Gönüller yapmaya geldik

Gönüllere dokunabilmek zor bir eylem fakat imkansız değil.

Bu eylemi gerçekleştirmek de herkesin yapabileceği bir iş değil.

Zaten bunu günümüz seçim çalışmalarında da medyaya yahut yaşadığımız günlük olaylara yansıdığı kadarıyla görebiliyoruz.
Geçtiğimiz hafta Fransa'dan gelen misafirlerim ve ufak tefek işlerim sebebiyle İstanbul'da bir arkadaşımın evinde konakladım.

3-4 günlük bu süre zarfında birçok ilçe gezip vatandaşlarla da sohbet etme imkanımız oldu.

Yaptığım araştırmalar sonucu Üsküdar bölgesinde vatandaşın tercihi her zaman olduğu gibi tabii ki de yine AK Parti'den yana.

Kız Kulesi ile özdeşleşen bu ilçeye hayran kalmamak elde değil tabii ki de.

Çevre düzenlemeleri, sosyal kültürel etkinlikler ve buna benzer birçok faaliyet gerçekleştirerek hizmet sunulan, gönül belediyeciliği anlayışıyla yönetilen bir ilçe olmanın bu hayranlık düzeyinde etkisini göz ardı edemeyiz.

Gittiğim ilçelerden olan Şişli, Kadıköy ve Ataşehir için de aynı görüşleri 31 Mart seçimlerinden sonra bildirmek inşallah nasip olur.
Gönüllere dokunabilmek demiştik, nasıl mı?
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Sn. Alinur Aktaş, gönül belediyeciliğinin, tevazu ve samimiyetin güzel örneklerinden bir tanesi diye düşünüyorum.

Yalnız benim düşüncem değil, aynı şekilde vatandaşın da düşüncesi bu yönde.

Geçtiğimiz günlerde Bursa Trabzonlular Kültür ve Yardımlaşma Derneği tarafından gerçekleştirilen Trabzon'un kurtuluş gecesinde Alinur başkana olan yoğun ilgi bu düşünceyi doğrular nitelikte. Vatandaşlar başkana atkı hediye ederken, fotoğraf çektirirken, CHP'li rakibi ise kafası öbür tarafa çevrili hafif somurtkan bir şekilde boş gözlerle bakınıyordu.

Belki de Kılıçdaroğlu'nun yok etme politikasını yeni anlamıştı.

Yok etme politikası benim uydurduğum bir terim.

Nedeni ise, önceki seçimlerde Sarıgül'e yaptığını, İnce'ye yaptığını aynı şekilde Bozbey'e de yapıyor olması...

Hadi bunun komplo teorisi olduğunu düşünecek olursak, vatandaşımızın tercihi yine CHP'den yana olmayacaktır.
Hatay'da CHP'li Belediye Başkanı ve aynı zamanda adayı vatandaşı aşağılarcasına bir konuşma gerçekleştirdi.

Bu konuşma medyaya yansıdı, iyi de oldu.

Bu kişilerin gerçek yüzlerini görmemize vesile oldu bu video kaydı.

Köyde ikamet eden teyzeler oy vermeyeceğiz dediklerinde, Belediye Başkanı böyle bir durumda hizmet yapmayacağını ve buna mecbur olmadığını dile getirdi.

Halka tepeden bakanlar, halktan oy isterken gerçek yüzlerini de gizleyemiyorlar.

Ne anlarsınız siz gönüllerde yer almaktan, gönül belediyeciliğinden...
Anlaşılan Kılıçdaroğlu'nun da gönlü, YPG gibi terör örgütlerine sırtlarını yaslayan, birilerinin heykelini dikeceklerini söyleyen, terör örgütünün sözcülüğünü ve siyasi savunuculuğunu yapan bir takım parti yöneticilerinden yana.

Görünen köy de kılavuz istemiyor.

Her şey açık açık ortada.
İnanıyorum ki milletimiz 31 Mart Yerel Seçimlerinde verilebilecek en doğru kararı verip tercihini gönlü başka yerlere kayanlardan değil, gönüller yapmaya gelen, memleket işinin gönül işi olduğunu bilen ve uygulayan, tevazu ve samimiyet timsali AK adaylardan, başkanlardan yana olacaktır.
Memleket gönülden gönüle uzanan bir bağ, ne mutlu bu bağa sahip çıkanlara...