Hava Durumu

Kur'an ayı Ramazan-ı Şerif yaklaşırken...(2)

Yazının Giriş Tarihi: 26.04.2019 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.04.2019 07:00

Geçen hafta, Asr suresinin açıklamasını yapmaya başlamıştık:

Sûre, "iman edenler, salih amel işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler hariç" bütün insanların ziyanda oldukları, asra yemin edilerek dile getirilmekte; kurtuluşun ancak, iman etmeye, iyi işler yapmaya, hakkı ve sabrı tavsiye etmeye bağlı olduğu bildirilmektedir.

Rabbimiz, bu surede yeminle, tüm insanların ziyanda olduklarını, ancak yukarıda özellikleri sayılanların, ziyandan kurtulacaklarını bildirmektedir:

Sözü edilen bu özellikler şunlardır:

a) İman etmek, b) Salih amel işlemek, c) Hakkı tavsiye etmek,d) Sabrı tavsiye etmektir.

Dikkat edilirse bu esaslar, insanın her zaman ve mekânda muhtaç olduğu dünyevî ve uhrevi kurtuluşunun anahtarlarıdır. Çünkü bu dört esasta Allah hakkı ile kul hakkı birleştirilmiştir. Kişinin kemale ermesi iman ve salih amelle olur. Bu Allah hakkı ile ilgilidir.Başkalarına hakkı ve sabrı tavsiye etmesi, nasihat ve irşad görevini yerine getirmesi ise kul hakkıdır. İnsanın dünya ve ahirette gerçek manada kurtuluşa ermesi ancak, bu iki hakkı yerine getirmekle olur.

Sûre, üç ayetten meydana gelmiştir.Sûrede kurtuluş ve mutluluğun ancak iman, amel-i salih, hakkı tavsiye ve sabrı tavsiye etmekle mümkün olacağı bildirilmekte ve İslam'ın beşer hayatı için getirdiği mükemmel sistem ifade edilmektedir.

Surenin meali şöyledir:"1-Asra yemin olsun ki, 2-İnsan ziyandadır. 3-Ancak inanıp iyi işler yapanlar, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler ziyanda değildir."

Mealde de açıkça görülmektedir ki, rabbimiz, bütün insanların ziyanda olduklarını, yalnız inanıp yararlı işler yapanların, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenlerin hariç tutulduklarını, asra yemin ederek ifade etmektedir.

Sureyi ayet ayetşöyle açıklamak mümkündür:

Ve'l-asr": Rabbimiz, sureye, asra yemin ederek başlamaktadır. 1. Ayette geçen asr kelimesi, gündüzün uçlarından biri, özellikle ikindi vaktinden güneşin batmasına kadar olan zaman, çağ denilen seksen veya yüz yıllık zaman ve ikindi vakti gibi anlamlara gelmektedir."

Zaman, tüm nimetlerin aslı sayılır. Çünkü insan için en kıymetli şey zamandır. Yüce Allah, halis bir nimet nimet olan zamana yemin etmektedir. Çünkü yemin kusursuz ve şerefli şeylere yapılır; o da zamandır. Eğer insan, ömründen bin sene gibi uzun bir zamanını faydasız işlerle geçirse ve son "an"da hidayete kavuşsa, o kısacık anda elde ettiği bu işten dolayı cennetlik olur. Zaman mekândan şereflidir.Zamanda kusur yoktur. Kusur, zamanda yaşayan insanlardadır. İmam-ı Şafi'ibu hususu, şu beyitlerinde çok güzel dile getirmektedir:

"Bütün ayıplar bizde ama zamanı suçluyoruz,

Bizden başka nesi var, o, bizim zamanımızdır,

Hicvediyoruz zamanı, onunsa yok günahı,

Bir de o dile gelse, dinlerdik bin bir ahı

Bir kurt bile yemezken, diğer kurdun leşini

İnsanımız çiğ çiğ yer kardeşinin etini"

Yüce Allah, yeminle "Muhakkak ki insan hüsrandadır" buyurmuştur. İnsan ömrü ile ikindi vakti arasında bir ilişki vardır. Güneşin tepeden inip, batmaya yüz tutması gibi, insan ömrü de devamlı geçmekte, eriyip gitmektedir.

Allah'ın bu manadaki asra yemin etmesinin bir sebebi de; adeta insanın ömründen az bir zaman kalsabile henüz vaktin geçmediğini, kalan vakitte tövbe ile Allah'a dönmek için fırsatın bulunduğunu hatırlatmaktadır..

Asr,"İkindi Namazı" anlamına da gelmektedir. Rabbimiz, ikindi namazının faziletinden, dolayı asra yemin etmiştir. İkindi namazı "orta namaz''dır. Yüce Allah Kur'an'da; "Namazlara ve bilhassa orta namaza devam edin" buyurarak, namazlara ve bilhassa orta namaza devam etmemizi emretmiştir. İkindi namazı, aynı zamanda gündüze ait farzların amel olarak sonuncusudur. Akşam ile beraber gece ibadetleri başlayacaktır. Yüce Allah "ve'l-Asr" sözüyle, önemli bir namaza yemin etmektedir.

"Asr"ın bir anlamının da, Hz. Peygamber (sav) ve ümmetinin, içinde bulundukları zaman demektir. Asr-ı Saadet yani mutluluk asrı demektir. Bu takdirde "ve'I-Asr" sözünün manası şöyledir: "Ve'l-Asrellezientefihi" (Senin içinde bulunduğun zamana yemin olsun ki) demektir.

Nitekim rabbimiz değişik surelerde, "Bu şehre yemin olsun" ayetiyle, Hz. Peygamber (sav)'in mekânına, "Ömrüne yemin ederim ki, onlar sarhoşluk içinde bocalıyorlar" ayetleriyle de Hz. Peygamber (sav)'in ömrüne, yani kendisi için -tayin edilen zamana yemin etmektedir. Bu ayetlerle Allah, Hz. Peygamber'e (sav) sanki ''Senin zamanına, mekânına ve ömrüne yemin olsun'' demekte ve bunu derken de üç hususun zaman, mekân ve ömrün insanlar için önemini belitmiş bulunmaktadır.

İnşaallah devam edeceğim...

Cumanız mübarek olsun.

Selam ve dua ile...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.