Hava Durumu

"Dua ibadetin özüdür" (2)

Yazının Giriş Tarihi: 25.05.2019 07:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.05.2019 07:00

 "Dua ibadettir" hadisine benzeyen başka hadisler de vardır. Meselâ "Hac arefedir" hadîs-i şerîfi bunlardan biridir. Herkes bilir ki, hac ibadeti arefe günü Arafat'ta vakfeden ibaret değildir. Haccın pek önemli bir diğer farzı da tavaftır. Ama arefe günü belli bir süre Arafat'ta durmayan kimse hacı olamaz. İşte arefe günü vakfe yapmak haccın en önemli esası olduğu gibi, dua da ibadetin en önemli esasıdır. Dua etmeyen, duanın önemine inanmayan kimsenin ibadeti eksiktir. "Dua ibadetin özüdür (iliğidir)" hadisini böyle anlamak gerekir. İliksiz kimsenin ayakta duramadığı gibi, duasız ibadetin de fazla değeri bulunmadığı anlatılmış olmaktadır. Dua etmek önemli bir ibadettir.  İnsan fırsat buldukça bu ibadeti yapmalıdır.

Peygamber Efendimiz veciz konuşurdu. Az sözle çok mâna ifade ederdi. Cevâmi'ul-kelim denen bu özelliğin kendisine Cenâb-ı Hak tarafından verildiğini söylerdi. İşte bu sebeple onun duaları da özlüydü. Hz. Âişe validemiz diyor ki: Resûlullah (sav) özlü duaları sever, özlü sözlerle dua ederdi. 

İnsan halini ve ihtiyacını Allah'a arz ederken kısa ve özlü sözleri seçmelidir. Kişi, dua ederken Rabbinin huzurunda olduğunu düşünmeli, ağzından çıkana dikkat etmeli, herhangi bir kimsenin yanında dereden tepeden konuşur gibi sayıklamamalıdır. Dua, dileklerin Cenâb-ı Hakk'a arz edilmesidir; O'ndan dünya ve âhiret için faydalı şeyler istemelidir. Dualarımızı tam bir şuur içinde, dikkat, titizlik ve ihlasla yapmalıyız. "Rabbinize yalvara yakara ve sessizce dua edin. Çünkü O haddi aşanları sevmez" âyet-i kerîmesini görmezden ve bilmezden gelerek bağıra çağıra ve âdeta emredercesine dua eden, bir söylediğini değişik ifadelerle tekrarlayıp duran duâhanların hali gerçekten hüzün vericidir. Kendisine dua etmemizi emreden rabbimiz, dua edersek dualarımızı kabul edeceğini vaad ediyor ve nasıl dua etmemiz gerektiğini özellikle tarif ediyor ve bize öğretiyor. Peygamber Efendimiz (sav)de uygulamalarıyla bunun sayısız örneklerini ortaya koyuyor. Kula yakışan; Rabbinin huzurunda olduğunu unutmamak, yalvaran bir edâ, gayet ölçülü bir seda ve özlü ifadelerle dua etmektir. Çünkü duaların özlü sözlerle yapılması daha güzeldir ve en güzel dualar da Peygamberimiz'in yaptığı dualardır....

ÖRNEK BİR DUA

Peygamber Efendimizin dualarından bir örnek duayı naklederek yazımı bitirmek istiyorum Efendimizin on yıl hizmetinde bulunan Enes (ra) diyor ki:

Resûl-i Ekrem (sav) ekseriya şöyle dua ederdi: "Allâhümmeâtinâfi'd-dünyâhasene ve fi'l-âhiretihasene ve kınâazâbe'n-nâr: Allahım! Bize dünyada da iyilik ver, âhirette de iyilik ver. Bizi cehennem azâbındankoru!"Bu hadisin söylenmesine sebep olan hoş bir "sebeb-i vürudu" vardır.

Resûl-i Ekrem Efendimiz hasta bir sahâbîsini ziyaret ediyordu. Adam o kadar erimiş, küçülmüştü ki, râvi Enes'in ifadesiyle, kuş yavrusuna dönmüştü. Peygamber (sav) ona:

- Allah'a bir şeyle dua ediyor, ondan bir şey istiyor musun? diye sordu. O sahâbî:

- Evet, Allah'ım! Bana âhirette ne ceza vereceksen, onu dünyada ver, diye dua ediyorum, dedi. Resûlullah (sav) :

- "Allah Allah! Senin buna gücün yetmez"dedikten sonra yukarıdaki duayı okumasını tavsiye etti. Sonra da o sahâbînin iyileşmesi için dua etti, çok geçmeden o da iyileşti.

Bu dua Bakara suresinin, 201. âyetinden alınmıştır. Âyetteki dua, hemen her müslümanın bildiği üzere "Rabbenââtinâfi'd-dünyâ..." diye başlayıp hadisteki gibi devam etmektedir. Hem Kur'ân-ı Kerîm'den alındığı hem de mânası pek geniş olduğu için Allah'ın Resûlü bu duayı her fırsatta okurdu. İbadetleri, hal ve tavırları Resûl-i Ekrem'e en fazla benzeyen sahâbî olarak bilinen Enes (ra) kısaca dua etmek istediğinde sadece bu duayı okurdu. Duayı uzatmak istediği zaman ise, diğer duaların arasında yine bunu da  okurdu.. Bu duada üç şey istenmektedir. Biri, dünyada iyiliktir. Dünyada iyilik sözü sağlık ve âfiyeti, helâl rızkı, hayırlı evlâdı, iyi eşi, faydalı ilmi, makbûl amel ve ibadeti, kısaca nimet denebilecek her şeyi içine alan geniş kapsamlı bir ifadedir. Âhirette iyilik, Allah'ın affını elde ederek başta cennet olmak üzere Cenâb-ı Hakk'ın iyi kulları için hazırladığı her türlü nimete kavuşmayı, kıyametin korkunç hallerinden emin olmayı, hesabı kolayca vermeyi ve özellikle Cenâb-ı Hakk'ı görmeyi ifade etmektedir. Cehennem azâbı ise bir insan için felâketlerin en büyüğüdür. Bu sebeple Efendimiz her fırsatta ondan Allah Teâlâ'ya sığınmıştır. Cehennem azâbından korunmayı isteyen kimse, Cenâb-ı Hak'tan kendisini her türlü kötülükten ve haramdan korumasını da istemiş olmaktadır.

Mânası geniş olan bu duayı, dilden düşürmemeli, Efendimiz gibi çok okumalıdır. Eğer başka dualar yapıyorsak onların arsında mutlaka bu duaya da yer vermelidir.

Cumanız Mübarek olsun. Sağlık ve dua ile kalınız. 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.