Hava Durumu

Hac, İslâm'ın beş şartından biridir...

Yazının Giriş Tarihi: 28.06.2019 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.06.2019 07:00

Hac, İslâm'ın beş şartından biridir. İslam'da en son farz kılınan önemli bir ibadettir. İslam onunla kemale ermiştir. Gereği gibi hac yapan herkesigünah kirlerinden temizleyip, kemale erdiren, şartları tutan her Müslüman'ın mutlaka yapması gereken, malî ve bedenî bir ibadettir.

Kelime olarak Allah'a yönelme, günahlardan arınma, Hak yolunda ferâgât gösterme, meşakkatleri göğüsleme ve dinin özüyle temasa geçme gibi manalara gelir. Terim olarak, Kâbe'yi ve civarındaki özel ve kutsî mekânları, belirli vakti içinde, usulüne uygun olarak ziyaret etmek ve yapılması gereken diğer hac görevlerini yerine getirmektir.

"Hac, şartlarına uygun olarak ihrama girdikten sonra (Zilhiccenin 9. yani Kurban Bayramı arifesi günü) hac niyetiyle Arafat'ta vakfe yapmak, Müzdelife ve Mina'da belli dînî görevleri yerine getirmek, sonra da ziyaret tavafı niyetiyle Kâbe'yi tavaf etmektir."

Haccı; "dinin kemâle ermesi ve teslimiyetin tamamlanması"  için "Hz. Peygamber'in izini sürerek Allah'a ulaşmak" şeklinde özetleyebileceğimiz haccı, "gönül dünyasını imar ve inşa için ihramlı olarak Arafat'ta vakfe yapmak, Beytullah'ı tavaf etmek ve şeytanın kalbe musallat olmasına engel olmak için Minâ'da şeytan taşlamak sûretiyle yapılan kutlu bir ibâdet"tir şeklinde de tarif edebiliriz.   

Haccın zamanı:

Her ibadetin bir zamanı vardır. Haccın ve hacda yapılacak her amelin de özel bir zamanı vardır. Hac, hac aylarında yapılır. "Hac ayları, Arabi aylardan şevval, zilkade ve zilhiccenin ilk on günüdür."  İçinde bulunduğumuz aylar haccın ön hazırlıklarının yapıldığı günlerdir. Haccın yapıldığı esas zaman ise; -tarifte de belirtildiği gibi- Kurban Bayramı'nın arife günü ve bayram günleri olmak üzere beş gündür. Haccın olmazsa olmaz şartlarından biri olan Arafat vakfesinin zamanı, arefe günü zeval vaktinden, kurban bayramı sabahı şafak sökünceye kadardır. Bu süre içinde hac maksadıyla ihrama girip Arafat'ta bulunmayan hacı olamaz. Ziyaret yani farz tavafın zamanı ise, kurban bayramı sabahından, ömrün sonuna kadardır. Hanefi mezhebine göre de bu böyledir. Ancak, Ebû Hanife'ye göre ziyaret tavafının, bayramın ilk üç gününde yapılması vaciptir sonraki günlere bırakılırsa ceza kurbanı kesilmesi gerekir.

Haccın hükmü ve delilleri

Hac, farzdır. Farz oluşu kitap, sünnet ve icmâ-ı ümmet ile sabittir. Bu konuda hiçbir ihtilaf yoktur. Sahabe döneminden beri bütün bilginler şartlarını taşıyan herkese, haccın farz olduğu konusunda ittifak etmişlerdir. Şartları oluştuğu takdirde haccın tehir edilmesi Allah'a isyan; terk edilmesi büyük günah, inkârı küfürdür. Kendisine hac farz olan kimse, günaha girmemek için bu ibadeti ilk fırsatta yerine getirmelidir. Hacca gidebilmenin yollarını araştırmalı, en azından kur'a için sıraya girmelidir. Günümüz Türkiye şartlarında kendisine hac farz olupta gidebilmek için kuraya kaydolanlar emr-i Hak vuku bulduğunda gidebilmenin yollarını araştırdıklarından dolayı inşallah sorumluluktan kurtulurlar diye ümit ediyorum.

Hac farz olduğu yıl yapılmalıdır

Hacı olma şartlarını taşıyan kişi, imkân elde edince, geciktirmeden haccetmelidir. Dört hak mezhebin üçüne göre hac farz olduğu yıl yapılmalıdır. Haccı ertelemek günahtır; günahta ısrar ise kalbi karartır. İnsan, çeşitli sebeplerle imkânını kaybedebilir ve hac yapmadığı için sorumluluk altında kalır. Dolayısıyla Müslüman, yakaladığı ilk fırsatta hacca gitmelidir. "Haccı koruyamam", "daha erken" veya "hacılığı tutamam" gibi mazeretlerle şartlarını elde etmiş olanların bu önemli ibadeti geciktirmeleri doğru değildir. Haccı, hac yapamayacak duruma düşünceye kadar erteleyenlerin sayısı çoktur. Bu durumda olanlar, çoğu zaman vekil göndermek zorunda kalırlar. Ölmeleri halinde borçlu giderler. Dolayısıyla kendisine hac farz olanların ilk fırsatta bu önemli ibadeti ifâ etmeleri gerekir.

Peygamberimiz (sav): "Hac yapmak isteyen acele etsin. Çünkü hasta olabilir, servetini yitirebilir, bir ihtiyacı ortaya çıkabilir" tembihini yapmış sonra da; "Hac yapmakta acele ediniz. Çünkü sizden biriniz ölümün kendisine ne zaman geleceğini bilemez"  buyurarak imkânı olduğu halde hac yapmayanları kınamış ve kınanacak duruma düşeceklerine dikkat çekmiştir. "Bir kimseyi hastalık, zaruri bir ihtiyaç, bir sıkıntı veya zâlim bir sultan alıkoymaksızın hac yapmazsa; ister Yahudi, isterse Hıristiyan olarak ölsün";  Ve yine; "Kim yol azığına ve kendisini Allah'ın evi Kâbe'ye ulaştıracak bir bineğe sahip olduğu halde haccetmezse, yahudi ya da hıristiyan olarak ölmesinde bir fark yoktur" buyurmuşlardır. Bu durum Allah Teâlâ'nın "Kâbe'ye gitmeye gücü yetenlerin Beytullah'ı haccetmesi, Allah'ın emri ve insanlar üzerindeki hakkıdır"  (Al-i İmran, 3/96) buyurmasındandır demiştir.

İmam Şafiî ve İmam Muhammed'e göre, hac "ömrî"dir; Yani, kendisine hac farz olan kimse, bunu ileri bir tarihe erteleyebilir. Çünkü "Hac, hicretin 9. yılında farz kılındığı halde, Hz. Peygamber, 10. yıla ertelemiştir"  derler. Bu görüş, Müslümanlara kolaylık sağlar. Ancak, imkânı varsa bu kutsî ibadetin geciktirilmeden yapılmasında faydalar vardır. Çünkü dinimiz, hayırlı işlerde acele etmeyi tavsiye eder.

 Hac konusuna devam edeceğim inşaallah!

Cumanız mübarek olsun sağlık ve afiyet dileklerimle...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.