diğer müsriflik kalemlerimiz bizi bu sonuca getirdi.

İnanın bana...

Tasarrufu bilen bir toplumda ne yokluk ne de açlık sorunu olur.

Elbette ki küresel ölçekte hükümetlerin, dev kuruluşların iklimsel değişimle alakalı atacağı adımlar hayati önem taşıyor.

Ancak...

Birey olarak bizim üzerimize de sorunun çözümü için önemli görevler düştüğü bilincinde olmalıyız.