Erdoğan'dan HDP ve Kılıçdaroğlu'na çok sert sözler

İşte Erdoğan'ın konuşmasından bazı notlar:

"Kendilerine akademisyen diyen bir güruh devletine ve milletine kin kustu. Bu barajların ne büyük düşmanı bölücü terör örgütüdür. Ve onu destekleyen akademisyenlerdir. 121 bin akademisyenlerden sadece 1100 imzaladı. Benim itirazım farklı düşünmelerine değildir. Buradaki mesele kendilerine akademisyen diyenlerin terör örgütü propagandası yapmasıdır. Kendisine aydın diyen bir grup devletine ve milletine kin kustu. Bu ülkenin birliğine karşı olan herkes bilsin ki bizim karşımızdadır. Biz tek millet olmanın çabasındayız. Biz tek bayrak peşindeyiz. Bu ülkede ikinci bir bayrak olamaz. Elinize silah alıp kurşun sıkmakla terör örgütünün propagandasını yapmak arasında fark yoktur. Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde teröristler polis lojmanlarına, emniyet mensuplarının evlerine saldırdı. Bombalı araçla, roketlerle gerçekleştirilen saldırıda 39 vatandaşımız da yaralandı. Bir polisimiz şehit oldu. Şehit polisimize Allah'tan rahmet diliyorum".

"BU MANDACI ZİHNİYETİ BİLİYORUZ"
"Kolay değil şehitlerimiz toprağa düşüyor. Toprak şehitlerimizle vatan olmuştur" diyen Erdoğan, "Kendi ülkesine yabancıları davet etmek neyin nesidir? Bu mandacı zihniyeti çok iyi biliyoruz. 100 yıl önce de aynı zihniyet arz-ı endam etmişti. Milletimiz sayesinde bu mandacı zihniyet mağlup olmuştur. Biz sadece ve sadece Allah'ın huzurunda rükuya eğiliriz başka yerde asla. Bu sözde aydınlar aydın değil bunlar karanlıktır. Zira bunların vatan diye bir meselesi yoktur, millet diye meselesi yoktur. Bunlar şu güzel vatanımızı nasıl karıştırırızın peşinde. Bu mesele hak ve özgürlükler meselesi değil, Türkiye'nin bu konularda eksiği yoktur. Milletin varlığına, birliğine yönelik saldırılar karşısında tedbir almak bizim en başta gelen vazifemizdir. Unutulmasın ki devletin olmadığı yerde ne özgürlük, ne demokrasi, ne hak ne hürriyet olur. Kan olur, gözyaşı olur. Güneydoğu Anadolu'da teröristlerin sıkıntıları karşısında vatandaşlarımızın hakkını korumak durumundayız" diye konuştu.

"78 MİLYONA HİZMET VERDİK"
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
Çözüm sürecine bir yerden geldik. "Milli birlik ve kardeşlik projesi" dedik. Normal zamanda teröristlerden hemen arındırılacak yerler sivil vatandaşlarımıza zarar vermemek için yavaş sürüyor. Biz 780 bin kilometre karelik bu vatan topraklarını, 78 milyon vatandaşımızı sözde aydınlardan icazet alarak mı yönetiriz? Biz izni ve görevi milletimizden aldık. Burada sadece devletin kendi vatandaşlarının can ve mal güvenliğine saygı var. Vatandaşlarımızın tüm haklarına fütursuzca saldırıyorlar. Bunlar Kürt kardeşlerimi temsil etmiyor. Bunlar benim Kürt kardeşlerimin mahremiyetlerini çiğniyor. Kürt Başkan benim vatandaşlarımı sokağa davet etmedi mi? 50 kardeşim ölmedi mi? Yasin Börü'yü bir apartmandan aşağı atarak arabayla çiğnemedi mi? Bunları yaşamadık mı? Yaşadık. Biz 78 milyona hizmet verdik.

"MİLLETİM MANDACI ARTIKLARINA CEVAP VERECEK"
"Bu 99 barajı görüyorsunuz. Ülkemin dört bir yerinde var. Bölücü terör örgütü ve onların siyasi temsilcileri Güneydoğu Anadolu'da baraj istemiyor. Ilısu Barajı için bize yapmadıklarını bırakmadılar. Ama biz yapacağız. Onlar yıkar biz yaparız" diyen Cumhurbaşkanı, "Terör örgütü yanında yer almak için o bildiriye imza atan sözde akademisyenler gibi ruhunuzun kirlenmesi, kararması lazım. Bu mümkün mü? Milletimizin bu mandacı artıklarına hakettikleri cevabı vereceğini biliyorum. İlgili kurumlarımızın da Anayasa'ya göre açık suç teşkil eden bu bildiri karşısında gerekenleri yapacağını biliyorum. Bir kazma kürek eline sen al sen de git orada hendek kaz. Bu partinin mensupları teröristleri hastaneyi ziyaret ediyor" dedi.

"BAZI MEDYA KURULUŞLARI..."
Erdoğan, Sultanahmet'teki saldırı için bazı medya gruplarına da sert çıkarak, "İstanbul'da Sultanahmet Meydanı'nda biri gelip bomba patlatıyor. Turistler hayatını kaybediyor. Bu genel başkanın taktığı nokta yayın yasağı. Fransa'da da bu konuda hassasiyet gösterildi. Benzer konu ülkemizde yaşanınca bu hassasiyeti göremiyoruz. Bazı medya kuruluşları gerçek yüzlerini bir kez daha gösterdi. Fransa'daki Paris saldırında, saldırıyı manşetlerinde benim ülkemdeki bir gazete "Fransa çocuklarına ağlıyor" diye verdi. Benim ülkemdeki olayı "Katliam ülkesi" olarak verdi. Bizim karşımıza objektiflik, terör karşısında ilkeli tutum gibi argümanlarla gelmesin. Paris'te ölenlerin hakları ile İstanbul'da ölenlerin haklarını aynı görmeyen zihniyete sayısız şahit olduk" şeklinde konuştu.